Arkeoloji tarihimizde milat: Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü

Arkeoloji tarihimiz için milat olarak gösterilen Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü, bugüne kadar hiç olmadığı kadar güçlü ve ortak bir kurumsal-bilimsel enstrümanla; dağınık bilimsel güçleri bir çatı altında buluşturacak. Türk Arkeoloji Ekolü'nün de oluşmasına zemin hazırlayacak Enstitü, kamu diplomasisi bağlamında önemli bir yere sahip...

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ortaklığında, Avrupa Komisyonu desteğiyle Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği'nin birlikte finanse ettiği Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü, kuruluyor. 1898 yılından bu yana yabancı misyonlara ait sekiz arkeoloji enstitüsünün faaliyet gösterdiği Anadolu'da, ilk kez millî bir Enstitü devreye girdi. Türk arkeolojisi için önemli bir adım olan Enstitü merkezi, restorasyonu tamamlanan Gaziantep'teki Kendirli Kilisesi ile Latin Okulu'nda yer alıyor. Arkeoloji alanında ihtisaslaşmış Türkiye ve Avrupa'dan 430 kültür, sanat ve bilim insanının katkılarıyla kurulan Enstitü, Arkeometri ve Alan Arkeolojisi (Field Arkeoloji) Laboratuvarı ile ülkemizdeki 'Saha Yönetimi' laboratuvarına sahip olan da ilk kurum oldu.

Kamu diplomasisinde önemli bir adım

Enstitü'nün ana odağında; insanlığın ortak birikim ve değerlerini esas alarak geçmişten günümüze arkeoloji ve kültürel miras konusunda bilimsel araştırmalar yapmak, iş birlikleri gerçekleştirmek, arkeoloji bilimini yükselterek Türk Arkeoloji Ekolünü oluşturmak ve koruma bilincini güçlendirmek ve sanat üretimi üzerinden arkeoloji iletişimi gerçekleştirmek olduğunu belirten Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Müşaviri Hakan Tanrıöver, "Bu bağlamda, Türkiye, Avrupa, Orta Doğu, Balkanlar, Kafkasya ve Orta Asya'ya ek olarak kültürel ve tarihi bağlarımız olan dünyanın diğer bölgelerinde Türk ve İslâm arkeolojisi ve ilgili bilim alanlarında çalışmalar yapmak için yola çıktık. Bu ana hedefler için pek çok enstrüman kullanılacak. Dijital arşiv, kütüphane, Enstitü yayınları, Arkeometri Laboratuvarı, eğitimlerimiz, sergiler ve ülkemizde ilk kez yapılması planlanan I. Millî Arkeoloji Şûrası bu anlamda hayata geçirdiğimiz projeler olacak" diyor.

Avrupa Birliği desteğiyle hayata geçen Enstitü'nün çalışmalarının Türkiye'nin dış ilişkilerine ve kamu diplomasisi faaliyetlerine katkısı hakkında konuşan Tanrıöver şunları aktardı: "Arkeoloji ve kültürel miras, iş birliği ile geliştirilebilecek alanlar. Biz de bu ortak gaye için öncü bir rol üstlenmek üzere çalışıyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ilişkili bir kurum olarak idari ve bilimsel esnekliğe sahip Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü'nün kurulması, bu alandaki koordinasyonu ve kurumsallaşmayı güçlendirecek. Öte yandan AB ile ortaklığımız, diyaloğumuzun derinleşmesi için kıymetli bir aşama. Yabancı enstitülerle uluslararası iş birliği imkânları sağlanarak arkeoloji biliminin gelişmesine katkılar sunulacak. Türk arkeolojisinde bir milat olacağına inandığımız Enstitü, kamu diplomasisi bağlamında uluslararası ilişkilerimizde ve Türkiye'nin 'yumuşak gücü' (soft power) için anahtar bir kurum olmaya hazırlanıyor."

Türkiye'ye özgü arkeoloji ekolü oluşacak

Tarihi bir öneme sahip Enstitü'nün Türk arkeoloji ekolünün oluşturulmasına büyük katkı sunacağını dile getiren Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü Takım Lideri Prof. Dr. Nevzat Çevik, "Bu bir hasret projesidir ve artık hayata geçmektedir. Böylece, şimdiye dek gösterilen gayretlerden izler alarak hep birlikte çalışıp, Türkiye'ye özgü bir arkeoloji okulunu oluşturma şansımız ortaya çıktı. Tüm ilgili kurum ve kişilerin bu kuruma sahip çıkarak Türk Arkeolojisi'nin geleceğini birlikte biçimlendireceklerini şimdiden görüyorum.

Arkeolojiyle ilgili ulusal ve uluslararası kurumlarla iş birliği içerisinde olduklarını dile getiren Çevik, "Farklı paydaşlarla yaptığımız çok sayıda toplantı ve iş birliği anlaşmaları ulusal hedeflere erişmede bize yol gösterecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Enstitü kuruluş projesinin ilk sahibi olarak çalışmaları başlattı ve sürdürüyor. Enstitü çalışmalarında sponsorlar da yer alacak" şeklinde konuşuyor.

Arkeoloji alanında her gün daha iyiye gittiğimizin altını çizen Çevik: "Devletin arkeolojiye destek vermesi, akademinin araştırmalarını genişletmesi ve halkın bu alana ilgisinin artması çok kıymetli. Ancak alacağımız daha çok yol var. Anadolu'daki bereketli uygarlıklar zenginliğinde, arkeoloji, dünyada saygın düzeyde olmamız gereken ilk alanlardandır. Orta Dünya'nın özeti gibi olan bu topraklardaki yüz binlerce yıllık kültürler ve uygarlıklar dokusunun aralıksız katmanları bizlere büyük bir şans sunduysa bunu daha iyi değerlendirmek, eski çağ bilimleri alanında çok iyi olmak ve bu emanetin hakkını gereğince vermek zorundayız. Enstitü, tüm bu konularla ilgili her kurum ve kişinin eline hiç olmadığı kadar güçlü ve ortak bir kurumsal-bilimsel enstrüman verecek; dağınık bilimsel güçleri bir çatı altında buluşturarak hedeflerine koşacak."

Analizler daha kapsamlı yapılabilecek

Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü içinde yer alan Arkeometri Laboratuvarı da büyük önem taşıyor. "Burada arkeolojik ve eski eserlerin restorasyonuna yönelik analizler yapılacak. Araştırmacılara ve öğrencilere açık olacak. Laboratuvarda genel itibarıyla buluntuların mineralojik ve element analizleri yapılabilecek. Deneysel arkeolojik çalışmalar için de uygun bir altyapı bulunuyor." diyen Arkeometri Laboratuvarı sorumlusu ve Hakemli Dergi Genel Yayın Yönetmeni Doç. Dr. Rana Özbal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu laboratuvar sayesinde tez aşamasındaki öğrencilere ve daha önceden cihazlardan faydalanamayan araştırmacılara, çalışmalarında, analitik verileri de ekleyerek yorum yapabilme imkânı sağlanacak." Hakemli dergi ile ilgili çalışmalar hakkında da konuşan Özbal amaçlarını anlattı: "Bilimsel bilgiyi yayacak akademik tartışma ortamı sağlamak ve bu sayede bilimsel diyalog ile bilimler arası ilişkiyi teşvik etmek, ana amacımız."

Dijital Arkeoloji Arşivi kuruluyor

Enstitü, kütüphanesinden arşivine kadar ciddi bir dijital altyapıya sahip olacak. Bu konuda bilgi veren Kültür ve Turizm Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Kültürel İrtibat Noktası Koordinatörü Hale Ural, "Enstitü, araştırmacılara ve topluma nitelikli bir çalışma altyapısı sunmayı hedefliyor. İlk etapta Türk arkeolojisine ilişkin 'kazı defterleri' dijital hâle getirildi. Devlet arşivlerindeki 1 milyon 400 bin belgenin taranmasıyla ilk Dijital Arkeoloji Arşivi hayata geçiliyor. Devlet ve Osmanlı Arşivleri'nden 50 bin belge, 2 bin 100 fotoğraf derlendi. Nadir eserleri içeren Arkeoloji İhtisas Kütüphanesi için de 50 binin üzerinde dijital kaynak oluşturuldu. Ayrıca, Türk arkeolojisinin tüm dönemlerini kapsayan ilk yayın serisi için de hazırlıklarda sona gelindi. Enstitü yayınları arasında Osman Hamdi Bey'in Müze-i Hümayun kazısının raporu da ilk kez Türkçe olarak okuyucuyla buluşacak" şeklinde konuşuyor. Enstitü bünyesinde yapılan çeşitli eğitim ve kültür-sanat çalışmaları olduğunu anlatan Ural şöyle devam ediyor: "Eğitimlerimize, 'Geçmişe Sahip Çıkmak: Arkeoloji ve Kültürel Miras Günleri' ile başladık. Bu kapsamda, kamu personeli, STK'lar ve lise öğrencileriyle bir araya geldik. Ülkemizden ve yurt dışından çok değerli akademisyen, kazı başkanı ve müze müdürü bizlerleydi. Kültür çalışmalarımız kapsamında her salı YouTube kanalımızdan yayınlanan bir de webinar serisine başladık. Diğer yandan 'Ara Güler Fotoğraflarında Arkeoloji' sergisinin hazırlıkları da sürüyor."

Bilim çok sesliliği gerektirir

Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü, Türkiye'de araştırma yapan veya yapmak isteyen Türk ve yabancı bilim insanlarına, araştırmacılara, öğrencilere proje ve burs destekleri sağlayacak. Ayrıca ileride yurt dışında ve yakın coğrafyalarda araştırma yapmak isteyen Türk araştırmacılara da destek verebileceğini belirten Enstitü'nün Kültürel Miras Uzmanı Prof. Dr. Kutalmış Görkay, şu bilgileri paylaştı: "Kültür ve medeniyetler köprüsü olan topraklarımızda Doğu ve Batı medeniyetleri ve kültürlerinin izlerini bulabiliyoruz. Batı kültürlerinin şekillenmesinde, Anadolu topraklarından çıkan bilgilerin rolü büyük. Gerek yabancı gerekse Türk bilim insanlarının Anadolu arkeolojisine yaptıkları katkılar hayli önemli. Bilim evrenseldir, bu nedenle yabancı meslektaşlarımız ile ortak yürütülebilecek birçok proje olduğuna inanıyoruz. Arkeoloji biliminin bir sonucu olarak ortaya çıkan kültürel miras kavramı ve değerleri, bize emanet edilmiş değerler. Onları gelecek nesillere aktarmak ciddi bir sorumluluk. Biz de Türkiye olarak çok daha iyisini yapabilecek donanımdayız."