Adı Mavi mazisi kara köşk!

Aydın TÜRKMEN

aydin.turkmen@aksam.com.tr

Paulo Paolides ismini hiç duydunuz mu?

Makarios’u ya da EOKA’yı...

Yıl 1950’lerin başı... 

Daha sonra kurulacak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olacak Başpsikopos Makarios, “Türklerin adadan çıkarılmasını ve Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakını” hedefleyen EOKA örgütünün kurulması için düğmeye bakıyor...

İnsan kaynağının yanı sıra en önemli ihtiyaç silah...

Makarios çözümü İtalya’da buluyor ve Ortadoğu›nun en önemli silah kaçakçısı olan Rum asıllı avukat Paolides’i adaya davet ediyor. Resmi olarak Makarios’un avukatı gözükse de Paolides, EOKA çetelerinin silahlandırılması görevini üstleniyor…

Paolides, adaya yerleştikten sonra kendine Girne-Güzelyurt dağ yolu üzerinde 2 katlı ve 16 bölümden oluşan Mavi Köşk’ü yaptırıyor. Rivayete göre, aynı zamanda İtalyan mafyasının bir üyesi olan Paolides, gizliliğe çok önem verdiği için binayı yaptırdığı mimarı ve çalışanları da öldürtüyor.

1957’de içinde yaşam başlayan Köşk, iki dağ arasında limanı rahatlıkla görecek şekilde inşa edilmiş. Paolides, gemilerle getirdiği ve parasını Makarios’un ödediği kaçak silahları önce hayvanlarla buraya taşıyor sonra da EOKA’cılara dağıtıyormuş. Tüm bölgeye hakim olan yapı, dışarıdan kesinlikle görülmüyor ve kuşbaşı bakıldığında namlusu Türkiye’ye çevrilmiş bir tabancayı andırıyor.

Köşkün bahçesinde süt banyosu olarak kullanılan bir havuz bulunuyor, merkezi ısıtma ve klima sistemine sahip bina da odalar renklerle birbirinden ayrılmış.

Kırmızı odada mafya toplantılarının ve kanlı eylem planları için, depreme dayanıklı olarak raylı sistemle sonradan binaya eklenen sarı oda çocuk misafirler için, ebeveyn banyolu mavi oda yetişkin misafirler için, uykuyu kolaylaştıran özel koltukların bulunduğu yeşil oda ise yatak odası olarak tasarlanmış.

İzolasyon görevi yapan ses geçirmez perdeler, ibadet odasında yer alan ve arkasından gelenleri görmesini sağlayan 9 parçadan oluşan ayna, oturduktan 2 saat sonra sertleşerek rehavetini kapılmasını engelleyen çalışma koltuğu, mevsime göre renk değiştiren bukalemun rengindeki içki dolabı, yatak odasından hem güneşin doğuşunun hem batışının izlendiği pencereler, nereden bakılırsa bakılsın gözleri ve ayak uçları size bakıyor gibi gözüken Meryem Ana tablosu, depremde her odanın duyacağı bir noktaya düşerek alarm görevini gören heykel, kaçışlar için hazırlanmış yeraltı tünelleri, gizli bir bölmede bulunan ve halen sırrı çözülemeyen altın anahtar köşkün büyüsüne büyü katıyor…

Paolides, bu masalsı malikânede Kıbrıs Barış Harekâtı’nın yapıldığı döneme kadar hem zevk ve sefa içinde yaşıyor hem de Türklere yönelik saldırıların organizasyonunda kilit roller alıyor…

Adadan ayrılışıyla ilgili Kıbrıs Barış Harekâtı’nda Beşparmak Dağları’na indirme yapan paraşütçülerimizi görünce köşkteki tüneller vasıtasıyla kaçtığı rivayet ediliyor. Ancak bir gerçek var ki o da köşkün hemen altındaki ovaya inen paraşütçülerimiz, buralardaki makineli tüfek mevzilerinden Rum korumalarının yoğun ateşi altında kalmış, ‘görünmez yapı’ yüzünden çok sayıda şehit vermiş…

Paolides’in 1986’da İtalya’daki bir mafya toplantısında zehirlenerek öldürüldüğü ve o ana kadar hep geri dönmeyi hayal ettiği köşkünün masrafları için Türk tarafına para gönderdiği iddia ediliyor…

Köşkün ortasında dolunca nazar boncuğu şeklini alan bir havuz var. 

Paolides’in köşkten kaçışında kullandığı tahmin edilen tünel. 

Paolides, öldürülmekten korktuğu için hep sırtını duvara dayadığı masalar kullanmış... Kırmızı oda da böyle bir masa bulunuyor. 

SADECE DENİZ, KUM GÜNEŞ DEĞİL, TARİH VE KÜLTÜR ADASI KIBRIS!

Paulo Paolides ve Mavi Köşk’ün hikayesini öğrendiğimde ilk düşündüğüm şey,  ‘yavru vatan’ olarak üzerine titrediğimiz Kıbrıs’ı gerçekte ne kadar tanıdığımız oldu… Barış Harekatı ve yaşanan acıları bir yanda tutarak Kıbrıs denince pek çok insanın aklına casinolar, güneş, deniz, hellim peyniri ve belki de ucuz içki gelmesinin hüznü kapladı içimi!

Beşparmak Dağları’ndaki manastır 1158-1205 yılları arasında Augustine keşişleri tarafından inşa edilmiş. 

Zira, Akdeniz’in üçüncü büyük adası olan ve yerleşik tarihi M.Ö 1500 yıllara kadar giden Kıbrıs, her karışında bambaşka bir kültürün izlerinin olduğu bir açık hava müzesi!

Ada’da o kadar görülecek yer var ki;

Girne Limanı’ndan yola çıkarak gezmeye başlayınca, 7. yüzyılda Bizanslıların inşaa ettiği Girne Kalesi’ne uğramak, tarihi 12. yüzyıla dayanan Beşparmak Dağları eteklerindeki Bellapais Manastırı’nı keşfetmek, Kıbrıs Barış Harekatı’nda can veren şehitlerimizin manevi huzurlarında duygulanmak, Disneyland Şatosu’na esin kaynağı olan St. Hilarion Kalesi’nde büyülenmek, İngilizlerin adaya ilk ayak bastıkları Karmi Köyü’nde soluklanmak, Lefkoşa’da Selimiye Camii, Haydarpaşa Cami, Bedesten ve Büyük Hamam’da Osmanlı izlerini sürmek, Bizans, Venedik, Osmanlı ve İngiliz dönemine ait zengin bir mirasa ev sahipliği Lefke’de tarihe doymak, Karpazlar bölgesinde yeşilin ve mavinin her tonuna tanıklık etmek…

Üstelik kendine özgü tatlarıyla gastronomi konusunda da oldukça iddialı Kıbrıs…

Şimdilerde hem KKTC Turizm Bakanlığı hem de adadaki sektör temsilcileri turizmi çeşitlendirmek için harekete geçmiş durumda…

2015’te Girne’de faaliyete geçen Elexus Hotel’in Genel Müdürü İsmail Tirali de bu ihtiyaca dikkat çekiyor:

“9 ay boyunca deniz, kum ve güneş tatili yapma imkanı olan Kıbrıs’ın turizm hareketliliği bir yıla yayılabilir. Yeter ki adanın zengin tarihine vurgu yapan, yüzlerce yıllık kültür birikimini öne çıkaran, gastronomi, düğün, SPA gibi daha özellikli talepleri olan turistleri hedefleyen bir strateji geliştirilebilsin.

Biz bu konuda öncü olmak istiyoruz… 867 odasıyla adanın toplam yatak kapasitesinin yüzde 8’ini karşılayan otelimizde  7500 metrekarelik bir kongre merkezimiz mevcut. Kongre turizmi konusunda özel bir çalışmamız var.

Farklı yemek kültürlerinin sunulduğu alacart restoranlarımızla gastronomi, adanın en büyüklerinden olan SPA merkezimizle sağlık turizmi tutkunlarını hedefliyoruz.

Ayrıca adada aile turizmi konusunda büyük bir eksiklik var. Plajıyla, havuzlarıyla, oyun parklarıyla, aquasıyla çocuklu ailelerin rahatlıkla tercih edeceği bir ortam yarattık…

Yaptırıma rağmen yabancı misafirlerimize yönelik de özel çalışmalarımız var. Bunun ilk meyvelerini bu sezon almaya başladık. İsrail ve Hindistan’dan gruplar ile pek çok yabancı ülkeden misafire ev sahipliği yaptık, yapmaya da devam edeceğiz.”

Elexus Otel, aile oteli konsepti kapsamında dev bir aquaparka sahip....