MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr
Melek Zeynep Bulut'un Duo (İki) adlı eseri, 14 Eylül'de Londra Tasarım Festivali'nde sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Eser Birleşik Krallık'ta yer alan, doğu ve batı yarımkürelerinin birleşimi, Başlangıç Meridyeni olarak kabul edilen ve Unesco Dünya Miras Listesi'nde yer alan Greenwich'te, ikonik Painted Hall'de sergilenecek. Duo aynı zamanda Londra Tasarım Festivali 2024'ün Landmark Projeleri'nden biri olarak ziyaretçilerle buluşacak. Sanatçının kısa sürede iki uluslararası ödülün sahibi olan ve çok ses getiren Açık Anıtlar serisinin bir parçası niteliğinde de olan Duo, dualite kavramını yenilikçi bir bakış açısıyla ele alıyor. Bulut'un üretimlerinde karşımıza çıkan duyusal ve ziyaretçiyi esere dahil eden mekân, kent deneyleri Duo'da da kendini gösteriyor.
MEKÂN İÇİNDE YENİ BİR MEKÂN
Eser temel bir mimari unsur olan tonoz, ancak bu tonoz mikrofonlar, reflektörler, akrilik yansıtıcılar, ışığın kurgusu ve seslendirmelerle çok duyulu bir sahne hâline geliyor ve ziyaretçi ile şekilleniyor. Eserin ikonik Painted Hall'a yerleşimi "mekân içinde ikinci bir mekân" olarak kurgulanıyor ve bununla içinde var olduğumuz bedeni bir çeper kavram olarak tekrar ele almaya güçlü bir atıf yapıyor. Bu çok duyulu tonoz, mekânda asılı bir deri gibi hareket ediyor ve ağır kavramları hafif, ahenkli hâle getiriyor. Dualite kavramını bir karşıtlık değil, birleşme, bütünleşme olarak ele aldığını ifade eden sanatçı; eseri, fizik ve algı kurallarını ironik hâle getirerek, insanlık var olduğundan bu yana temel bir soru olan madde ve anlam karşılaştırmasını üst ve bütünleştiren bir yaklaşım olarak nitelendiriyor.
14-22 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek Londra Tasarım Festivali kapsamında ziyaretçi ile buluşacak olan eseri tasarımcısı Melek Zeynep Bulut'tan dinledik. Londra Bienali'nden sonra bu Festival'de de yer alacağı için gururlu ve mutlu oldunu belirten Bulut, "Bu yıl diğerinden farklı olarak Londra Tasarım Festivali'nin Landmark Projelerinden birini biz yapıyoruz. Bu hem çok heyecan verici hem de önemli bir sorumluluk. Ama elbette bu duygular işe can katıyor. Benim mizaç olarak disiplinli bir yapım var. Bu da her detayı işlemek, ince eleyip sık dokumayı getiriyor zira kendi filtremden geçiriyorum önce işi. Benim içime sinen bir iş oldu. Umarım temas eden herkes çok sever." diyor.
AÇIK YAPIT'IN DEVAMI NİTELİĞİNDE
Duo, Bulut'ın daha önce tasarladığı Açık Yapıt'ın bir devamı niteliğinde aslında. "Duo benim yaklaşık 4-5 yıl evvel kurguladığım Açık Anıtlar serisinin ikinci eseri. İlkini geçen yıl ilk kez Londra Bienali'nde sergilemiştik ve ardından ikinci bir Londra ve Türkiye sergileri ile ziyaretçilerle buluşmuştuk. Serinin bilinç akışı; formsuzluk arayışı ve her şeyin 'bir' olduğu bir anlam noktasının eskizleri. Formsuzluğu çalışırken bir 'yeni form' üretmek çelişki, bu sebeple dünyada tanımlanmış tüm kültleri duyularla canlandırarak teatral yeni anıtlara dönüştürmek ve bunlar üzerinden formsuzluğu konuşmak nasıl olur? Düşüncesinin başlattığı bir eskizler serisi." şeklinde konuşan Bulut, iki eserinin de birbiri ile konuştuğunu ve birbirini izleyen döngüler olduğunu söylüyor.
SÜRREAL AMA GERÇEK BİR ANITIMSI
Devasa eseri hakkında bilgiler paylaşan Bulut, Duo'yu şöyle anlattı: "Duo bir yol ve tonoz. Bu iki fiziki deneyim tanımlaması onu bir 'geçiş alanı' olmaya itiyor. Bir portal gibi davranıyor. Çeşitli optik, perspektif ve algı mekanizmaları denemeleri ile sürreal ama gerçek bir anıtımsı. Konumlanması içeriden. Bu kez içeriden konuşuyoruz. Mekân içinde ikinci bir mekân, tıpkı derinin içinde konumlanmış ama ondan fazlası olduğuna emin bir ruh gibi. 40 layerdan, katmandan oluşan bir deneyim alanı. Burada yürürken eser biraz boyut, kavramlar ve özellikle ışıkla oynayarak sizde bir algı kırılması yaratıyor. Eserin cildini küpler, bu küpleri bağlayan pamuk ipliği metaforları ve yer yer bu küplere entegre edilmiş ziyaretçi ile etkileşime giren yine ışık, ses sensörleri oluşturuyor. Ama elbette adı üstüne bir deneysel mekân, deneyimlemek gerekiyor, ben ne kadar anlatsam da ona dair bilgiler her zaman ziyaretçi ve eser arasında olacak / kalacak."
SERGİLENECEĞİ YER MUAZZAM
Eser koordinat olarak da çok özel bir yerde sergilenecek. Mekânın çok güzel ve özel olduğuna dikkat çeken Bulut, "Painted Hall, UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan ve bugün aktif olarak Kraliyet Deniz Kolejleri, üniversite, müze kompleksi olarak da kullanılan muhteşem bir tarihi yapı. Greenwich'te ve tam ortasından dünyanın sıfır derecesi, başlangıç meridyeni olarak anılan ve dünyayı 'doğu ve batı' olarak ikiye böldüğü belirlenen bir çizgi geçiyor. Tam üzerine Duo'yu kuruyoruz. Bence zamanlama ve konumlanma muazzam, daha iyisi ne olabilirdi diye soruyorum her ziyaret ettikçe ve üzerinde çalıştıkça." şekline konuştu.
HEM DİNGİN HEM HEYECANLIYIM
Ziyaretçilere belki de yeni bir kapı aralayacak olan bu eserinin kendisine ne hissettirdiğini soruyorum Melek Zeynep'e şöyle cevaplıyor: "Başka kapılar açar gibi bir iddiam yok ama farklı ve yeni. Bu ferah hissiyatı paylaşmak istedim. Daha evvel de dillendirdiğim gibi bu seriyi ve eseri uzun yıllar önce tasarlamıştım. En sevdiğim kısmı; yıllar evvel tasarladım, yıllar sonra hayata geçirmek kısmet oldu ve ilk aklıma düştüğü ândan bu yana hiçbir değişiklik yapmadım. İlk eskizim gibi her şey. Benim için Duo da dahil her ürettiğim eser bir bağlantı aracı. Soyut ile bağlantı kurmak, anlamak, anlamı derinleştirmek ve maddeyi anlamla buluşturmak adına varlar. Bu sebeple ben hep çok heyecanlı ve aynı zamanda hep çok dingin hissediyorum. Bu enteresan birlikteliği getiriyor aslında dünya için üretmemek. Heyecanlanıyorsun çünkü bir adım daha yaklaştın, çok dinginsin çünkü orası öyle bir yer."