'Aşkta biz değil ben olunca tükeniriz'

Bir aşk romanı düşünün. Aşkı bulduğuna inanan ve bir bütün olmak isterken elinde avucunda ne varsa kaybedenlere yazılmış… Evet, yayınevinden taze çıkmış bir kitap bu. İsmi ‘Boşanalım Aşkım'… Okuyan herkesin kendi hayatından parçalar bulacağı eserin sahibi Star Gazetesi Spor Müdürü Aydın Bayram, aşkı ve yeni romanını AKŞAM Cumartesi'ye anlattı…

YELİZ COŞKUN / yeliz.coskun@aksam.com.tr

Aydın Bayram… Star Gazetesi’nin başarılı Spor Müdürü… 27 yılını verdiği gazetecilik mesleğinde, spor yazarlığının yanı sıra birçok branşta sayısız ödül aldı. Yıllar önce okuduğu bir aşk romanının ardından ‘Acaba ben de yazabilir miyim?’ diye yola çıktı ve bugün dört romana imza atan bir kitap yazarı. 

Yere Düşen Son Fotoğraf’ta romantizmi, Tetiği Sen Çek’te soluk soluğa bir aksiyon hikâyesi, Gözlerini Unutursam Kalbim Kurusun’da ise yetimhanede büyüyen iki kardeşin öyküsünü kaleme alan Aydın Bayram, son göz ağrısı ‘Boşanalım Aşkım’ı okurlarıyla buluşturdu. Kitabı yazma ve baskı aşamasında birkaç defa görüşme fırsatı bulduğumda Aydın Bey ile bu kez soluksuz bir aşk hikâyesini kaleme aldığı kitabını konuşmak için buluştuk. Gelin hep birlikte, ‘spor müdürü’ ve ‘aşk yazarı’ gibi iki zıt özelliğin tek bedende nasıl buluştuğuna tanık olalım…

Yeni kitabın ismi biraz ipucu verse de sizden dinleyelim istiyorum. Bu kitapta okurları neler bekliyor?

Sanırım hepimiz aşka inanıyoruz. O ilk bakışa, o ilk tutkuya, o ilk kalp çarpıntısına, heyecandan elinizin ayağınızın titremesine... Bu romanı okuyanlar da, bu duyguları hissedecek. Hem de tepeden tırnağa. Aşk denen, o üç harfli sözcük benliğinizi sarmalayacak. Bir yandan aşk tohumlarını yeşertmeye çalışırken, bir yandan da sevgi güvercinlerini elinde tutmak için çabalayacaklar. Bazen fırtınalara karşı yürüyecekler, ayakta durmak için. Bazen gökyüzünde kayıp giden yıldızların peşinde koşacaklar. Bazen de gülümsemelerine cennet konacak. Belki bu kadar ipucu yeter, romanımı anlatmak için.

Spor müdürlüğü ve aşk romanı… İkisini yan yana düşünmek biraz zor oluyor. Bunu nasıl başardınız?

27 yıldır bu mesleğin içindeyim. Hayatımda kendime iş dışında nefes aldıracak bir pencere açmak istedim. Geriye dönüp baktığımda “İyi ki, hayatıma bir pencere açmışım” diyorum. Bazen gecenin karanlığında, bazen yağmurun sesini dinlerken, o ilham perisini yakalarken, duygularımı satırlara dökmek… Beni hayatımda en mutlu eden anlar…

“Boşanalım Aşkım, aşkı bulduğuna inanan ve bir bütün olmak isterken elinde avucunda ne varsa kaybedenlere yazıldı” diyorsunuz...

Aşkı bulduğunuza inandığınızda da, hayat arkadaşınıza sıkı sıkıya sarılmanız lazım. Rüzgâra kapılıp, oradan oraya savrulmamak gerek. Saçlarını okşadığınız insanı, ilk kavgada kapıyı çarpıp giderek gözyaşlarıyla baş başa bırakmamak gerek. Hayatta en kötü huy nedir bilir misiniz! “Biz değil, ben demek.” 

“Senin için ölürüm” dediğin insanı kadın ya da erkek olsun, çaresizlikleriyle baş başa bırakmak… Kaptanı oldukları Aşk Gemisi buzdağına çarptığında filikaya ilk binen olmamak gerek… En önemlisi, aşkı sahiplenmek… Tabii gerçekten seviyorsa, âşıksa… Boşanalım Aşkım da, elimden geldiğince bunu anlatmaya çalıştım.

Sizi yazmaya özendiren şeyler nedir?

Bundan 10-15 sene önce izin yaptığım günlerden birinde Beyoğlu’nda kitapevine girdim. Her zaman yaptığım gibi bir roman alıp eve geldim. İsmi duyulmamış birinin eseriydi. Bir aşk hikayesi anlatıyordu.. “Acaba ben de yazabilir miyim?” diye düşündüm. İlk romanım Yere Düşen Son Fotoğrafı yazmam tam iki yıl sürdü. Romanım baskıdan gelip elimi aldığımda duygularımı tarif edemem. Futbol deyimiyle şampiyonluk coşkusu gibi… İşte her şey böyle başladı.

"Bir okuyucunuzun size romanınız hakkında düşüncelerini dile getirmesi paha biçilemez bir duygu."

Toplumsal yaraya parmak bastım

Konularınızı nasıl seçiyorsunuz? Konu seçimi tesadüfi mi oluyor ya da hayatta karşılaştığınız bazı olaylardan mı etkilenip yazıyorsunuz?

Bunun bir hazırlık süreci var. Romanlarımı yaklaşık 1.5 yıllık zaman dilimi içinde yazıyorum. Bazen konunun geçtiği semte gidiyorum. Evleri, apartmanları, restoranları, parkları, kafeleri not alıyorum. Tasvir için sokakları, caddeleri geziyorum. Kadın ve erkek karakterleri seçerken zaman zaman etrafımdan yararlanıyorum. Boşanalım Aşkım, doğup büyüdüğüm Giresun’un Görele İlçesi’nde başlıyor. 40 yıldır nefes aldığım İstanbul’da devam ediyor. Tatil yaptığım Antalya’da sürüyor. Gezme fırsatı bulduğum Napoli’nin dünyaca ünlü tatil beldesi Positano’da finale doğru yol alıyor. Yani gözlemlediğim her şey zamanla romanın sayfaları arasında kendine yer buluyor. O kadar çok boşanma olayı var ki, etrafımızda, gazetelerde, televizyonlarda. Bu toplumsal yaraya parmak basmak için ben de Boşanalım Aşkım’ı yazdım.