Anadolu’dan doğan festival Cappadox

UYGAR TAYLAN

uygartaylan@gmail.com

Bu yıl Uçhisar’da dördüncüsü gerçekleştirilen Cappadox Festivali’ni yerinde deneyimledik. Festivalin teması “Sessizlik” çerçevesinde doğa yürüyüşlerine çıkıp gün doğumu konserlerine katıldık.

Sessizlik bir ruh hali midir? Yoksa yaşam biçimi mi? Belki de seslerle dolu bir dünyada sükunet ya da huzur arayışı... Özellikle ses kirliliğine fazlaca maruz kaldığımız bu metropol yaşamında tek ihtiyacımız bir kaçış noktası.

Son yılların trend kaçış noktalarından biri haline gelen Kapadokya, bu yıl yerli yabancı yüzlerce insanın katıldığı Cappadox Festivali’yle 4. kez yaza “Merhaba” dedi. Nevşehir’in Uçhisar beldesine kurulan Cappadox’un bu yılki teması “sessizlik”... İlk defa Kapadokya Sanat ve Kültür Merkezi (KSKM) ve Pozitif işbirliğiyle gerçekleştirilen festivalin çağdaş sanat küratörlüğünü Fulya Erdemci ve Deniz Akseoğlu üstlendi. Bu defa Şeker Bayramı’na denk gelen 14-19 Haziran tarihleri arasında festivalciler ilk kez 6 gün boyunca müzik, gastronomi, çağdaş sanat ve açık hava etkinliklerini deneyimleme fırsatı buldu. Geçtiğimiz 3 yıl boyunca mayıs ayında gerçekleşip şiddetli yağmura maruz kalan festival, bu yıl haziran ayına alınsa da bir Cappadox klasiği haline gelen yağmur az da olsa yine yüzünü gösterdi. Cappadox’un kendine has festivalcileri yağmur çamur demeden konserlere katılıp dans etmeye devam etti. Katılımcılar bayram tatilinde deniz kenarı yazlık beldeler yerine Anadolu’dan doğan festival Cappadox’u tercih edip konserlere katılıyor, Kapadokya’nın doğasından gelen lezzetleri tadıyor hatta yeri geliyor yoga matını serip açık havada güneşi selamlıyordu. Kapadokya’nın kendine has doğasında birbirinden farklı noktada düzenlenen konser ve etkinlikleri takip etmek aslında çok kolay. Akıllı telefonunuza indireceğiniz Cappadox uygulamasıyla katılacağınız etkinlikleri işaretleyip öncesinde uygulama tarafından bilgilendiriyorsunuz. 

SESSİZ YÜRÜYÜŞ VE GÜN DOĞUMU KONSERLERİ

Her yıl özgün bir temayla yola çıkan Cappadox’un bu yılki temasıysa “sessizlik” oldu. Böylelikle sesin olmadığı durumlarda duyduklarımızı, algıladıklarımızı ve söylediklerimizi düşünme pratiğini deneyimleme fırsatı bulduk. Sessiz Yürüyüş, Gece Seyri, Flora – Jeoloji yürüyüşleri, Sessiz Sinema gösterimleri, Aşk Vadisi Yürüyüşü ve sabahın erken saatlerinde başlayan meditatif gün doğumu konserleriyle katılımcılar zihinlerindeki gürültüden arındılar.

DOĞADAN GELEN LEZZETLER

Ayrıca festivalin en çok rağbet gören gastronomi etkinliklerindeyse şef Mustafa Otar eşliğinde Kapadokya’nın eşsiz doğasından gelen lezzetleri tattık. Şef Mustafa Otar aynı zamanda bir plak koleksiyoneri. Etkinlik  boyunca pişirdiği leziz yemekleri tadarken bir yandan şefin koleksiyonundaki plakları keyifle dinleme şansı bulduk. Gastronomi etkinliklerinin bir diğer yıldız ismiyse craft tatlar uzmanı Oğul Türkkan’dı. Peynir ve şarküteri ürünleriyle eşleştirdiği kendine has sunumunu esprileriyle tamamladı. 

3 BOYUTLU PERİ BACALARI

Akşam olup gün yerini geceye bıraktığında 3D Mapping tekniğiyle renklendirilen Kapadokya’nın jeolojik yapısı karşısında büyüleniyorsunuz. Perili Ozanlar Vadisi’nde 3 boyutlu aydınlatmalar kullanılarak hareketlendirilen peri bacaları akşam konserleriyle birlikte adeta ritim tutuyor gibi gözüküyor. Konserlerde BaBa Zula, İlhan Erşahin, Mercan Dede, Kalben, Birsen Tezer, Ceylan Ertem ve Duman’ın yanı sıra Christian Löffler, Mulatu Astatke, Nicola Cruz gibi yerli yabancı birçok isim sahne aldı. Bugün müzik festivallerinin dünya çapında turizme katkısını düşünecek olursak, Kapadokya’nın eşsiz doğasında gerçekleşen Cappadox Festivali’nin uluslararası arenada daha çok tanıtımının yapılması dileğiyle. 

ÇOLUK ÇOCUK DEMEDEN ÇALIŞIYORUZ

Nihal Avan (48) – 2 senedir Cappadox Şenliklerinde stand açıyorum. Burada hediyelik eşya satıp evime katkı sağlıyorum. Cappadox’un kasabamızın tanıtımında büyük faydası oluyor. Festival sayesinde Uçhisar’a da yerli yabancı turist geliyor. Artık bütün kadınlar çalışıyor. Şimdi evlere git sadece yaşlılar vardır. Hepimiz çoluk çocuk demeden çalışıyoruz. Herkesin gelip görmesi lazım.

Emine Ok (64) - Uçhisar’ın yerlisiyim. Yufka- ekmek pişiriyorum, gözleme yapıyorum. Yeni insanlar tanıyoruz, gençler geliyor, sosyalleşiyoruz. Evde durunca da canımız sıkılıyor, buraya gelmek hepimiz için iyi oluyor. Evden dışarı çıkamayan kızlarımız festivalle birlikte kendi geçimlerini sağlar oldular. Kendi ayaklarının üzerinde duracak hale geldiler.