sibel.ates@aksam.com.tr
“Armut dibine düşermiş” sözünü doğrulayan bir örnek daha… Alize Gördüm de annesi Vahide Perçin ve babası Altan Gördüm gibi mesleki tercihini oyunculuktan yana kullananlardan. “Kariyer de başarı da gelir. Önemli olan iyi insan olmayı becerebilmek” diyen genç oyuncuyla buluştuk.
Oyunculuk maceranızı dinleyelim mi?
Hep oyuncu olmak istedim zaten. Hatta kendimi bildim bileli böyleyim. “Armut dibine düşer” durumu da var tabii. Anneden, babadan böyle bir hayat görüyorsun, âşık oluyorsun, hayallerini ve planlarını bunun üzerine kuruyorsun. İstekten ziyade daha çok bir yol gibi geliyor oyunculuk bana. Aşkın peşinden gidiyorsun, o karşına neler çıkarırsa çıkarsın, seni ne kadar yorarsa yorsun yine de devam ediyorsun, seviyorsun çünkü hem de çok seviyorsun.
Sanatçılar yaşadıkları zorluklar nedeniyle çocuklarını sektörden uzak tutmaya çalışır ya oyuncu olmak istediğinizde ailenizin tepkisi ne olmuştu?
Pek sıcak yaklaştıklarını söyleyemem. Başka bir meslek seçmem için ısrarcı oldular, “Bu yol çok yıpratıcı” dediler. Hayatlarında yaşadıkları zor dönemleri örnek gösterdiler. Ben de bu mesleğin getirilerinin farkında olduğumu söyledim. Tüm o zorluklar yaşanırken ben de yanlarındaydım! Büyüdükçe istediğim mesleğe dair attığım adımlar onları ikna etti.
Oyuncu bir anne babanın kızı olmak size neler kazandırdı?
Bir ömür boyu sürecek olan bir okulun içindeyim. Her sohbet her tartışma her konuşma bir ders. İçinde edebiyat, tarih, sanat ve kültür sohbetleri yapılan bir evde büyüdüm. Sanatçı bir anne babanın çocuğu olmak ilginç bir durum. Hele aynı mesleği yapmamız durumu iyice tuhaflaştırıyor. Eğitim evde devam etmekle de kalmıyor telefonda, dolmuşta, sinemada, kafede ve aklınıza gelebilecek her yerde sürüyor. “Aklıma gelmişken şu sahnede şöyle yapmalıydın” diye başlayan ve bitmeyen sohbetler…
“Anne” dizisi reyting karnesiyle rakiplerini kıskandırıyor. Sırrınız nedir?
Haklısınız, çok başarılı bir işin içindeyim ve bununla gurur duyuyorum. Aslında bir gün sete gelip misafirimiz olsaydınız bu soruyu sormazdınız. Herkes öyle bir uyum içinde çalışıyor ve öyle emek veriyor ki. Karşılığında da güzel ve başarılı bir iş çıkıyor ortaya. Bu işin bir takım çalışması olduğunu unutmamak gerek. İnsanlar birbirlerine saygı duyar, işlerini hakkıyla ve severek yaparsa günün sonunda herkes evine mutlu ve huzurlu döner.
Gamze karakteri iyi bir kadından uzak, bu rolle aradığınızı buldunuz mu?
Kötücül bir karakteri oynamak keyiflidir. Çünkü oyuncunun yaratıp köpürtebileceği daha çok alan var bence. İyi olmanın evrensel bir karşılığı vardır ve onun üzerine fazla bir oynama yapamazsınız. İyi bir karakterden belli şeyler beklenir ama kötü bir karakterden her şey beklenebilir! Kötüyü lezzetli yapan da budur.
SEVDİKLERİMLE UĞRAŞIRIM
Alize Gördüm adını andığımızda nasıl bahsedilmek isterdiniz? Sizi ilk olarak hangi sıfatlarla tanımlamalıyız?
Çok utanırım ben böyle şeyleri cevaplarken. Her şeyi bir köşeye koyduğumuzda, iyi bir insan olarak bahsedilmek isterim. Mesleki kariyer, başarı… Bunların belli bir yerden sonra anlamı var. Önce iyi insan olmayı becerebilmek istiyorum. Hatta annem, “İyi bir aktör olmak istiyorsan önce insan gibi insan olacaksın” der.
Alize Gördüm’ün oyunculuğunu izliyoruz, ailenizden haberdarız ama sizi tanımıyoruz aslında.
Oyunculuğun dışında yoga eğitmeniyim. Bas gitar çalıyorum. Setten fırsat bulunca İrlanda'ya gidiyorum çünkü okulum orada. Hayatta çok sevdiğim iki şey var; biri annemle pazar kahvaltısı yapmak, öbürü babamla aşka dair sohbet etmek. İlginç özelliklerime gelince mesela sevdiğim insanlarla sürekli uğraşırım hatta onları delirtebilirim. Niye diye sormayın, sadece hoşuma gidiyor.
Peki sormuyorum. Neler okur, neler dinlersiniz mesela?
Beatles hayranıyım. Basçıları Paul’e olan hayranlığımı bütün arkadaşlarım bilir. Bana hediye almak çok kolaydır o yüzden. Beatles'la ilgili ne alırsanız alın mutlaka beğenirim. Her türlü ruh halinde onları dinlerim. Size de tavsiye ederim. Canınız sıkkınsa, mutsuzsanız “We can work it out” dinleyin, bakın bakalım bir şeyiniz kalıyor mu! Şiir okumayı da çok severim ama içimden. En sevdiğim şair de Turgut Uyar.
BAŞARI UĞRUNA HAYATI ISKALAMAM
Babanız tarafından “Ne yaptığını bilen bir çocuk” olarak anılıyorsunuz. Ne yapacaksınız peki, bir sonraki adımda neler var yol haritanızda?
Öyle mi demiş? Sağ olsun babam. Ama aslında hiç de ne yaptığını bilen biri değilimdir. Sadece bir şeye âşık olursam onun peşinden giderim, sonuna kadar takip ederim. Böyle böyle bir şeyler öğrenirim hayattan. Hedeflerim var tabii ama öyle büyük büyük laflar etmeyi sevmem. Geleceğe dair en büyük isteğim sevdiğim mesleği yaparken sevdiğim insanları ihmal etmemek. Bir şeyler başaracağım diye yaşadığım hayatı ıskalamak en çok çekindiğim şeylerden biri. İçinde bulunduğum hayatı severek yaşamak en büyük hayalim.