Babasının başı derde girince faizsiz sistemi Türkiye'ye getirdi

''Gençlerimizde artık ideal yok; kendilerine, ailelerine ve içinde yaşadıkları topluma, dünyaya karşı bir sorumluluk hissetmiyorlar'' diye yakınırız. Bir taraftan da biliriz ki; onlara gösterilen iyi örnekler, güzel hikâyeler, rol modeller tetikleyecek her şeyi. İşte o örneklerden biri; 24 yaşında Türkiye'de faizsiz bankacılık sisteminin öncüsü olan, onu işleten Abdullah Tivnikli.

EMİNE DOLMACI / cumartesi@aksam.com.tr

Tarihler 1984 yılını gösterdiğinde Türkiye'de hem ekonomik, hem siyasal, hem de toplumsal olarak farklı bir dönem başlıyor; çok yönlü değişim ve dönüşüm yaşanıyordu. Bunlardan biri de faizsiz bankacılığın ilk kez Türkiye'ye getirilmesiydi. 24 yaşında iken Albaraka Türk'ü kuran Abdullah Tivnikli'nin yalnızca etkileyici bir başarı hikayesi yok, konuyla ilgili bir çocukluk hatırası da var. Tivnikli'nin babası Sıddık Bey'in birine kefil olması üzerine aileye kalan borç ve evlerine haciz gelmesi onları zor duruma sokmuştu. Yıllar sonra kendisini faizsiz bankacılığa adamasının arkasında çocukluk ve ilk gençlik döneminde yaşadığı bu hadise vardı.

Hem bir hayırsever hem de başarılı bir iş adamı olan Abdullah Tivnikli'nin gençlere ilham olacak hikayesi vefatının ardından kaleme alındı. MÜSİAD Saygı Kitaplığı çerçevesinde yayınlanan Yusuf Temizcan'ın kaleme aldığı eser; Türkiye'ye, iktisadi hayatına, toplumsal gelişmelere de ışık tutuyor.

24 YAŞINDA SİSTEM KURDU

Erzurum'da köklü bir aileden gelen Abdullah Tivnikli, adeta bir medrese gibi olan evlerinde Milli Görüşçü bir babasın evladı olarak yetişir. Daha sonra ağabeyi Fahrettin Tivnikli ile beraber Yeniden Milli Mücadele içinde yer alır. 12 Eylül'ün kaotik ortamında üniversite okur, ardından da Türkiye'nin dışa açılmasıyla paralel olarak genç yaşlarında cesurca ticarete atılır. Vakıf ve düşünce kuruluşlarına öncülük eden Tivnikli'nin en önemli özelliği ise Türkiye'ye faizsiz bankacılığı getirmesi. İTÜ Makina Mühendisliği bölümünün ardından İşletme Mühendisliği yüksek lisansı yapan Tivnikli, tezini faizsiz finans üzerine yapmak istemişti ancak bu kavram henüz kullanılmadığı için hocasının önerisiyle fon ve yatırım ortaklıkları konusunu çalışmaya başlamıştı. Tezini oluşturduğunda ise savunduğu şey çok netti: Kar ortaklığı. İngiltere'ye ikinci yüksek lisans için giden Tivnikli'yi geri döndüren ise Korkut Özal'dan gelen teklifti: "Nasıl olsa sen faizsiz bankacılık çalışıyorsun, teorisini yeterince çalıştın gel beraber pratiğini yapalım." Özal'la Hak Yatırım'ı ilerletemezler ama yılmadan devam ederek 24 yaşında Türkiye'nin ilk faizsiz bankası Albaraka Türk'ü kurarlar.

BURSLU ÖĞRENCİLERDEN BANKACILIK OKULU

Türkiye'nin önemli din adamlarıyla da görüşmeler yaparak konunun dini altyapısını da hazırlayan Abdullah Tivnikli, Albaraka Türk bünyesinde 1 numaralı sicil ile işe başlayan kişi oldu. Sabahattin Zaim, Kemal Unakıtan, Ekrem Pakdemirli, Muammer Dolmacı gibi önemli isimler de destek veriyordu. Özel finans kuruluşlarının yüz kişilik hissedarla kurulması kuralı vardı. Nevzat Yalçıntaş, Sabri Ülker gibi isimleri teker teker arayarak destek vermelerini istedi. Kimi bin lira, kimi milyon dolar koyarak bu işe destek verdi. Albaraka Türk'ün kaynakları ekonomiye aracısız aktarmak ve sabit getiri yerine gelir paylaşımını esas almak şeklinde özetlenebilecek iki fonksiyonu vardı. Tivnikli, bu işte ilerlerken bir taraftan da işinin ehli olan ve hassasiyetlerine de dikkat eden bankacı bulmakta zorlandığı için burslu öğrencilerden bir proje okulu kurdu. Onlarla bire bir ilgilendi. Burada eğitim alan gençler çeşitli bankalarda genel müdürlüğe kadar yükseldi, bazıları merkez bankasında önemli konuma geldi. Yurt dışında çalışanlar oldu.

İKİNCİ DENEYİM

Albaraka Türk'te sistemi kurup işler hale getirdikten sonra müsaade isteyen Abdullah Tivnikli'nin 28 yaşına geldiğinde ikinci başarısı Kuveyt Türk'ü kurmaktı. İlk deneyiminde Korkut Özal, Topbaş ailesi ve Şeyh Salih Kamel ortaklığındaki bankanın kurulmasında bir nevi koordinatör konumunda olan Abdullah Tivnikli, bu defa doğrudan kendi inisiyatifi ile hareket etmişti. Kuveyt Türk'ün yüzde 70'i Kuveyt Finance House'a, yüzde 30'u ise Vakıflar Genel Müdürlüğüne aitti. Tivnikli, Albaraka proje okulundan yetişen pek çok genç ismi buraya transfer etti. Bu isimlerden Ufuk Uyan halen Kuveyt Türk'ün yönetiminde. 1988-2015 yılları arasında bankada tek patron olarak çalışan Tivnikli, 1991 Körfez Savaşı, 2001 ekonomik krizi gibi büyük krizlerden de bankayı başarıyla çıkaran isim oldu. Bir taraftan faizsiz bankacılığı Türkiye'ye getirip ömrünü buna adarken bir taraftan da aile şirketi olarak 1986'da kurduğu Eksim ile gıda, tarım ve enerji alanında büyük yatırımlar yaptı. İSAR Vakfı ve Hüdayi Vakfı ise eğitim ve sivil toplum alanındaki yaptığı önemli çalışmalardandı.

HEP A KALİTE

Genç yaşında ilkleri başaran ve cesurca çıkışlar yapan Abdullah Tivnikli'nin bu işleri yaparken gösterdiği hassasiyet; kaliteli insanlarla çalışmak ve kaliteli insanlar yetiştirmekti. Bu nedenle, "Ben hayatımda hiç B tipi insanla çalışmadım. Hep A tipi insanla çalıştım, onlar da beni yükselttiler" ifadelerini kullanıyordu. Kendisinden daha iyi insanlarla çalışmanın sadece başarı getirmediğini, kendisini de manevi anlamda zenginleştirdiğini düşünüyordu. Çevresindeki insanlara ve dostlarına en önemli sorusu, "Kaç adam yetiştirdiniz?" idi. Bu, onlardan hesap sormak veya sorgulamak için değil bilakis bu sorunun gönüllerinde yer etmesi ve bu şiarı hayatlarının bir parçası haline getirmeleri için sorulmuş bir soruydu.

ÖNCÜSÜ SIDDIK BEY

Abdullah Tivnikli'nin bundan 37 yıl önce Türkiye'ye getirdiği faizsiz bankacılık ve kar ortaklığı sistemi, kendisinden önce bir isim tarafından da planlar arasına alınmıştı. O kişi uzaklarda değil aileden biri, Tivnikli'nin babası Sıddık Tivnikliydi. Sıddık bey, MSP'nin Erzurum İl Başkanı iken Türkiye Sınai Kalkınma Bankası'nın bir benzeri faizsiz sistemle işleyen bir banka kurulabilir mi fikrini seslendirmiş ve hayata geçirmek üzere bazı çalışmalar yapmıştı. O yıllarda faizsiz bankacılık, katılım bankacılığı ve İslami bankacılık ifadeleri hiç kullanılmıyordu. Abdullah Tivnikli babası arkadaşlarıyla bu konuları tartışırken elinde kağıt kalem onları dinliyor, bazı notlar alıyordu. Daha lise öğrencisi iken, babasının hayalleri ve planları nedeniyle bu konulara ilgisi başlamıştı. İTÜ'deki yüksek lisansı ve İngiltere'deki akademik çalışmaları da bu konuya daha fazla eğilmesine vesile oldu.

MÜSİAD BAŞKANI KAAN: YOL AÇTILAR

Bir medeniyet tasavvurunun, insanı merkeze alan bir yaşam anlayışının dışa vurumu olan MÜSİAD'ın kişilerle kaim olmadığını ancak onlardan renk taşıdığını belirten MÜSİAD Başkanı Abdurrahman Kaan, bu saygın iş derneğinin her tuğlasında bir münevverin, bir girişimcinin katkısı olduğunu belirtiyor. "Onlar ki kimsenin meydana çıkmadığı zamanlarda hem var olmuşlar, hem de diğer insanlar için bir izlek, bir patika oluşturup yol açmışlardır" tanımlaması yapan Kaan, bu damarı yeni dönemlere aktarmak ve bu anlayışın katlanarak artmasını sağlamak adına Saygı Kitaplığı serisini hazırladıklarını anlatıyor ve ekliyor, "İçinden doğduğu medeniyetin değerleri ışığında aşk ile koşan yorulmaz anlayışıyla ömrünü ilim ve irfan çalışmalarına vakfeden; iş ve ticaret hayatına yön veren Abdullah Tivnikli, Adnan Büyükdeniz, Nevzat Yalçıntaş, Sabahattin Zaim, Sabri Ülker'in etkileyici yaşam öykülerini gelecek nesillerimizin yoluna ışık olması ve tüm iş insanımıza ilham vermesi adına sizlerle buluşturuyoruz."