Alzheimer/Demans hastaları ile nasıl iletişim kurulmalı?

Demans hastası büyükleri ile aynı evde yaşayanlar için karantina dönemi bambaşka sorunları da beraberinde getiriyor. Ancak bu hastalığa sahip biriyle nasıl iletişim kuracağınızı bilirseniz sıkıntıları en aza indirmeniz mümkün.

DR. SEVDA SARIKAYA / sevda.sarikaya@stargazete.com

Karantina döneminde bireysel olarak yaşadığımız sorunların yanında, demans hastası büyükleriyle aynı evde yaşayanların başka sıkıntıları da oluyor. Alzheimer hastası ile düzgün iletişim kurmak için belli bir öğrenme süreci gerekir. Genellikle yapılan en büyük hata, hastayı hâlâ eski durumunda sanarak hastalığa bağlı gelişen bazı davranışları eleştirmek ve sürekli düzeltmektir.

1- Aceleci davranmayın, sabırlı olun: Hastalar genellikle anlatmak istediklerini ifade etmek için daha fazla zamana ihtiyaç duyarlar. Sabırsız davranıp, sözünü henüz bitirmeden hızlıca onu tamamlamayın. Ayrıca hastanız konuşurken bıkkın bir ifade takınmayın, sabırlı ve sevecen bir şekilde bekleyin. Beklemenin sizin için bir sorun olmadığını hissetsin. Tabi bu durumun da istisnaları olabilir. Eğer hastanız Primer Progresfi Afazi denilen bir Demans türü ise ya da Alzheimer hastalığının kelimeleri çıkarma alanını da etkilediği bir döneme denk gelmişse, ne kadar bekleseniz de kelimeler çıkmayabilir. O zaman da yine sevecen bir tavırla onu anladığınızı ifade ederek, aralarda cümleleri tamamlayabilirsiniz. Aksi takdirde bekleme süresi uzadıkça kendisi de paniğe kapılacaktır.

2- Mutlaka göz teması kurun: Aslında bu madde hasta olmayan bireyler için de iletişimde oldukça önemli bir madde. Karşılıklı konuşmaya başladığımız kişi gözlerimize değil de sağa sola baktığında kendimizi kötü hisseder ve dinlenmediğimizi düşünürüz. Hasta olan kişilerde ise bu durum çok daha fazla şekilde hissedilir.

3- Beden dili ve mimikleri okumayı öğrenin: Alzheimer hastalarında zamanla sözlü ifade yeteneği azalacağından dolayı bazı sıkıntılarını beden dili ve mimikleri ile ifade edeceklerdir. Zamanla ne tür sıkıntısı olduğunda nasıl bir davranış sergilediğini öğreneceksiniz. O nedenle hastanızın hareketlerine karşı GÖZLEMCİ OLUN. Bu çok önemli bir kuraldır. Alzheimer hastalarındaki davranışsal problemlerde gözlem yaparak çözemeyeceğiniz sıkıntı yok gibidir.

4- Kendi beden dili ve mimiklerinize çok dikkat edin: Alzheimer hastalarında zihinsel yetiler yavaş yavaş yitirildiği için sezileri daha önemli hale gelir ve sizin davranışlarınızdaki duyguları çok iyi anlarlar. Anlamadıklarını düşünerek yanlarında olumsuz şeylerden bahsetmeyin. Hele ki onlarla ilgili olumsuz konuşmalar hiç yapmayın. Hissederler ve huzursuzlukları artar.

5- Her konuşmanızda “Sevgi Dili” kullanın: Şefkatle yaklaşın. Üzerine gitmeyin. Eğer sinirlendiğini hissederseniz hemen konuyu değiştirip hoşlanacağı bir aktiviteye yönlendirin.

6- Tensel temas kullanın: Bu madde aile üyeleri için geçerli. Konuşurken elini tutmak ya da koluna şefkatle dokunmak, o sırada da gözlerinin içine bakmak hastada güven hissini artırır. Zihinsel yetilerini yavaş yavaş yitiren birisi artık tedirgindir ve onun için en önemli şeylerden birisi de GÜVENdir. Özellikle aile içinde güven hissedememek hastanın huzursuzluğunu artırır. Tensel temas güven hissini artırır.

7- Fiillerin sonuna karmaşık ekler getirmeyin: Bu madde daha ileri evrelerdeki hastalar için geçerlidir. Örneğin “Elindeki bıçağı lütfen bana verebilir misin?” yerine “Bıçağı bana ver” demek ileri evredeki hastanın daha rahat anlamasını sağlar. Cümleler uzadıkça ve yükleme getirilen ekler arttıkça hastanın anlaması düşecektir.

8- Bir eylemi tarif ederken kısa cümleler kurup, her bir basamağı ayrı ayrı anlatın: Bu da daha ileri evredeki hastalarda gerekli olan bir önlemdir. Örneğin hastanız banyo yaparken şampuanı başına nasıl süreceğini ve sonrasında yıkayacağını bilemeyebilir. Bunu ona tarif ederken “Şampuanı al başına sür, sonra da su ile durula” demek yerine her bir basamak için ayrı cümleler kurmak gerekir. “Şimdi eline şampuanı al”, “Şimdi de başına sür”, “Şimdi güzelce ovala”, “Suyu maşrapaya doldur”, “Suyu başına dök” gibi...