Apartmanınız kitaplık, sokağınız kütüphane olsun

Çocuklara okuma kültürünü küçük yaşlardan itibaren kazandırmak amacıyla çalışmalar yürüten Kütüp-Anne Platformu, OKUYAY desteğiyle Kütüphane Şehri projesini hayata geçiriyor.

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

Pilot bölge seçilen Ankara’da başlayacak proje ile çocuklara kitaplar hediye edilecek ve her bir daire kitap, her bir apartman kitaplık ve sonunda her bir site ya da sokak kütüphane görünümü kazanacak.

Okuma bilinci çocuklara çok erken yaşta kazandırılmalı. Burada ebeveynlere önemli roller düşüyor. Kütüphaneler bu konuda en büyük yardımcınız olabilir. Ücretsiz erişebileceğiniz ve her mahalle ya da ilçede bulunan kütüphaneler çocuklara okuma kültürünün aşılanacağı en önemli mekânlar. Bunun farkında olan Merve Yavuzdemir, 2016 yılında Kütüp-Anne Platformu’nu kurdu. Çocukların doğduğu andan itibaren yeterli, kaliteli ve çeşitli kitaba erişmesi gerektiği düşüncesinden hareket eden Yavuzdemir, “Herkese ücretsiz hizmet veren kütüphaneler sosyal hayatımızın bir parçası haline gelmeli. Tüm dünyada kütüphaneler yaşam alanına dönüşmekte. İçerisinde oyuncaklar, dergiler, etkinlikler, cep sinemaları, kafeler, parklar vb. olan yerler haline gelen kütüphaneler, doğduğu andan itibaren tüm çocuklara kucak açıyor.” şeklinde konuşuyor.

OKUMA AĞI OLUŞTURMAK İSTİYORUZ

Bu bilinçle bu zamana kadar Bebekler Kütüphanede Emekler, Kütüphane Kâşifi, Kütüphaneden Aldım-Eğitimime Kattım, Mekânında Okuyoruz gibi birçok kampanya düzenleyen Kütüp-Anne Platformu yeni bir proje için harekete geçti. Okuyay Platformu desteğiyle düzenlenecek olan Kütüphane Şehri projesini Merve Yavuzdemir’den dinledik.

Son projelerinizden biri de Kütüphane Şehri… Bu projenin çıkış noktası ne oldu?

Kütüphane Şehri Projesi, bizim için kıymetli. Okuma kültürü alanında Ankara’da bir proje yapmak hedefi ile yola çıksak da Kovid-19 pandemisi ile proje kapsamımızı ve içeriğini yenilemek durumunda kaldık. Projeyi yazdığımız dönem vaka sayılarının en yüksek olduğu ve herkesin evde kalmak zorunda olduğu bir dönemdi. Biz de mart ayının ortasından itibaren sokağa çıkamayan çocuklara bir can suyu olmak istedik. Yalnız olmadıklarını hissettirmek ve kendi apartmanlarında oluşturacakları okuma ağı ile hem okuma kültürünü hem de mahalle kültürünü desteklemek istiyoruz. Diğer yandan, hazır alışkanlıklarımızı değiştirmek konusunda açık bir dönemdeyken Ankara’da var olan okuma kültürü altyapısını (kitabevleri, yayınevleri, kıraathaneler, kütüphaneler vb.) tanıtarak karantina sonrasında ailelere ev dışı aktiviteler için alternatif sunmak istiyoruz. Hepimizin gönlünden geçen herkesin ulaşabileceği kütüphanelerin Ankara’da yaygınlaşması.

Projenin içeriğinden bahseder misiniz? Amacı nedir?

Uzun bir karantina dönemi yaşayan 3-6 ve 7-10 yaş arası çocuklara yönelik kitaplarla Kütüphane Şehri kurmayı hedefliyoruz. Okuma kültürünün yaygınlaştırılması için odağımızı kitaptan oyuna çevirdik ve kütüphanelerin, kitabevlerinin, kitap kafelerin kapalı olduğu şu dönemde çocuklarla apartman, sokak ve hatta mahalle ölçeğinde KÜTÜPHANE ŞEHRİNİ KUR oyunu oynayacağız. Çocukların yaşlarına uygun, uzmanımızın yönlendirmesi ile seçilecek birbirinden farklı kitaplar çocuklarımızın adına teslim edilecek. Kitabın yanında kitap kapağının posteri ve bir de yönerge olacak. Katılımlar bireysel olmayacak apartman ölçeğinde katılım beklenecek. Belirlenecek günde çocukların posterlerini aynı cepheye bakacak şekilde asmaları istenecek. Böylece her bir daire bir kitap, her bir kat bir raf, her bir apartman bir kitaplık ve sonunda her bir site ya da sokak bir kütüphane görünümü kazanacak. Hazırlanacak içeriklerle; okuma sıklığı ve süresinin artması, evde kitap sayısının artması, ev dışı okuma aktivitelerine ilginin artması ve ailece okumanın teşvik edilmesi amaçlanıyor.

KİTABA ERİŞEBİLECEKLERİ YERLERİ GÖSTERECEĞİZ

Ne tür etkinlikler olacak?

Etkinliklerimizi çoğunlukla çevrim içi platformlar üzerinden sunmayı planlıyoruz. Sanal kütüphane gezileri düzenleyeceğiz. Ayrıca Ankara’da bulunan kütüphanelerin kendilerini tanıtacakları çevrim içi webinarların yapılması planlanmakta. Vaka sayısının azalması ile kütüphane ve açık hava etkinlikleri yapmayı da hedefliyoruz. Proje kapsamında 600 evi bir birinden farklı kitap ve afiş seti ile buluşturacağız. Çocuklardan kitaplarının resimlerini yapmalarını isteyeceğiz ve proje sonunda bir sergi düzenleyeceğiz. Bunun yanında, çocukların okudukları kitapları birbirlerine tavsiye etmelerini ve böylece bir havuz oluşturmayı planlıyoruz. Okur-yazar buluşmaları ve uzmanlar ile çevrim içi atölyeler yaparak okurlarla bağlantımızı canlı tutmayı hedefliyoruz.

Ne zaman uygulanacak bu proje?

Şu an hazırlık dönemindeyiz. Temmuz-Ağustos aylarında kitaplarımızı çocuklara ulaştıracağız. Proje Eylül-Ekim aylarında son bulacak.

Bu proje diğer illerde de yapılacak mı?

Yaptığımız çalışmalar ve hazırladığımız içerikler www.kutupanne.com adresinden herkesin erişimine açık olacak. Böylece aynı projenin hazır dokümanlar ile kolaylıkla farklı illerde de uygulanabilecek. Ben yaygınlaşacağına inanıyorum. Bu projede amacımız çocuklara kitaplara erişebilecekleri imkânları da tanıtmak.

Okuyay Platformu size nasıl bir destek verdi?

Okuyay Platformu aldığı hibe doğrultusunda İstanbul, Ankara, Samsun ve Adana’da pilot projelere destek vermek üzere açık bir çağrı yayınladı. Kütüp-Anne Platformu yürütücülüğünde BBY Haber, Masal Perileri Eğitim ve Kültür Derneği, Güler Yüzler Derneği, Kitap Bankosu ve Kızılcahamam Kütüphane Gönüllüsü Kadınlar ortaklığında bir proje hazırladık. En yüksek puan ile desteklenmeye uygun görülen projeye Okuyay Platformu tarafından ayni destek sağlanmakta.

AVM YERİNE KÜTÜPHANEYE GİTMELİ

Hedeflerinin kitap okuma alışkanlığı kazandırmanın ötesinde okuma kültürü oluşturmak olduğunu belirten Merve Yavuzdemir, “Kampanyalarımızda kitap oku vurgusundan kaçınıyoruz. Bize göre kitap bir araç, hedefimiz evrensel okuryazarlık. Asıl odağımız eleştirel okuma olarak tanımlayabileceğimiz okuma kültürüdür. Okuyay Platformu geçen sene Türkiye genelinde okuma kültürü haritası çalışması yaptı. Araştırmanın ortaya koyduğu en önemli konuların başında kütüphane kullanımı geliyor. Kütüphanenin yerini bilmeyen ve kullanmayan kişi sayısı azımsanmayacak seviyede. Ben bunu bir dezavantaj olarak değil, saklı bir cevher olarak görüyorum. Doğar doğmaz çocuğa nasıl nüfus cüzdanını alıyorsak, aynı şekilde kütüphane üyeliğini de yapmalıyız. Kütüphaneye illa kitap okumak ya da ödünç almak için gitmek zorunda değilsiniz.” diyor ve ekliyor: “Çocuklar böyle bir ağın içerisinde yer almalı, o havayı solumalı, dünyanın ‘her şeyin –mış gibi olduğu AVM yapılarından’ ibaret olmadığını bilmeli.”