Antenime takılan melodileri aktarıyorum

Pentagram ve Şebnem Ferah'ın virtüöz gitaristi Metin Türkcan, Türk Rock Müziği’nin en önemli figürlerinden biri. Türkcan, şimdi yıldızları bir araya getirdiği ‘Vakti Geldi’ albümüyle bir figürden çok bir sembol olmaya doğru bir adım atıyor. Antenine takılan melodileri aktardığını söyleyen ünlü gitarist, “Müzisyenler sadece aracı kurum gibiler” diyor.

‘Vakti Geldi’ albümünün vakti şimdi miydi? 

Yani onu bilemiyorum ama 1996 yılından da parça var, kayıtlar sırasında biten parça da… Eğer yapılan müzik güzel, samimi ve içten ise bence pek zamanı olmuyor. Bunun böyle olup olmadığına da yapan-üreten kişi veya kişiler değil de sadece ve sadece ulaşabildiği insanlar karar verebiliyorlar. Müzisyen dediğiniz kişi veya kişiler sadece aracı kurum gibiler bence. Evrende dolaşıp duran birtakım sesleri, tınıları diğer insanlara iletmeye çalışıp duruyorlar. Niye veya neden 

veya bir işe yarıyor mu gerçekten bilmiyorum ama yapıyoruz işte (gülüyor).

Bu kadar önemli rock solistini sanırım ancak siz aynı albümde bir araya getirebilirsiniz…  

Şarkılara ses verenlerin hepsi gerçekten çok uzun yıllardır dostum, arkadaşım. Hepsinin ağzına sağlık...

Her şarkının sözlerini, yorumlayan sanatçılarla beraber ortaklaşa yazmışsınız. Nasıl gelişti bu süreç? 

Ortaklaşa yazmadık aslında, benim yazdığım sözleri revize ettiler veya düzelttiler gibi bir durum oldu. Ben söz yazmaktan pek anlamam, bu şarkıların çoğu da bir anda çıkıverdi.  Mesela 'Kör Hükümdar', Bodrum-Gümüşlük dağ tırmanışında geldi. Dağın tepesinde -o zamanki telefonum da hayli kötüydü- debelendim kayıt edeceğim diye. Neyse sonra dayımın evde gitar ve kayıt aleti vardı. İstanbul' a dönmeden toparladım ama Hayko yeni bir bölüm yapıp oraya söz yazmış (gülüyor). İngilizce parçanın sözlerinin tamamı da Ray Rizzo' ya aittir. Konu benim sadece...

İDOL, ÇOK İDDİALI BİR KELİME

İdolunuz olan gitarist, ilham kaynaklarınız kimler? 

İdol, çok iddialı bir kelime... Ben genel olarak hayatımda bu kadar büyük kelimeleri kullanmamaya, düşünmemeye veya öyle bir ruh halinde olmamaya gayret ederim. Ben daha çok evrenin bir işçisi kıvamında, enime takılan melodileri elimden 

geldiğince aktarmaya gayret ediyorum. 

Sahnede çalmak mı, söylemek mi? 

Tabii ki çalmak... Şarkı söylemek en zoru... Acayip bir kafa... Hep derlerdi, 'çıplak gibisin' diye.  Neyse ki benim önümde gitar oldu hep söylerken ve o yüzden de o çıplaklık durumunu o kadar da anlamadım.

Gitar dersleri vermeye devam ediyor musunuz? 

Evet, devam ediyorum ama buna “ders vermek” demeyelim. Gelen arkadaşlarıma yardımcı olmaya ve yol göstermeye çalışıyorum diyelim.

SAHNEDE ADIMA ÜRETİLEN GİTARIMI ÇALIYORUM

Dünyanın en ünlü elektrogitar markalarından ESP, T yıllardır kullandığı ve ‘Metoboy’ şeklinde adlandırdığı signature gitarını yeni bir tür gitar modeli olarak markalaştırarak piyasaya sürdü… Dünyada Türk gitarist modeli 

gitar üretilmesi bir ilk… Neler hissediyorsunuz? Bu işbirliği nasıl oluştu? 

Öncelikle Pera Müzik›in sahibi Selma Hanım ve kızı Hande›nin böyle bir teklifle gelmeleri ve ön ayak olmalarıyla başladı her şey. O sırada ‘ESP Türkiye’ Avrupa genelinde dereceye girmiş, benim de büyük bir payım varmış söylediklerine göre (gülüyor). Tam o sırada Amerika›ya fuara gitmek üzereydiler ve bir haftamız vardı. Böyle signature çalışmaları yapıyormuş marka ve “Acaba başvursak mı?” derken, “Neden olmasın? Bir haftada hazırlarız bir sunumu" dedim. Sonra Japonya ESP başkanı Makato Suzuki ile de bir seneye yakın mailleştik ve sonuçta şu an sahnede adıma üretilmiş gitarımı çalmaktayım. "İyiymiş" diyorum çalarken (gülüyor).