Aydınlık bir taşra hikayesi

Memleketine yabancılaşmış eski bir sporcunun toprağıyla tanışma ve barışma hikayesini konu alan Ali Çevlik adlı film bu hafta gösterime girdi. ''Aydınlık bir taşra hikayesi bu. Çünkü buradan çıkan bir cevherle ilgili'' diyen Erkan Bektaş, Akşam Cumartesi'nin filme dair sorularını cevapladı.

İPEK TANIR / cumartesi@aksam.com.tr

Eski bir boks şampiyonunun Bingöl'den şampiyon çıkartma macerasının konu edinen Ali Çevlik filmi 30 Aralık'ta vizyona giriyor. Yapımcılığını Beyrut Film'in, yönetmenliğini Mahmut Baldemir'in üstlendiği filmin başrollerinde Erkan Bektaş, Sefa Zengin, Ulfi Dağcı ve Şevki Altunbüken yer alıyor. Doğu'nun bütün renklerini içinde barındıran film, aynı zamanda Bingöl'ün tüm ilçelerinde geçen ilk sinema filmi olma özelliği de taşıyor.

Filmde Doğu'ya karşı önyargıları olan ve Parise gitmek için gün sayan Sinan Cevahir'in ülkesi ve toprağıyla tanışması, barışması konu ediliyor. Konsept danışmanlığını Bingöl milletvekili ve Plan Bütçe Komisyon Başkanı Cevdet Yılmaz' ın yaptığı Ali Çevlik'in başrol oyuncusu Erkan Bektaş'a filme dair merak ettiklerimizi sorduk.

Ali Çevlik filminin hikayesinde sizi çeken ne oldu?

Filmin yapımcısı ve senaristi Baran Mayda bana hikayeyi anlatmıştı ama senaryo bitmemişti henüz. Eski bir şampiyonun yeni bir şampiyon arayışı ve filmin çekimlerinin büyük bir kısmının Bingöl'de yapılacağı da söylendi. İlgimi çekti çünkü köken olarak oralardan gelmeyim. Babam Muş Vartolu. Bingöl'e çok yakın bir yer. Ben tipik bir Anadolu aşığıyım. Anadolu'da nereye gitsem güzel tadlar alıyorum ve insanından, toprağından keyif alan biriyim. Senaryo da hoşuma gitti, sonra üzerinde çalışmaya başladım.

Sinemamızda başarı hikayesi anlatan filmlerin sayısı pek az. Ali Çevik bu anlamda nasıl bir film?

Batı sinemasında birçok müzisyenin, sporcunun, sinemacının, farklı mesleklerden insanların başarı hikayeleri var. Çok çekildi bunlardan. Türkiye'de bunlardan pek yoktu ama son dönemde yapılıyor. Müslüm, Naim Süleymanoğlu, Bergen yapıldı ama bunlar genelde o insanların hayatlarındaki dramı ön plana çıkaran işlerdi. Bu öyle değil. Bir başarı hikayesi. Anadolu'dan çıkan genç bir çocuğun, Zaza bir çocuğun hikayesi. Bu anlamda çok değerli. Bu benim ilgimi çekiyor. Türkiye'nin batısında aileler çocuklarını büyük kolejlere yolluyor, eğitime büyük masraflar yapılıyor ama Türkiye birincisi Varto'dan bir köyden çıkıyor. Bu bir başarı hikayesi işte. Bence bunların filmini yapmalıyız biz.

Ali Çevlik oyuncu olarak size ne hissettirdi?

Oynadığım karakter eski bir şampiyon. Hayatında birşeyler yolunda gitmiyor. Tam da Fransa'da yaşamayı hedeflerken bir takım imkansızlıklar sorunlar yaşıyor ve kendini Bingöl'de buluyor. Orada bir şampiyon bulması gerekiyor. Şunu anlıyoruz ki bu adam kendi ülkesinde birtakım yerleri unutmuş, görmemiş, görmezden gelmiş. Aradığı şampiyon adayını bir anda buluyor fakat o çocuk da Türkçe bilmiyor Zaza. Yabancılaştığı kendi topraklarında kendiyle birlikte yaşayan başka bir dilden habersiz. Unuttuğu, görmezden geldiği bu topraklarda değişik renkler, tadlar olduğunu ve buralardan çok acaip cevherler çıkacağını yaşayarak görüyor. Ben de Anadolu'da nereye gitsem hep başka diller, başka renkler, başka insanlar, başka tavırlar, başka haller gördüm ve bunlardan keyif aldım. Bunlar hep bana yeni renkler kattı, bu anlamda Ali Çevlik filmini çok sevdim.

'Karanlık' ve kötücül taşra filmlerine çok sık rastlar olduk. Sizin filminiz nasıl bir atmosferde geçiyor?

Son dönemde taşra hikayeleri çok karanlık. Doğru, bunun ben de farkındayım. Bu filmlerin içinde de çoğu çok gerçek barındırıyor. Ama her toplumda karanlık yönler olduğu gibi aydınlık yönler de vardır. Bu filmde öyle karanlık yönler yok. Daha aydınlık bir taşra hikayesi bu. Çünkü buradan çıkan bir cevherle ilgili bu hikaye. Ali Çevlik aydınlık bir atmosferde geçiyor ve sonu mutlu bitiyor.