ALİ DEMİRTAŞ / ali.demirtas@aksam.com.tr
Geleneksel türkülerimizin farklı müzik türlerinde, farklı sanatçılar tarafından yeniden yorumlanmasına alışığız belki. Ama bu başka. Daha önce bildiğim, dinlediğim bir gruptu Altın Gün. Ama şu karantina sürecinde onları daha fazla dinleme ve tanıma imkânı buldum. Bu grup birbirinden güzel türkülerimizi, kendilerine özgü müzikleriyle icra ederken, eserleri ruhundan asla koparmıyor. ‘Cover’ klişesinden de oldukça uzak üstelik. Altın Gün’ü belki bilenleriniz vardır. Ama bu yazı onları henüz keşfetmemiş ve büyük bir kayıp içinde olanlarınız için. Altın Gün, bir aranjman grubu... Kendi bestelerini değil, dönemin Türkiye kökenli hit şarkılarını kendi tarzlarında yorumluyorlar. Neşet Ertaş›’ın Tatlı Dile Güler Yüze, Erkin Koray’ın Cemalım’ı, yorumladıkları şarkılardan bazıları. Şimdi onları biraz daha yakından tanıyalım.
KISA SÜREDE ULUSLARARASI ÜN VE GRAMMY’E ADAYLIK...
Altın Gün, Hollanda’nın Amsterdam şehrinde kurulmuş Anadolu rock ve folk müzik grubu. 60’lar ve 70’lerde Türkiye’de yapılan Anadolu rock, saykodelikrock ve diğer folk şarkıları yorumlayan Altın Gün, kurulduktan çok kısa bir süre sonra uluslararası müzik sahnesinde adından söz ettirmeyi başardı. İçinde Goca Dünya ile Kırşehir’in Gülleri’nin yer aldığı ilk tekli çalışmalarını EP adıyla 2017’de yayınlayan grup, ilk albümü ON’u ise 2018 yılında piyasaya sürdü. 2019’da çıkardıkları Gece albümleriyle büyük bir başarıya imza atarak Grammy ödüllerinde “En İyi Dünya Müziği Albümü” dalında aday gösterildiler. Gerçekten de yaptıkları dünya müziğiydi. Türkiye’den dünyaya yayılan bir dünya müziği. Öyle olmasa nasıl böyle uluslararası bir üne kavuşur, dünya listelerine girebilirlerdi ki? Altın Gün’ü Spotify ve Youtube gibi dijital kanallardan dinleyebilirsiniz. Stüdyo kayıtlarının yanı sıra canlı performanslarını da izleyip “Süpürgesi Yoncadan”, “Kaymakamın Kızları”, “Halkalı Şeker”, “Bahçe Duvarından Aştım”, “Köprüden Geçti Gelin” gibi türküleri onlardan dinlemeniz keyifli olacaktır…
Altın Gün grubunun temeli, Hollandalı ‘psychedelic’ rock temsilcisi Jasper Verhulst’un bir grupta bas gitaristlik yaparken konser vermek için geldiği İstanbul’da Türk psychedelicrock’ından etkilenmesiyle atılıyor. 2015’in aralık ayında İstanbul’a gelen basçı Verhulst, burada 70’lerin Anadolu rock’ıyla tanışıyor. Selda Bağcan, Barış Manço ve Erkin Koray’ın müzik çalışmalarından etkilenen Verhulst, Hollanda’ya döndüğünde yanına gitarist Ben Rider ve baterist NicMauskovic’i alıyor. Türk Halk Müziği’nden parçaları biriktirmeye başlayan Verhulst, Rider ve Mauskovic ile Facebook’ta bir ilan vererek Türk müzisyen arayışına giriyor. Verhulst’un ilanı Merve Daşdemir ve Erdinç Ecevit Yıldız’a ulaşıyor ve ikili gruba dahil oluyor. Merve Daşdemir’in solistliğini üstlendiği gruba Gino Groeneveld’in de dahil olmasıyla ekip son halini alıyor. Bu süreçten sonra ise çalışmalarını yayınlamaya başlıyorlar.
TÜRK FOLK MÜZİĞİNİ DÜNYAYA DUYURUYORLAR
Altın Gün, Türkiye’de klasikleşen ve çoğu insan tarafından bilinen eserleri yeniden uyarlayarak Türk müziğini dünyaya duyuruyor. Grubun isminin nasıl konulduğunu ise Merve Daşdemir verdiği bir röportajda şöyle anlatıyor: “Projenin ismini bulan da Jasper. Google translate’ye ‘Gold Day’ yazmış ve Türkçe’ye çevirmiş. Bana ilk ‘Bu isim olur mu?’ diye sorduğunda ben, bizdeki ‘altın günü’ konseptini biliyor sandım, meğer bilmiyormuş. Komik bir tesadüf oldu ve böylece Altın Gün isminde karar kıldık.” Hollandalı, Türk ve İngilizlerden oluşan grupta dağılım ise şöyle: Gitarda Ben Rider, davulda Daniel Smienk, basta Jasper Verhulst, vokalde Merve Daşdemir ile Erdinç Yıldız Ecevit, perküsyonda Gino Groenveld, saz ve keyboardda ise yine Erdinç Yıldız Ecevit bulunuyor.
TÜRKİYE’NİN GENÇ JENERASYONU DA TÜRKÜLERİMİZİ YENİDEN KEŞFEDİYOR
Altın Gün, Türkiye’de klasikleşen ve bir kültür haline gelmiş eserleri kendi tarzlarıyla dünyaya duyururken aynı zamanda Türkiye’deki yeni jenerasyona da kendi müziklerini yeniden keşfetme imkânı sunuyor. Grubun solisti Merve Daşdemir bir röportajında bununla ilgili şunları söylemiş: “Benim için yabancı bir dinleyici kitlesine Türkçe şarkılar söylemek bir yandan eğlenceli bir yandan gurur verici. Kimse ne söylediğimi anlamıyor ama herkes bir şekilde eşlik etmeye çalışıyor. Bu da müziğin evrenselliği ve güzelliği... Müzikleriyle büyüdüğüm sanatçıların şarkılarını yorumlayarak, onlara bu şekilde takdirlerimi sunabilmek ve yeni nesillere bu müzikleri duyurabilmek çok güzel bir his.”
Daşdemir çaldıkları parçaları neye göre seçtiklerini ve uzun vadede kendi şarkılarını yazıp yazmayacakları konusuna şöyle açıklık getirmiş: “Çalacağımız şarkıları seçerken ne kadar kendi dinamiklerimize uyar, ne kadar kendi içimizde özgünleştirebilirize bakıyoruz. Şu an çalışmalarımız devam ediyor. Yine birtakım klasikleşmiş eserleri veya daha az bilinen eserleri kendimize göre yorumluyor, Altın Gün’leştiriyoruz. Kendi parçalarımızı ilerleyen dönemlerde ekleyebiliriz ancak henüz planlanmış bir şey yok.”