Ayasofya'nın anlamını vurgulamak istedik

Fatih Belediyesi tarafından çini sanatçısı Faik Kırımlı adına düzenlenen çini yarışması ile ressam Muhsin Kut adına yapılan resim yarışmasının kazananları belli oldu. Çini Yarışması Ekip Çalışması Kategorisi Üçüncülük Ödülü alan Kıztaşı Sanat Ekibi yaptıkları eserle ilgili ''Eser ile denk gelen ziyaretçilerin Ayasofya ve İstanbul'un anlamını tekrar düşünmelerini ve sanatın manalı güzelliğini tatmalarını istedik.'' diyor.

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

Çini sanatının kıymetli isimlerinden Faik Kırımlı ile Çağdaş Türk resim sanatının önemli isimlerinden Muhsin Kut, Fatih Belediyesi tarafından düzenlenen iki farklı yarışma ile anıldı. Bu sene ikinci kez düzenlenen resim yarışması "Suriçinde Mekân ve Hafıza" temasıyla cesur kompozisyonları ve renklerin kullanımındaki ustalığıyla Türk resim sanatına önemli bir miras bırakan Muhsin Kut adına düzenlendi. İlki gerçekleştirilen Çini yarışması ise ömrünü çini sanatına adayan hem araştırmacı hem de sanatçı kimliğiyle İznik çini ve seramiklerinin yaşatılmasına büyük katkıda bulunmuş Faik Kırımlı anısına yapıldı. 2022 yılında duyurusu yapılan ulusal ve yetişkinlere yönelik yarışmalara 18 yaşını doldurmuş herkes başvuru yapabildi. Yarışmadan derece alanların eserleri şu an da Kadırga Sanat Galerileri'nde sergileniyor. 21 Temmuz'a kadar açık kalacak sergide derece alan isimlerle yarışmayı ve eserlerini konuştuk.

GEÇMİŞİN İZLERİ TUVALLERDE

Resim Yarışması Birincilik Ödülü Pınar Baran:

"Amatör resim sanatçısıyım. Adana yaşıyorum ve üç çocuk sahibiyim. Yarışmayı duyduğumda konusunun içeriği benim ilgi alanımdı. Gerek görsel gerekse yazılı sanatta tarih, yaşam temasını seviyordum. Eseri çalışmam prototipi ile beraber üç ay sürdü. Buna deprem süreci de eklendi. Soyut bir eser çalıştım, karışık teknikler kullanarak kendime özgü birkaç yeni tekniği de ekledim. Tamamen doğal pigmentlerden ve materyallerden oluşan bir eser oldu. Çalışmamda surların yüzyıllar boyunca şehri ve o şehirde yaşayan insanları bazen içeriden dışarıya bazen de dışarıdan içeriye gelecek tehditlere karşı denizden gökyüzüne doğru sarmalandığını anlatmaya çalıştım. İnsan ve yaşam temasını parmak izleriyle vermeye çalıştım. Yüzyıllar boyunca milyonlarca insan geçti buradan. Surlar birçok yaşama şahitlik yaptı. Dokusu, yapısı, rengi, taşların yeri değişmiş olsa bile bugün de geçmişe şahitlik ediyor. Kendimce bunu anlatmak istedim. Bu tür yarışmalar kendi coğrafya ve kültürümüzü anlatması bakımından çok kıymetli. Hem de benim amatör sanatçılara yol gösterici ve teşvik edici de oluyor. Bu yıl Muhsin Kut anısına düzenlendi. Kut, yurt içinde ve dışında bizi temsil eden en iyi çağdaş sanatçılardan biri. Onun İbrahim Çallı ile olan hikayesi beni çok etkilemişti. 1956 yılında Kut daha 18 yaşındayken bir gece yarısı İbrahim Çallı'ya eserlerini göstermek için yola çıkıyor. Bakırköy'den Cihangir'e kadar hava buz gibi olmasına rağmen yürüyor. Üzerine kar yağmış olmasına rağmen kapıda bekliyor. İbrahim Bey yanına gelince, 'Size birkaç resmimi, tuvalimi getirmiştim görmeniz için' derken, Çallı sözünü kesip 'Eğer sen gecenin bu saatinde Bakırköy'den buraya, bu havada yürüyerek bana bunları göstermeye gelmişsen, senin hiç kimseye ihtiyacın yok, sen zaten eminim çok iyi bir sanatçısın ve benim değerlendirmeme gerek yok' diyor. Sonra sergi açıyor. Benim gibi amatör bir sanatçı için etkileyici bir hikâye idi..."

Resim Yarışması İkincilik Ödülü Ruşen Polat:

"Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İlköğretim Bölümü (Yüksek Lisans) mezunuyum. Atölyemde, çalışmalarıma devam ediyorum. Bu tarz yarışmaları sanat ve sanatçı adına kıymetli ve anlamlı buluyorum. Yarışmaları olabildiğince takip ederim. Muhsin Kut anısına olması ve teması bu yarışmaya başvurmam da etkili oldu. Kut, Çağdaş Türk resim sanatında renkçi anlayışı ve özgün üslubu ile çok önemli bir yere sahip. Onun adına düzenlenen bu yarışmada derece almam beni çok onore etti. Eseri icra etmem 3 ay sürdü. Suriçi'nde Mekân ve Hâfıza temasını okuduğum zaman, Sine-bozum üslubumla zihnimde Ah Güzel İstanbul filmi canlandı. Çünkü film kültürel ikiliğin ön planda olduğu, bu toprakların kültürünü koruma, sosyal-kültürel değişimi 'mekân-bellek-kimlik' arasındaki ilişkiyi merkeze alan bir filmdi benim için. Geçmişe duyulan saygı ile icra etmek istedim."

AYAK İZLERİNDEN NASİPLENİYORUZ

Çini Yarışması Ekip Çalışması Kategorisi Üçüncülük Ödülü

Mihriban Atgül, Nilgün Tanyaş, Rabia Aktaş, Mümine Ateş:

"Ekip üyeleri olarak birleşmemize kaynaklık eden Mümine Ateş Kıztaşı Sanat atölyesi oldu. Kıztaşı Sanat Ekibi olarak yarışmaya katıldık. Yarışmanın afişini sosyal medyadan gördük ve neler yapabiliriz acaba diye düşünmeye başladık. Fatih Belediyesi sınırları içinde bulunan tarihi eserlerin sayısının fazla olması bizi yarışmaya katılmaya teşvik etti. Eserin tasarım aşaması uzun sürdü. Mümine Ateş ve diğer hocalarımızın katkıları ile bisküviye desen aktarımı, boyama teknikleri, detaylı nüans eklemelerle birlikte sırlama işleminin gerçekleşmesi yaklaşık 4 ay sürdü. Eser ilk bakıldığında klasik çini üslubunun çizgilerinin ve renklerinin hâkim olduğu ancak minyatür ve hat gibi sanatların da kullanımı ile çeşitlilik kazandı. Minyatürde Ayasofya mimarisi kullanılarak İstanbul'un en değerli mimarisi ortaya alınarak önemini vurgulanmak istedik. Eserde Ayasofya mimarisinin rengi gerçek mimari ile en yakın tondan seçildi ve bütünde olan mavi beyaz renk dengesine hem uyum sağladı hem de değişiklik kattı. Çini sanatının zirvelerini yaşadığı Fatih Sultan Mehmed dönemi yaygın üslubu olan Babanakkaş üslubu eserde mavi beyaz boyama tekniği ile kullanıldı. Eserde bulunan ve bütüne uyum sağlayan hat yazısı hattat Yasin Giray'ın katkıları ile eserde kullanılarak İstanbul'un fethinin önemi Efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v) sözü ile hatırlatıldı: 'Kostantiniyye (İstanbul) muhakkak fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan; onu fetheden ordu ne güzel ordudur.' Bütün bu detayları çevreleyen Rumileri yine Babanakkaş üslubu dönemi ile uyum sağlayarak çerçevelemek istedik. Dış kuzucuklarda Ayasofya mimarisinin rengi kullanılarak bütünlük sağlandı. Eser ile bir şekilde denk gelenler Ayasofya ve İstanbul'un anlamını düşünmelerini ve sanatın manalı güzelliğini tatmalarını istedik. Ayrıca şunu eklemek istiyoruz çininin çok eski bir sanat alanı olması ve bizim de eski sanatçılar ile aynı sanatı icra etmemiz çok heyecan verici. Muhteşem hatailerin desen tasarım zorluğu, boşluk doluluk dengesinin hayran bırakan oranı, yeni üslupların gelişmesi ile değişen sanat yorumları bunlar çininin eski bir alan oluşunun muhteşem zenginlikleri. Hepsi bizim onları geliştirerek geleceğe aktarmamızı bekliyor. Bunu hayatı ile bize gösteren öncü sanatçımız Faik Kırımlı olması gidilecek yolda ayak izlerinden nasiplenmemizi sağlıyor."

ÇİNİ YARIŞMASI BİREYSEL KATEGORİ MANSİYON ÖDÜLÜ ESRA ALPONAT

"Çini sanatına hobi olarak başladım. Zaman içerisinde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi hocası Emel Gemici'den dersler aldım. İlk defa bir yarışmaya katılıyorum. Eserim mansiyon ödülüne layık görüldü. Çok mutluyum. Derece alan herkesi tebrik ediyorum."

Resim Yarısması Birincilik Ödülü Pınar Baran

Resim Yarısması Fatih Bld. Özel Ödülü, Ogulcan Öz

Resim Yarısması Mansiyon Ödülü, Birgül Ergün