Alışveriş mi savaş alanı mı?

NUR BİLEN YAVUZER
nur.yavuzer@aksam.com.tr

Birr parça kıyafet için...

Bu hafta hepimizi şaşırtacak hatta düşündürecek bir alışveriş faciası yaşadık. Aklımızın üzerinden H&M’in Balmain koleksiyonu geçti. 

Kadınlar bir parça kıyafet satın alabilmek için birbirlerini ezdiler, evet yanlış okumuyorsunuz, bildiğiniz arbede çıktı, yaralananlar, yerlere düşenler oldu. Paranla rezil olmak böyle bir şey işte. Sonunda kazananlar evlerine sadece bir adet almalarına izin verilen pantolon ya da ceketle döndüler, bir de kaybettikleri akıl sağlıkları var tabii. Umarım bazıları “Ne yapıyorum?” diye sormuştur kendine. Orada olduklarını kanıtlamak için onlarca fotoğraf koyanlar, ezildikleri anları marifetmiş gibi gösterenler ve ellerindeki torbaları zafer kazanmış gibi havaya kaldıranlar. Bravo size, alışveriş keyfini savaşa dönüştürdüğünüz için, böyle örnek olduğunuz için bravo. Ne diyeyim, Allah kimseyi şaşırtmasın. Alışveriş yapmayı kim sevmez ki? Biz kadınlar hangi yaşta olursak olalım severiz, modayı takip etmeyi, vitrinlere bakıp kafamızı rahatlatmayı ama her şey öyle hızla değişiyor ki, neredeyse bir sezon sonra eskiyor aldıklarımız. Farkında olmadan bu hızlı tüketimin içinde buluyoruz kendimizi, en ilgisiz görünenimiz bile ucundan kıyısından etkileniyor.   

Hırs yakışmıyor

Mutluluk anlardan ibaret ve eğer bir çift ayakkabı sizi mutlu etmeye yetiyorsa, daha ne istiyorsunuz? Daha fazlasını istemeyin, fazlası zarar, işte böyle kuyruklarda bekletip rezil ediyor insanı, cansız mankenlerin üzerinden kıyafetlere saldırtıyor. Hırs ve gösteriş hiçbir yere yakışmadığı gibi, kıyafete de yakışmıyor. Kıyafetleriniz, ayakkabınız, çantanızla sadece iyi değil, bir sınıfa aitmiş gibi hissediyorsanız bu sizin mutluluğunuza zarar verir. Hiçbir ayakkabı sizi olduğunuzdan farklı gösteremez. Markası ne olursa olsun kıyafetler size artı ya da eksi bir şey katmaz. Yeni ya da eski olmasının, ucuz ya da pahalı olmasının hiçbir anlamı yok. İsterseniz dümdüz siyah bir elbise giyin, isterseniz bir jean bir beyaz tişört, güzel ve iyi hissediyorsanız öylesinizdir. İnanın insan nasıl hissediyorsa öyle algılanır. Alışveriş yapmak güzeldir. İçinde dedikodu, yalan, kötülük yoktur. Başkasına zarar veremezsiniz, en fazla bütçenizi aşarsınız. 

Ezilmediyseniz

Denildiği gibi alışverişin bir hastalık olduğunu düşünmüyorum, giyimine özen gösterenler mutlu ve kendiyle barışık insanlardır. O kuyrukta ezilmediyseniz, sabahın yedisinde yüzünüzü yıkamadan bir elbise için kavga etmediyseniz hâlâ normalsiniz, hayatınıza kaldığınız yerden devam edebilirsiniz... Bugün cumartesi, şimdi en sevdiğim ve gittiğim her şehirde arayıp sonunda Ankara’da bulduğum ayakkabılarımı giyip alışveriş keyfime kaldığım yerden devam edeceğim.