AKM'yi çok özlemişiz

Cumhurbaşkanımızın en ince detayına kadar ilgilendiği ve söz verdiği tarihte İstanbullularla buluşturduğu AKM sadece şehrimizin değil ülkenin gurur kaynağı olan bir yapı. Toplumun her kesiminden, her yaştan, sanatın farklı disiplinlerine ilgi duyan herkesin kendini mutlu edecek bir programla karşılaşacağı geniş ve zengin bir içerik sunuluyor sanatseverlere.

GÜLCAN TEZCAN / gulcantezcann@gmail.com

Kültürel açıdan son derece bereketli günler geçiriyoruz. Atatürk Kültür Merkezi'nin açılışı son yılların en önemli ve yüz güldüren gelişmelerinden biri. İstanbullular AKM'yi öyle özlemiş ki 29 Ekim'deki açılış etkinlikleri kapsamında 100 bin kişi ziyaret etmiş hem AKM'yi hem yanıbaşındaki Kültür Sokağı'nı. 15 günde opera gösterilerini 26 bin 500, tiyatro oyunlarını ise 13 bin 600 kişi izlemiş.

Atatürk Kültür Merkezi'nin açılışıyla eş zamanlı olarak başlatılan, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 30 Ekim-14 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilen Beyoğlu Kültür Yolu Festivali ise şehrin uluslararası ölçekte kültür turizminde öncelikli rotalardan biri olmasını sağlayacak. Yurtdışında benzerlerini sıkça gördüğümüz sanat festivalleri gibi şehri kültür odağı haline getirecek olan organizasyon bu alanda üretim yapan sivil ve kamuya ait birçok kurumun paydaşlığıyla hayat buluyor ki bu çok büyük bir kazanım.

Kültür Yolu Festivali'nde Atatürk Kültür Merkezi ve Kültür Sokağı'ndan başlayıp Galataport'a uzanan güzergâh İstanbul'un modern ve tarihi dokusunu sanatla buluşturuyor.

Beyoğlu Kültür Yolu Festivali kapsamında ilki gerçekleştirilen bir büyük buluşma da Korkut Ata Film Festivali'ydi. 42 yapımın seyirciyle buluştuğu, uzun metraj kurmaca ve belgesel kategorilerinde 17 eserin yarıştığı Festival'in en önemli çıktısı ise "Türk Dünyası Sinema Zirvesi"nde atılan adımlardı. Çalıştay'da Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan ile birlikte çok kapsamlı bir bildiriye imza atıldı. 'Türk Dünyası Film Fonu'nun oluşturulmasından 'Ortak Yapım Anlaşması'na kadar birlikte izlenecek yol ve atılacak adımlar karara bağlandı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un ifadesiyle Türk dünyası için kültür ve sanat bağlamında ciddi bir irade ortaya konulmuş oldu.

KIRMIZI KÜRE'DE KADIN EMEĞİ

Söz dönüp dolaşıp AKM'ye geliyor. Zira yıllardır politik tartışmalarla hayatımızdan çekilip alınan ancak Cumhurbaşkanımızın iradesi ile yeniden ve çok daha geniş fonksiyonlarla kültür hayatımızın lokomotifi haline getirilen yapıya dair söylenilecek çok şey var. Her ne kadar geçici bir süreliğine teknik aksamı yenileneceği için opera salonu kapansa da Kültür Sokağı ve tiyatro salonunda sergiler, gösteriler tüm hızıyla devam edecek.

Kırmızı Küre'nin ve yeni AKM'nin hikâyesini geçtiğimiz günlerde özel bir toplantıda basınla paylaşan mimar Murat Tabanlıoğlu, dünyanın en önemli opera binalarından biri olan AKM'nin yenilenme sürecini ve yapıldığından bu yana geçirdiği aşamaları detayları ile paylaştı. Yeni AKM'nin sembolü olan Kırmızı Küre, Kaleseramik'in kadın istihdamına destek amacıyla Çanakkale'nin Çan ilçesindeki fabrikası, Atölye Kale'de büyük bir özenle ve el emeğiyle hazırlanmış. Başlı başına bir sanat eseri olan Kırmızı Küre'ye can alıcı rengini İtalyan seramik sanatçısı Alexandra Khuen-Belasi'nin özel formülü vermiş. Tabi kimi gazeteciler bu detaylardan çok, eski bina yıkılırken Tabanlıoğlu'nun ne hissettiği sorusuna cevap aradı. Ancak belli ki Tabanlıoğlu babasının mirasını yeni nesille olabilecek en nitelikli şekilde buluşturmaktan memnun. Doğrusu sanatseverler de yeni AKM'ye kavuşmaktan hayli memnun.