aysun.yildiz@aksam.com.tr
Elif Erdem, tarihten aldığı ilhamları sanatıyla buluşturup mücevher haline getirdi. Ve bunu İliria Jewelry markasıyla nesillerden nesillere, bir sanat eseri olarak aktaracak. Başarılı tasarımcıyla bir araya geldik ve hikâyesini kendisinden dinledik.
Elif Hanım öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Sanatla ilişkiniz nasıl başladı?
Üç yaşında annemin keşfiyle başlayan yolculuğum boyunca Beykent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü, ardından Royal AcademyLondon’da plastik makyaj okudum. Sonrasında St Petersburg’da mücevher eğitimiyle yolculuğum son buldu.
Önce resim sanatında, sonrasında da mücevher tasarımı alanında kendinizi ortaya koydunuz. Resimlerinizin ana teması nedir?
Amerikan realizm akımından esinlenerek, geleneksel Türk motiflerini tuvale yansıtıyorum. Gerçek üstü diye adlandırılan bu teknikte hayattaki farklılar üzerine eğiliyorum. Amacım, modern zamanlardaki farklılıkların geçmişe dayalı bir sorgu ve öykünme süreçlerine dikkat çekmek. Tüm kompozisyonları bütünden detaya yapılan bir varoluş hikâyesi olarak sunuyorum. Mesela, resimlerimdeki kumaş detayları 12. 13. ve 14. yüzyıl kadın elbiseleri, saray mücevherleri gibi…
Mücevher tasarımından 2016 yılında Iliria markası altında mücevher atölyenizi kurdunuz. Mücevher tasarımına geçiş süreciniz nasıl oldu?
Aslında aileden gelen bir yetenek… Yıllardır yapmayı planlıyordum, uygun zamanı bekledim. Ben yarı Arnavut, yarı Boşnak’ım. Üç kuşaktır ailemin devam ettirdiği mücevher serüvenine yeni bir bakış açısı katarak, farklı bir o kadar da sanatla iç içe yapısıyla Nurosmaniye’deki butik atölyemde adım attım.
TARİHTEN İLHAM ALIYORUM
Tasarımlarınızı yaparken nelerden ilham alıyorsunuz?
Tarih, mitoloji, doğa, sanat, din ve hayatın kendisinden ilham alıyorum. Renklere olan tutkumu mine sanatıyla birleştirerek tasarlıyorum.
Takı ve mücevher tasarımı son dönemde oldukça revaçta, sizin mücevher tasarımlarınızı benzerlerinden ayıran ve özel kılan tarafları nelerdir?
Öncelik olarak mücevherin üzerindeki minenin tekniği ve işçilik diyebilirim. Çünkü bizde ürünlerin gramajları hem ağır hem de elde yapıldığı için benzerlerine göre gözle görülür bir fark var.
İlk tasarladığınız mücevher koleksiyonu Iliria Adriatic’in belli bir hikâyesi var mı?
Hikâyesi Arnavutluk’tan geliyor. Iliria, MÖ 2. Milenyum’da, Bronz Çağı ile Bakır Çağı arasındaki dönemde Arnavutluk’un ismidir. Iliria, ana erkil ve savaşçı bir toplumdur. Biz Arnavut kökenli bir aileyiz ve bizim için Adriyatik Denizi çok kıymetli. Tasarım aşamasında Adriyatik Denizi’ndeki “resiflerden ve canlılardan” ilham aldım. Her biri el işçiliği ve her bir üründen sadece 10 adet olan koleksiyonda, doğal taşlar ve yarı değerli taşlar birleştirildi. Ben, tasarımlarıma “Heykelvari mücevher” diyorum. Yıllar sonra antika değeri taşıyacak parçalar üretiyorum. Çünkü mücevher özel ve tek olmalı. Hatta “kişiye özel” çalışmalarımda tasarımlarımda kişinin hayatından, burcundan alıntılar yapıyorum.
Biraz da Iliria tasarımlarını kullanacak kadından bahsedelim… Nelerden hoşlanır, hayattaki amacı nedir? Modayla ve sanatla ilişkisi nasıldır? Bize o kadını anlatır mısınız?
Iliria kadını dinamik, güçlü ve fark yaratmasını seven bir kadın. Farklı, kimsede olmayan, kişiye özel ürünleri tercih ediyor. Kullandığı ürünün sanatsal ve mücevher niteliğinde olmasını önemsiyor. Torunlarına saklayabileceği ürünleri tercih ediyor.
HAYATTA AMACIMIZ OLMALI
Yakın zamanda çıkarmayı düşündüğünüz veya üzerinde çalıştığınız yeni bir koleksiyon var mı?
Şu an derin bir araştırma aşamasındayım. Büyük ihtimal hayvanlarla ilgili bir koleksiyon olacak.
Gelecekle ilgili planlarınız ve hedefleriniz nelerdir?
Hedefim dünyaca ünlü Müslüman Boşnak kadın ressam ve mücevher tasarımcısı olmak. En büyük hayalim ise New York’taki Modern Sanat Müzesi'nde (Museum of Modern Art-MOMA) eserlerimin sergilenmesidir. Yakın zamanda güzel sürprizler olabilir…
Çevrenize ve dünyadaki sosyal gelişmelere karşı oldukça duyarlı bir yapınız var. İliria markası altında gerçekleştirmek istediğiniz sosyal sorumluluk projeleri var mı?
Yıl içerisinde aktif olarak sosyal sorumluluk projelerim oldu. Önümüzdeki yıl bir cezaevinde kadınlara ücretsiz resim dersi vermeyi planlıyorum. Aynı zamanda pediatri onkoloji hassas olduğum bir konu ve ileride Iliria markası çatısı altında bir vakıf kurarak onkoloji hastalarına yardım etmek istiyorum.