Alzheimer riskini tekrarlayan negatif düşünceler artırıyor

İngiltere'de yapılan ve Alzheimer&Dementia dergisinde yayımlanan bir çalışmada, tekrarlayan negatif düşüncelerin Alzheimer hastalığı riskini artırdığı kanıtlandı.

DR. SEVDA SARIKAYA / sevda.sarikaya@stargazete.com

Depresyon ve anksiyete bozukluğunun Alzheimer hastalığı riskini artırdığına yönelik yapılmış yayınlar mevcut. Bu defa İngiltere’de yapılan ve Alzheimer&Dementia dergisinde yayımlanan bir çalışmada, tekrarlayan negatif düşüncelerin Alzheimer hastalığı riskini artırdığı kanıtlandı. Stresin birçok hastalığın riskini artırdığını biliyoruz. Bazı insanlar yapı itibariyle negatif düşüncelere odaklanırlar. Pozitif olanları görmezden gelip ya da üzerinde fazla düşünmeyip, negatif olanı gözlerinde büyütür ve yeni senaryolarla onları beslerler. University College London’daki çalışmanın yürütücülerinden Natalie Marchant, tekrarlayan negatif düşünce ve endişelerin Alzheimer hastalığında gözlenen beta amiloid plakları ve tau yumakları ile bağlantılı olduğunu, genel zihinsel işlevler, anlık bellek ve kısa süreli belleği etkilediğini belirtiyor. Tekrarlayan negatif düşünceler ve endişe, depresyon ve anksiyete bozukluğunda da görülebilen bulgulardan. Aradaki ilişkinin anlaşılabilmesi için bu çalışma önem taşıyor. Belki de depresyon ve anksiyete bozukluğu olan bireylerde demans görülme riskinin artışının, tekrarlayan negatif düşüncelere sahip olmalarından dolayı olabileceği ön görülüyor. Çalışmada, yapılan nöropsikolojik testlerde hiçbir demans bulgusuna rastlanmayan toplam 360 erişkin incelenmiş. İki yıl sonra vakalar tekrarlayan negatif düşünceler ve endişe açısından test edilmişler. Kadınlarda daha sık saptanan tekrarlayan negatif düşünceler ve endişenin başka bir belirleyici ile ilişkisi saptanmamış. Dört yıl sonra hastalar tekrar incelenmiş. Tekrarlayan negatif düşünceler ve endişeye sahip olan bireylerin zihinsel işlevlerinde daha hızlı bir gerileme, hafızalarında da belirgin bir etkilenme gözlenmiş. Ayrıca tekrarlayan negatif düşünceye sahip bireylerin beyinlerinde beta amiloid plakları ve tau yumaklarına rastlanmış. Halbuki daha önce yapılan çalışmalarda depresyon ve anksiyetenin demans riskini artırdığı saptanırken, beta amiloid ve tau miktarını etkilediği gösterilmemişti. Çalışmanın sonuçları tekrarlayan negatif düşünce ve endişenin Alzheimer hastalığı riskini artırdığı şeklinde yorumlanabileceği gibi, artan amilod ve tau miktarının beyindeki devreler arası iletişimi sekteye uğratacağından tekrarlayan negatif düşüncelere yol açtığı şeklinde de yorumlanabilir. İlki daha olası görünmekle birlikte, daha kesin yorumlar yapabilmek için yeni çalışmalara ihtiyacımız olduğu aşikar.

Peki tekrarlayan negatif düşüncelerden kendimizi arındırmak için neler yapabiliriz? Hayatımızdaki küçük ama bizi mutlu eden şeylere daha fazla odaklanmayı öğrenmeliyiz. Aslında bu da bir eğitim süreci. Çünkü beynimiz bir defa negatife odaklanmayı öğrendikten sonra, pozitife odaklanmakta çok zorlanıyor. Bilinçli bir şekilde pozitife odaklanırsak, bir süre sonra bunu alışkanlık haline getirerek öğreniyoruz. Doğa ve hayvanlara odaklanmak zihni en rahatlatanlardan. Bir kuşun, bir köpeğin, bir kedinin davranışlarını sessizlik içerisinde izlemek ve ona odaklanmak, bir ağacın yeşerdiği dönemleri, çiçeklerinin seyrini takip etmek zihnimizi eğitmenin en basit yolu. Birçok psikolojik rahatsızlık ve hatta diğer hastalıklar da doğadan kopmamızla artış gösterdi. Bu konuda bir çalışmayı geçmiş yazılarımdan birisinde anlatmıştım. Doğada geçirilecek zaman, zihnimiz için en güzel terapi yöntemi.