BaBa ZuLa artık bir dünya grubu

EMİNE BIYIK

emine.biyik@aksam.com.tr

Türk halk müziği ezgilerini, kendi melodi, ritim ve sözleriyle harmanlayan BaBa ZuLa, “XX” adlı derleme albümleriyle Avrupa World Music listesinin ilk sırasında yerini aldı. BaBa ZuLa’nın 20 yıllık müzikal yolculuğunu anlatan albüm hakkında bilinmeyenleri öğrenmek için grubun kurucularından Murat Ertel’in kapısını çaldık. 

BaBa ZuLa 20 yaşında... Bu yolculuğu nasıl tarif edersiniz?

Rüzgâr gibi geçti. Tıpkı bir film gibiydi… Binlerce konser, yüzlerce şehir, onlarca ülke ve insanlar... Herkese teşekkür ediyoruz destekleri için. İlk albüm yayınlandığında açıkçası grubun tek atımlık bir proje olduğunu düşünüyorduk. 

Hatta canlı çalacağımızı bile düşünmemiştik. Konser teklifleri gelince çok şaşırdık. 

20 yılda nasıl bir değişim geçirdi BaBa ZuLa? 

Hep amacımız ün, para, şan, şöhret için müzik yapmamak, kendi köklerimiz ve kendi coğrafyamızın kültürel mirasıyla bağ kuran ama devrimci, yenilikçi bir müzik yapmaktı... Yani temelde, özde olan hiç değişmedi. Bunun dışında her şey ve herkes değişti. Biraz dans olayından da uzaklaştık, vazgeçtik. Benim, Levent Akman’ın ve menajerimiz Ahmetcan Taşdemir'in bir araya gelmesi en büyük değişikliği getirdi ve artık bir dünya grubuyuz. 

“Danstan uzaklaştık” dediniz neden?

BaBa ZuLa her zaman çok katmanlı müzik yapan bir grup oldu. En görünür müzik olsa da BaBa ZuLa’nın içinde aslında sinema var. Zaten sinemadan doğan bir grubuz. Tiyatro da var, dans da var, şiir de var. Bütün sanatlardan besleniyoruz. Müziğe daha çok konsantre olmak için danstan uzaklaştık sadece. Avrupa’da, Türkiye’de ve dünyanın diğer yerlerinde danstan biraz vazgeçmiş durumdayız. Çünkü genelde dansçı konsantrasyonu çok alıyor ve özellikle sömürüye açık bir 

durumda olduğunu düşünüyoruz. 

20 yılın sonunda yeni bir yön var mı Baba Zula için? 

Devam tabii ama diyalektik var. Kendi kendimizi aşmalıyız, değişip gelişmeli ve devrimler yapmalıyız.

NEREDE YAŞARSAK YAŞAYALIM AYNI GEZEGENDEYİZ

“XX” albümünüzün Avrupa World Music listesinin ilk sırasında olması karşısında neler hissettiniz peki?

Müzik eleştirmenleri 20 yıl bizi listelerine almadılar. Sanırım Avrupa'da yayınlanmamış albümleri saymıyorlarmış. Avrupa World Music listesini 10 yıldır takip ediyorum ve listeye bir numaradan girmek ve bir numara olmak çok güzel bir duyguymuş. İnsanın egosu okşanıyor ama alçak gönüllüğü de bırakmamak gerek. Çünkü biz 20 yıldır inanç ve sevgiyle müzik yapıyoruz ve hiçbir zaman ticari kaygımız olmadı. Sevip inandığımız müzikle bugünlere ve bu noktaya geldik.

BaBa ZuLa’nın tek atımlık bir proje olacağını düşünürken bir dünya grubu olmayı nasıl yorumluyorsunuz?

Biz hep bir dünyada yaşadığımızın bilincinde olduk. Hiçbir zaman “Yalnızca Türkiye’de yaşıyoruz ya da İngiltere’de başarılı olacağız” gibi söylemlerimiz olmadı. Bizim konumuz dünya ve bunun bilincindeyiz. Nerede yaşarsak yaşayalım aynı gezegendeyiz. Gezegende olan her şey hepimizi etkiliyor, bu çok önemli bir şey. Buzullar eriyorsa Kuzey Kutbu’ndaki erime Avustralya’yı da etkiliyor. Afrika’daki açlık bizi de etkiliyor.

EN BÜYÜK HAYALİMİZ KADINLARA ÇALMAKTI 

En büyük hayalimiz kadınlara çalmaktı. Çünkü kadınlar daha farklı daha derin dinleyebiliyorlar. Kadınların enerjisi daha farklı… Mesela evren dişidir, toprak ana vardır. Dolayısıyla güç kadınlarda ama maalesef büyük baskılar sonucu güçlerinin farkında değiller. Bunu fark ettiklerinde de her şey çok daha farklı olacak.

HAYRANLARIMIZ BİZE GÜÇ VERİYOR

Hayranlarımız bize güç veriyor. Sizi seven insanlar olmayınca sanat yapmak gerçekten çok zor. Ne mutlu ki biz bu duyguyu yaşayabiliyoruz. Mesela bizim konserimizde tanışıp beraber olan çiftleri geçiyorum, tanışıp evlenen çiftler var. Benim sayabildiğim dokuz kişi var. Bir BaBa ZuLa konserinde tanışıp evlenmişler, bazılarının çocuğu bile var. En son Köln’de yanıma geldiler ve evlendiklerini söylediler. Artık onlardan fotoğraf istemeye başladım ya da beraber fotoğraf çektiriyorum. Bir gün bir bayan yanıma geldi ve İzmir’de verdiğimiz bir konserde eşiyle tanıştığını anlattı. Hatta düğün fotoğraflarını da konser alanında tanıştıkları direğin altında çektirdiklerini söyledi. Bizi seven insanların birbirini sevmesi diye de bir durum var, hatta kıskanması... Hakikaten çok derin şeyler yaşıyoruz. Bizim müziğimizi dinleyerek intihar etmekten vazgeçtiğini söyleyen AIDS hastası ya da bir ressam arkadaşımızın komada olan annesinin yalnızca BaBa 

ZuLa’nın müziğine tepki vermesi gibi pek çok ruh halinde bizi seven insanlar var…