ALİ DEMİRTAŞ / ali.demirtas@aksam.com.tr
Altan Çelem'in "Yayın Akışı" başlıklı kişisel resim sergisi Brieflyart'ta devam ediyor. Çelem, sergisinde gündelik yaşamdan kesintileri figüratif bir kurgu içerisinde kendine has bir üslupla ürettiği eserlerini sergiliyor. İçinde bir zaman algısı çelişkisini de barındıran serginin ismi, resimlerdeki eve kapanmış, ekran başında kilitlenmiş insanların durağan ve donuk pozlarıyla bir ironiye işaret ediyor. Çelem, eserlerinde zamanın ruhunu hissettirmeyi, bugünün insanının çelişkilerini ve rutinlerini gündelik hayata dair sıradan anlarla ifade edebilmeyi amaçlıyor. Serginin seçkisinde yer alan resimlerin büyük çoğunluğunda bir kanepe üzerine yerleşmiş insanlar, kanepe önünde üzerleri yiyecek dolu bir sehpa ve bir televizyon yer alıyor. Boyayı katman katman kullanan sanatçı, mekânı ya da insanları kimi zaman silikleştirip kimi zaman belirginleştirirken zamanı belirsiz kılıyor. Yarın görülmek için son gün olan bu sergiyi sanatçısı Altan Çelem ile konuştuk.
GÖRSEL HER MATERYAL BENİM İÇİN BİR ARAÇ
Sanat sizin için ne demek?
Sanat, benim için bir "dil". Özellikle plastik sanatlarda görsel her materyalin, her enstrümanın, geleneksel ya da güncel, teknolojik kullanıldığı evrensel bir ifade aracı olarak görüyorum. Benim de içinde yaşadığımız çağın tanıklığını, günlük hayata dair sıradan anlarla ifade etmeye çalıştığım bir üretim sürecim var. Resmim, bugüne dair izler, imgeler, insanlar ve halleri ile ilişkili ve bunu sıradan durumlar ile anlatmaya çalışıyorum.
SERGİ, DAHA ÖNCEKİLERİN DEVAMI NİTELİĞİNDE
Yayın Akışı adlı kişisel serginizin çıkış noktası ne oldu?
Yayın Akışı, aslında daha önce açtığım "Günlük"lerin (Günlük ve Günlük II Sergileri) devamında şekillenen bir proje. Günlüklerde ele aldığım şehir, şehirde insan ve gündelik hayata dair kesitler zaman algısını "akış" kavramı üzerinden ele alıyordu. Burada akış şehir hayatı içerisinde hızla akan bir zaman algısı yaratırken, pandemi döneminde durum tamamen tersine dönüyor. Evlerine kapanan insanlar durağanlık, iş, eğitim, sosyalleşme, zaman öldürme ve daha birçok farklı sebepten dolayı ekran başına odaklı bir yaşam şekline dönüyor. Akmayan bir zamanın metaforu olarak televizyon yayın akışını sağlayan bir öğe olarak bu sergide öne çıkıyor.
SANATTA ÜSLUP VE TAVIR ZAMANLA OLUŞUYOR
Sanatçı olmak isteyen ve bu yola çıkmak isteyen gençlere neler söylemek istersiniz?
Sanat, benim için kendini ifade aracı olarak bir "dil". Her şeyden önce bu dile hâkim olmak gerekiyor. Öncelikle bu dile hâkim olunmalı ki, kişi ne söylemek istiyor ise kendi üslubuyla istediği şekilde anlatabilsin. Anlatmak istediğin mesele ve bu meseleyi anlatma biçimi uzun bir süreç içinde şekilleniyor. Üslup ve tavır zamanla oluşuyor. Sabırlı, kararlı ve istikrarlı olmak lazım diye düşünüyorum. İçinde yaşadığımız zamanın gerçekleri de duyarlı bir yol çizilmeli bence.