Aşk bitince kadınlar harabeye dönüyor

SİBEL ATEŞ YENGİN
sibel.ates@aksam.com.tr

Dansçı, müzisyen ve oyuncu Gülçin Ergül, ‘Harabeyim’ isimli bir single çıkardı. Buluştuk ve önce  şarkısının hikâyesini dinledik. ‘Harabeyim’ şarkısını aşkın bittiği evlilikler ve uzun ilişki yaşayan çiftler için yazan Gülçin, “Aşk bitince harabeye dönen ne yazık ki biz kadınlar oluyoruz” diyor. 

Harabeyim’in hikâyesini dinleyelim mi?

‘Harabeyim’ şarkısını aşkın bittiği evlilikler ve uzun ilişki yaşayan çiftler için yaptım. Ne yazık ki aşk bittiğinde harabeye dönen hep biz kadınlar oluyoruz. Erkekler daha çabuk mücadeleyi bırakıyor. 
Harabeyim diğer şarkılarınızdan biraz farklı…
Evet, bu sefer Arap esintileri olan bir şarkı yapmak istedim. Alternatif çizgimi biraz ortaya çekmeyi hedefledim bu şarkı için. Fakat alternatif müziğime her zaman devam ediyorum, konserlerimde de Türkçe ve İngilizce jazz, funk, soul, r&b ve pop söylüyorum Türkçe ve İngilizce. Bu benim için bir deneme aslında ve bu tarzda bir şarkı yapabildiğimi görünce çok şaşırdım. Çünkü benden alternatif şarkılar çıkar normalde.
‘Harabeyim’ şarkınızdan yola çıkarak sormak istiyorum; aşk     acısı sizi harap eder mi? 
Çok sayıda Türk kadını kendini harabeye çeviren öküz ve kütük erkeklerle kendilerini harap ediyor. Benim de her Türk kadını gibi harap olduğum oldu. Çünkü aşk benim için çok değerli ve beni çok etkiliyor. Aşk dediğimiz duygu benim için esas değerdir. Aşka verdiğiniz değer, kendi  duygularınıza ve kendinize duyduğunuz  saygıyla eşdeğer.
Kütük erkek nasıl oluyor?
Ayrıntı düşünemeyen, kadınların dilinden anlamayan, narinliklerini görmezden gelip, kadınları hakir gören bir eğitimle eğitilmiş erkekler. Erkeklerin ağlamayacağını öğrenmiş, duygularını dile getirmeyen erkekler işte böyle kütük özellik gösterir.
Peki aşkın kapınızı çaldığını nasıl anlarsınız?
Birden aşkın içinde bulursunuz kendinizi. Hep onunla olmak istersiniz. Mutluluğunuzdan da hiç kuşkunuz yoktur.

GECEİ DE YAZARIM GÜNDÜZ DE

Peki, günün hangi anı, saati     size şarkı sözlerini yazdırır?
Günün hangi anı olduğu fark etmiyor. Eskiden mesela geceleri yazabilirdim. Gece yarısından sonra daha yüksek ve keyifli bir enerjiye sahip olurdum. Şimdi değişti, gündüzleri de yazıyorum. 
Şarkılarınızın bir hikâyesi olur mu?
Her zaman bir hikâyenin peşinden giderim... Hatta bu hikâyeleri youTube kanalımda video olarak paylaşmak istiyorum. Merak buradan edenler takibe alabilirler.
Sahneye çıktığınız o ilk an ne olur size, nasıl hissedersiniz?
Sahnede kendimi çok iyi hissediyorum. Fakat televizyon programlarında, her seferinde ilk kez ekrana çıkıyormuşum gibi hissediyorum özellikle de çok konuşmam gerekiyorsa. Biraz sosyal fobim var.
Yaptığınız işle bağdaşmayan bu duyguyu yani sosyal fobinizi nasıl yaşıyorsunuz?
Birçok ünlüde, Hollywood starlarında da sosyal fobi var. Fakat ben bunu aştığımı düşünüyorum sadece performans anında bu duygu sıfıra inebiliyor. Ancak konuşmam gerektiğinde bazen sıkıntı yaşıyorum, herkes beni izliyor, bana bakıyor bilinciyle üzerimde bir baskı hissediyorum. Seyircimi çok önemsediğim için yanlış bir şey yapmamak için kasılıyorum. Fakat bunları şu anda söylüyorum çünkü iç dünyamı olduğu gibi yansıtmanın samimi olduğunu düşünüyorum.beni yalan üzer
Sizi neler üzer?
Düşüncesizlikler beni üzüyor. Biz kadınlar birbirimize çok daha ince düşünceli davranabiliyoruz ama erkekler özellikle de bizim kültürümüzde kütük olabiliyor. Centilmen olmayan erkekleri yakın arkadaşlarım olarak kabul etmiyorum. Bir de dürüstçe yapılan hataların itiraf edilmesi beni üzmez, güven sağlar ama yalan yakalamak beni üzüyor.
Ne olursa mutlu olursunuz?
Sevdiklerimle olmak, şarkımın sevilmesi, güzel yorumlar almak, güzel bir şarkı yapmak, sahnede olmak, şarkımı başkalarından dinlemek, emeklerimin boşa çıkmadığını görmek… Hepsi beni mutlu eder.

FIRTINALI BİRİYİM

Dışarıdan neşeli ve hayat dolu biri gibi görünüyorsunuz, peki iç dünyanız nasıldır?
Fırtınalı biriyim. Ya hep ya hiç durumu ruh halime yansıyor. Bazı sorunlar dünyamı karartabiliyor. Ama çok küçük şeylere de çocuk gibi sevinebiliyorum. Mesela şarkı bulamadığım bir ara dönemim olmuştu, o zamanlarda dünyam solmuştu. “Hiç Türkçe müzik yapmasam mı acaba” diye düşünmeye başlamıştım. Çünkü herkesin sevebileceği bir ortak paydayı yakalayabilmenin yanında beni yansıtan, sesime uyan şarkılar bulmak da önemliydi.

Aşk mı sevgi mi? 
Aşk ve sevgi beraberdir. Sevgiyi tek başına bıraksan bile hâlâ bir yerlerde aşkın kalıntıları olacaktır bence. Sevgi biterse o başka bir şey olur artık hatta saygısızlığa kadar varabilir.
Kız çocuğu mu yoksa erkek çocuğu mu?
Ben ikisine de hazır değilim, durun önce bir evleneyim. 
Roman mı öykü mü yoksa şiir mi?
Şiir çünkü müziklendirilebilir.
Savaşmak mı kaçmak mı?
Savaşmak. 
Kahve mi çay mı?
İkisi de alkali değil, içmiyorum.
En sevdiğiniz film?
Gitarist geldi şimdi aklıma.
En sevdiğiniz aktör?
Simon Baker. 
En sevdiğiniz aktris?
Kate Hudson