Açık hava müzesi Aydın

LOKMAN DAĞ

lokmandag@gmail.com 

twitter: @lokmandag instagram: @lokmandagtv

Dağlarından yağ,Ovalarından bal damlar bu şehrin...Türkiye’nin en uzun ömürlü insanlarının yaşadığı kent aynı zamanda.Ve 17 antik kenti ile tam bir açık hava müzesi...Üstelik dünyadaki ilk beste bu topraklarda yapılmış. Adını yazmayacağım bilerek, merak eden biraz araştırsın. Hatta bestesini dinlesin.

İncirin başkenti Aydın’dayız.Yolculuğumuz İstanbul’dan İzmir’e uçak ile başladı. Havalimanından kiraladığımız araç ile Efeler diyarına giderken, aracı kiralayan kişi uyardı; “Eğer otobandan gidecekseniz radara dikkat edin” ceza için mi söyledi yoksa bizim için mi anlamadım ama bizim acelemiz yoktu. Ve zaten trafik kurallarına uyan bir ekibiz.

Aydın’ı çok severim. İzmir’de büyüdüğüm için haber yapmak için çok uğramıştım bu güzel şehire. Özellikle yazın hemen herkes uğrar ve bilir Didim ve Kuşadası’nı. Hem Turizm hem de tarım şehridir Aydın... aynı zamanda Antik kenttir. Ama çoğumuz bilmeyiz ve araştırmamıştır. Tam 17 antik kente ev sahipliği yapar bu kadim şehir. Turizmdeki değerini hak ediyor mu bilmiyorum ama kazı ve restorasyon çalışmaları devam ediyor.

Antik Kentlerde doyumsuz bir gezinti

İlk durağımız Tralleis Antik Kenti, gezmeniz gereken çok güzel yerleri var. M.Ö. 13 y.y.’da kurulmuş, Aydın’ın Üç Gözler adlı simgesi burada, özellikle zeytin ağaçlarının arasında Roma erken Helenistik döneme ait izleri görmek mümkün. Hamamlar ve tuvaletler ilgi çekici özellikle tuvaletler umuma açık ve sıra sıra... Bu günkü alafranga tuvaletlerin atası sayılır. Aynısı Efes Harabeleri’nde de var.Sonra Nysa Antik Kent’e uğradık. Gerçekten büyüleyici, gözlerinizi kapattığınızda sanki Roma askerleri birazdan Antik Tiyatro’dan çıkıp gelecekler gibi, her ağacın ardında nöbet tutan askerler varmış gibi... Sonradan fark ediyorum ki ne kadar da çok zeytin ağacı var bu antik kentlerde, sadece kutsal olduğu için mi acaba... Agorası, Meclis binası ve kütüphanesi ile gezmeye doyamadığımız bir yer burası. Daha sonra Afrodisias Antik Kente gidiyoruz. Orası bambaşka bir yer. Afrodit’e adanmış muazzam bir kent. Usta fotoğrafçı Ara Güler’in burayı kaybolurken tesadüfen keşfettiğini öğrendim. O kadar çok fotoğraf çekeceksiniz ki iki gününüzü sadece antik kentlere ayırmanız gerekiyor. Artık hava kararmaya başladı. Kalmakta can atacağınız 

Tarihi Zincirli Han’a doğru gidiyoruz. Daha ilk gün üç gün boyunca doymaya çalışacağız bu sevimli kente.

Tahinli pideler efsaneydi

Güne Nazilli’de sıcak bir turla başladık. Burası İzmir’in Karşıyaka’sı, Manisa’nın Akhisar’ı gibi buçuk biraz. İl olması gerektiği düşünülüyor, 9.5 yani Nazilli pideleri oldukça meşhur ama biz Bozdoğan’a gidiyoruz. Ahmet Aydın Ağabey’im bize tahinli ve manda kaymaklı pide yapacak. Mikado Restoran’a girdiğimizde Ahmet Usta karşıladı bizi, beraber çok güzel pideler yaptık. Vejeteryan ve pastırmalı, domatesli, kaşarlı olanla tahinli pideler efsaneydi. Üstelik lahmacuna limon yerine turunç sıkıyorlar oldukça lezzetliydiler. Daha sonra Adnan Menderes Müzesi’ni gezdik gerçekten herkesin uğraması gereken yerlerden biri. Siyasete girmeyeceğim ama bir döneme damga vurmuş, 10 yıl başbakanlık yapmış seçimle gelen birinin idam edilerek öldürülmesi çok acı. 90’lı yıllarda itibarı iade edilse de adı üniversitelere, havalimanlarına verilse de bir başbakanın idam edilerek öldürülmesi tarihte kara leke olarak kalacaktır.

Hem Tarım Hem de Turizm Şehri

Aydın etrafı dağlarla çevrilidir. Dağların üst kısımlarında kestane, alt kısımlarında ise zeytin yetişir. Öyle ki; Türkiye’nin kestane ihtiyacının yüzde 80’i burada üretiliyor. İncir ise coğrafi ürün patentini aldı. Zeytin ve zeytinyağın da ise piyasada epey söz sahibi.Ama turizmdeki önemi de çok fazla, Kuşadası ve Didim sahilleri yaz aylarında tıklım tıklım oluyor. Özellikle yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri. Ne yalan söyleyim Kuşadası’nı çok severim. Didim daha çok emeklilerin tercih ettiği huzurlu sakin bir yer.Aydın ben de çok farklı hisler yarattı. Merkezi ayrı güzel, ilçeleri ayrı güzel. Oğlak çevirmeleri, pideleri ve merkezde Demirel Ailesi’nin işlettiği tarihi köftecisi, benden söylemesi güzel köfte yemek istiyorsanız öğle servisine yetişin 15.00’dan sonra maalesef kalmıyor.

2016 yılında çok acılar çektik, çok hüzünler yaşadık, çok badireler atlattık. Her yeni yıl yeni umutlar 
yeni heyecanlar demek. 2017 sevgi birlik ve beraberlik yılı olsun. Yeni yılınız şimdiden kutlu olsun... 
Sağlıcakla kalın.