Başkasının şarkısıyla kendi hikayeni anlatmak zor

UYGAR TAYLAN

uygartaylan@gmail.com

Anadolu’yu karış karış gezip şarkılar besteleyen müzik grubu Pinhani’nin ‘Yollar Bizi Bekler’ isimli yedinci albümü, sevenleriyle buluştu. Samimi şarkılarıyla bilinen grupla, yeni albümlerini ve 13 yıllık müzik geçmişini konuştuk.

Onlar “İstanbul’da kimim var” isimli şarkılarıyla bir gün bu şehri terk edeceklerinin sinyalini aslında en başından belli etmişti. Yıllarını Anadolu yollarında geçiren Pinhani, 13 yıllık müzik kariyerinin ardından yedinci albümü ‘Yollar Bizi Bekler’i yayınladı. Samimi şarkı sözleri ve naif melodileriyle her daim dinleyiciyi yakalamayı başaran grubun yeni şarkılarındaysa Melis Danişmend ve Kalben düetleri bulunuyor.  “Başkasının şarkısıyla kendi hikayeni anlatmak zor” diyen Pinhani’yle yollarda besteledikleri yeni albümünü konuştuk.

ESKİ ŞARKILARIN YERİ BAŞKA

Türkiye sizi ilk albüm sonrasında Kavak Yelleri dizisinin şarkılarıyla tanıdı. Bugün yolun başında olsaydınız yine böyle bir dizi projesiyle başlar mıydınız?

Sinan Kaynakcı: Kavak Yelleri başladığında ilk albüm çıkalı 13-14 ay olmuştu, Türkiye’nin 7 bölgesinde konser vermiştik bile. Ama bazı insanlar o dönemde her şeyi televizyondan takip ediyorlardı. Onlara ulaşmamıza faydası oldu, ama onlara eninde sonunda ulaşacaktık. Bu dizi ya da filmle veya bir tv programında şarkı yarışmasında olacaktı. Nasıl olduğunun çok bir önemi yok. 

Dinleyiciler şu dönem ne tür şarkılara rağbet gösteriyor?

Selim Aydın: Bizim dinleyici genelde eski şarkılarımıza hasret. Yenilerin bazıları eskileri andırsa da çoğu benzemiyor. Eski şarkılara benzeyenler genelde çok dinleniyor. Ama bizi ileri götürecek şarkının tek özelliği eski şarkılarımıza benzemesi değildir. Biz de kendimizi geliştirmeye ve daha önce yaptığımızdan daha iyisini yapmaya uğraşıyoruz. Neyse ki yaptığımız yeni şarkılara da bir rağbet var ve bu da bize cesaret veriyor. Dinleyici aşk şarkılarında düet olunca buna da ayrı bir puan veriyor. Kadın ve erkek sesleri birlikte doğru kullanıldığında çok güzel duyuluyor gerçekten. Şarkıyı da daha anlamlı hale getirebiliyor düet.

DİNLEYİCİ FARKLILIK İSTİYOR

Şarkılarınızı bestelerken karşınıza çıkan hangi durumlardan ilham alıyorsunuz?

Sinan: İnsanlar şarkılarda kendi hayatlarından bir şeyler buluyorlar. Eğer sözler onların durumu anlattığından daha etkileyiciyse şarkı güzel oluyor onlar için. Bununla beraber hep aynı konularda şarkı yapılması da doğru değil, farklı şeyler anlatan birini de arıyor insanlar. Farklı konuda yazılan şarkılar da bizi biz yapan şarkılar zaten. 

2004’ten beri müzik piyasasındasınız. Kalıcı olmanın formülü kendi bestelerini yapmaktan mı geçiyor?

Selim: Kendi bestelerini yapmadan kalıcı olanlar azınlıkta. Böyle bir gerçek var. Ama artık herkes aynı zamanda müzikle uğraşıyor. Şimdiki gençlerin kendi şarkıları, kendi YouTube kanalları var. Bu insanları kendine çekmek eskisi kadar kolay değil, kalıcı olmak da artık kolay değil. 

Sinan: Kendi şarkılarını söylemeyen yorumcunun işi çok zor, inandırıcı olmak, o şarkıyı kendin yazmış gibi söylemek çok zor. Kendi hikayelerini anlatan insanla başkasının hikayesini anlatan insanın motivasyonu bir olmaz. 

İSTANBUL’DA CİDDİ BİR MÜZİK ÇEŞİTLİLİĞİ VAR

“İstanbul’da kimim var” diyerek çıktığınız müzik maceranızda bu şehir size neler öğretti? 

Sinan: Çocukluğumda İstanbul’da bir sürü akrabam vardı. Hepsi ya vefat etti, ya gitti. Kimse kalmadı. En son ben de ayrıldım İstanbul’dan. Ama gidene kadar da ondan bir şeyler aldım. İstanbul’da ciddi bir müzik çeşitliliği var. Türkiye’nin en modern müzikleri de bu şehirde, en geleneksel olanları da. Anadolu’da yetişen bir çok müzisyen ve müzik aleti ustası İstanbul’a yerleşmiş durumda. Bu durumdan faydalanmaya çalıştım son ana kadar. Bu şehirde olmanın en büyük farkı da kendine güven duymak. Diğer şehirlerde insanlar İstanbul’daki imkanların çok önemli olduğunu düşünüp kendi imkanlarını küçümsüyorlar. Türkiye’nin en iyi müzisyenlerinin neredeyse tamamı İstanbul dışında yetişmiştir. Bence İstanbul’da müzisyen olmak diğer şehirlerden daha zor, amatör müzisyenler bir araya gelemiyor, ne paraları yetiyor, ne vakitleri. Ama Anadolu’da insanlar müziğe daha çok zaman ayırabiliyor. 

YOLDA OLMAK HAYAL GÜCÜNÜ CANLANDIRIYOR

“Yollar Bizi Bekler”in içinde ne kadar yol hikayesi var?

Sinan: Albümdeki enstrüman ve makam çeşitliliğini sağlayan şey bizim Anadolu’da geçirdiğimiz zaman ve orda içselleştirdiğimiz müzikler. Neyse ki İstanbul da bu müziklerin kısmen yaşatıldığı bir yer ve İstanbul’da bu müziklere eğilme imkanı bulduk. Sözler de genelde uzun yolculuklarda yazılıyor, güzel bir manzara eşliğinde. Yolda olmak hayal gücünü harekete geçiriyor kesinlikle.

Uzun süredir sektörde başarı ile kariyerinizi sürdürüyorsunuz. Bu  süreçte Türkiye’de müzikal anlamda ne çeşit değişimler oldu sizce? 

Sinan: Teknoloji müzik piyasasını büyüttü, artık daha çok albüm çıkıyor, daha çok konser oluyor, müzik dinleyicisi sadece belli bir zümreden oluşmuyor ve eskisi kadar özel bir şey değil ‘müzik dinlemek’. Daha değerli bir konuydu eskiden, özel bir vakit ayrılırdı. Şimdi müzik insanların yolda oyalanmasına hizmet eden bir şey. Ama bir yandan da her şehirde konser verecek kadar geniş dinleyici kitleleri oluştu.