Arıtılmış sular hastalıklara davetiye çıkarıyor

Uzmanlara göre günde 2 ya da 2 buçuk litre su içmek gerekiyor. Peki içtiğimiz sular ne kadar güvenli? Su alırken etiket okumanın önemine değinen Prof. Dr. Müfit Zeki Karagülle, arıtma cihazlarının suyun minerallerini yok ettiğini ve uzun kullanımlarda önemli sağlık sorunlarına neden olabileceği uyarısında bulundu.

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

Günlük su ihtiyacını karşılamada Türkiye'de kullanılan sular; şebeke suyu, şişelenmiş ve ambalajlı (PET & damacana) sular, ev tipi cihaz ile arıtılmış su ve geleneksel yerel kaynak suları olarak karşımıza çıkıyor. Şebeke suları yerel yönetimler tarafından yüzeysel su kaynaklarından (su toplama havzaları, nehirler, göller, akarsular, dereler vb.) elde edilerek muhtelif ön arıtma işlemleri (çökeltme, filtreleme, klorlama ve dezenfeksiyon gibi) sonrasında şebekelere veriliyor. Ambalajlı sular ise doğal kaynak suları ve doğal mineralli sular olarak tanımlanan yeraltı kaynaklı sular. "Şebeke suları ağırlıklı olarak yüzey sularından elde edilir ve farklı proseslerde arıtılarak tüketime sunulur. Ancak doğal kaynak ve doğal mineralli sular ise doğada korunmuş doğal kaynaklardan, yer altından doğal halleriyle temiz ve sağlıklı olarak çıkarılır. İlave bir arıtma işlemine gerek kalmaksızın yer altı kaynağından alınıp el değmeden şişelenir." diyen Prof. Dr. Müfit Zeki Karagülle'ye içme sularının ne kadar güvenilir olduğunu sorduk. Şöyle cevap verdi: "Doğal mineralli sular, kaynak suları güvenli ve sağlıklıdır. Herhangi bir sağlık riski taşımaz. Çünkü kimyasal ve mikrobiyolojik yönden temizdir. Günlük su gereksiniminin karşılanmasında en iyi seçeneği oluşturur. Ayrıca, belirli düzeylerde içerdikleri mineraller özellikle de kalsiyum ve magnezyum sayesinde insan sağlığını olumlu etkiler. Ayrıca ambalajlı sular kaynaklarından tüketiciye ulaşana kadar her aşamada Sağlık Bakanlığı tarafından düzenli olarak hem tesislerden hem de satışa sunulan yerlerden alınan numunelerle sürekli denetimlere tabi tutulur."

Ürün satın alırken etiket okumanın önemi her geçen gün daha da önem kazanıyor. Her türlü gıda ve içecek alırken hatta su bile alırken etiket okuma alışkanlığı edinmemiz gerektiğine değinen Karagülle nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlattı: "Tüketilen ambalajlı suyun Sağlık Bakanlığı tarafından izinli olduğuna, etiketin üzerinde izin tarihi ve sayısının bulunduğuna dikkat edilmeli. Sağlık Bakanlığı tarafından üretimine izin verilen suların adı, pet ve cam ambalajlar için ambalaj üzerindeki kapakta ve etikette, geri dönüşlü ambalajlar için kapak, etiket, emniyet bandı ve kendinden kabartmalı harflerle şişe gövdesinde bulunur. Geri dönüşlü ürünlerde, emniyet bandının bulunmasına ve bandın hasarlı olmamasına dikkat etmek gerekir. Etiketinde Sağlık Bakanlığı izin tarih numarası bulunan, kapaklarında herhangi bir deformasyon ve sızdırma bulunmayan, etiketinde gerekli bilgiler yer alan ambalajlı sular güvenle tüketilebilir. Ambalajın üzerinde bulunan etikette suyun markasının yanı sıra, suyun cinsi, üretim yeri adresi, suya uygulanan işlemler ve suyun sahip olduğu parametreler mutlaka yer almalı. Suyun üretim ve son kullanma tarihi, parti ve seri numarası, şişe ve/veya kapak üzerinde bulunmalı."

Şebeke suları hakkında da konuşan Prof. Karagülle, "Şebeke Suları (musluk suları) yerel yönetimler tarafından temin edilir ve Sağlık Bakanlığı tarafından denetlenir. Yeterli sağlık ve hijyen koşullarını sağlayan şebeke suları da hem içmede hem de yemek yapımında rahatlıkla kullanılabilir." şeklinde konuşuyor.

SUYU KAYNATMAK MİNERAL DENGESİNİ BOZAR

6. aydan itibaren bebekler de su içmeye başlıyor. Bebeklere su verilmeye başlandığında dikkat edilmesi gereken bazı noktalar olduğuna değinen Karagülle sözlerine şöyle devam etti: "Piyasada çocuk veya bebek için yer alan sular, piyasadaki sulara göre ambalaj tasarımı açısından farklılıkları bulunan sulardır. Annelerin ağızlık ile çocuğuna kolayca su içirebilmesine destek olan bu sular da tıpkı diğer ambalajlı sular gibi Bakanlık tarafından belgelendirilen, denetlenen, güvenli ambalajlı sulardır. Bebeklere su verirken, özellikle çeşme suyu verilecekse 10 dakika kaynatıp dinlendirilmiş olarak verilmesi gerekir. Birden fazla kez kaynatmak mineral dengesini bozabilir. Doğal ve dengeli mineral içeriği olan, doğada korunmuş doğal kaynaklardan elde edilen ve güvenli ve sağlıklı koşullarda ambalajlanıp tüketime sunulan Sağlık Bakanlığı'nca izin verilen doğal kaynak ve doğal mineralli sular çocuklara doğrudan kaynatılmadan verilebilir. Özellikle bebek beslenmesinde uygun mineral kompozisyonu olan doğal suları hekim olarak öneriyorum. Bu suların sodyum, florür, sülfat, nitrit ve nitrat düzeyleri belirli sınırlarda olmalı ve eser mineralleri uygun düzeylerde barındırmalı."

SAF SU CANLILARIN TÜKETMESİ İÇİN UYGUN DEĞİL

Arıtma cihazı kullanarak içme suyu ihtiyacını buradan gideren birçok hane var. Arıtma sularının sanıldığının aksine sağlıklı bir su olmadığına değinen Karagülle uzun kullanımlarda hastalıklara bile neden olabileceğini dile getiriyor. "Arıtma cihazlarındaki tüm arıtma yöntem ve teknikleri sudaki zararlı kimyasal ve mikrobiyolojik bileşenleri arıtırken sağlık için yararlı ve gerekli olan tüm mineral ve bileşenleri de sudan uzaklaştırıyor. Sonuçta elde edilen saf su niteliğinde neredeyse sıfır mineral içeren bir yapay sudur. Saf su canlıların tüketmesi için uygun değil. Ayrıca ev tipi bireysel arıtma cihazlarında kullanılan ve su ile temas eden filtre, süzgeç, arıtım haznesi, pompa gibi aksamlar zamanında ve uygun şekilde bakıma alınmaz ve uygun zamanda değiştirilmezse arıtılan suyun kimyasal ve mikrobiyolojik yönden daha fazla kirlenmesine sebep olarak sağlık riski oluşturabilir." diyen Karagülle şöyle devam ediyor: "Diğer yandan bu cihazlardan elde edilen suların denetimine ilişkin herhangi bir denetim mekanizması bulunmuyor. Sürekli arıtılmış suların içilmesinin orta ve uzun vadede sağlık problemleri yaratabildiğini gösteren bilimsel çalışmalar var. Vücudun elektrolit, sıvı, mineral ve pH (asit-baz) dengesinde oluşan bozulmalar ise fizyolojik süreçleri olumsuz etkiliyor. Arıtma işlemi ile suyun içinde doğal olarak bulunan mineraller uzaklaştırılınca suyun pH değerlerinin de ciddi oranda düştüğünü bir çalışmamızda gösterdik. Bu konuda yapılan çalışmalar arıtılmış su tüketiminin, kalp, damar ve kemik sağlığı problemleri, hipertansiyon, okul çağındaki çocuklarda büyüme geriliği, diş çürükleri ve yetişkin nüfusta bazı kanser türlerine neden olabileceğini ortaya koyuyor. Bu noktada toplumun doğru bilgilendirilmesi, sağlıklı ve güvenli su kullanımı üzerine bilgi ve duyarlılığının artırılması gerekli. Aksi takdirde sağlıklı içeceğiniz suyu sağlıksız hale getirirsiniz."