“Mutlu bir seyahat doğru bir seçimle başlar” diyen gezi yazarı Melih Uslu, 50 ünlü isme “Gönülden bağlı olduğunuz yer neresi?” diye sordu. Ortaya Kapodakya’dan, Samatya’ya, Muğla’dan Prag’a 50 rotadan oluşan “50 Ünlüyle 50 Rota” adlı kitap çıktı. Biz de mutlu bir seyahat için doğru seçim yapmanıza yardımcı olsun diye kitaptan bazı isimlerin vazgeçemedikleri rotaları sizin için derledik.
Türkiye’nin en iyi gezi yazarlarından Melih Uslu, aralarında Selim İleri, Alev Alatlı, Mercan Dede ve Yüksel Aksu’nun da bulunduğu alanlarında başarılı 50 isme ilham veren rotaları ‘50 Ünlüyle 50 Rota’ adlı kitabında toplamış. Kitapta ünlü isimler, gönülden bağlı oldukları, vazgeçemedikleri rotaların kendileri için ne ifade ettiğini özetlemişler, gezginlere o yerlerle ilgili küçük tavsiyeler vermişler ve fotoğraflarını paylaşmışlar. Böylece Kapodakya’dan, Samatya’ya, Muğla’dan Prag’a 50 şahane rota çıkmış ortaya. Melih Uslu’nun gezi tutkusu, çocukluk yıllarında ailesiyle yaşadığı Almanya’dan Türkiye’ye yaptığı yolculuklar sırasında başlamış. “Yıllar önceydi. Anne ve babamın içini, üstünü ve bagajını tıklım tıkış eşyayla doldurduğu bir otomobilin arka koltuğunda, Kuzeybatı Almanya’dan İstanbul’a 2 bin 500 kilometrelik bir yolculuğun zorunlu yolcusuydum. Galiba içimdeki yol tutkusu o yıllarda filizlendi. O günden bu yana 40 kadar ülkenin yanı sıra Türkiye’yi birkaç kez baştanbaşa gezme şansım oldu. Gezmeye de devam edeceğim. Çünkü gezmek beni çok mutlu ediyor” diye anlatıyor.
ASLI PELİT-BUENOS AİRES
Buenos Aires’e gelip tango izlememek… Tek kelimeyle asla! Bu unutulmaz seyir deneyimi turistik şovlardan uzak olmalı elbette. Öyleyse tercihiniz San Telmo’daki salaş kulüplerden biri olabilir.
NERMİN YILDIRIMBARSELONA
Yazın Barselona’da fiesta zamanı. Özellikle ağustos ayında mahalleler koca birer panayır alanına dönüşüyor.
Her semt bir hafta süreyle kendi festivalini düzenliyor.
MERCAN DEDE-KAPADOKYA
Ihlara Vadisi, kendine özgü renkleri, sesleri, dokusu ve kalp atışları olan ve bu dünyanın başka hiçbir coğrafyasında bulunmayan bir zaman dilimini kendine özgü ritmiyle yaşayan
büyülü bir coğrafya…
DERVİŞ ZAİM-PRAG
Ulusal Tiyatro’nun karşısındaki Cafe Slavia’nın bir zamanlar Prag entelektüellerinin buluşma mekanı olduğunu keşfettim. Nazım Hikmet de oranın müdavimiymiş. Kafka’nın yaşadığı düşünülen evin etrafına veya kaleye yakın Novy Svet Sokağı civarına, yazarın yaşadığı atmosferi koklamak için gidilebilir.
ALEV ALATLI-İSTANBUL
Dar, dolambaçlı, hatta eğri büğrü sokaklar, kâh birbirlerine abanan kâh uzaklaşan ahşap yapılar, küçük meydanların ortasında küçük camiler, mescitler, sebiller, çitlembikler, fıstık çamları, ıhlamurlar ve erguvanlar… İstanbul buydu…
FATİMA SPAR-VİYANA
Sokakları kaplayan renk renk yaprakların üzerinde yapılan yürüyüşler sanatçıların huzur ve ilham kaynağı olur.
SAFFET EMRE TONGUÇ-KARAKÖY
Rus Ortodoks kiliseleri, Karaköy’ün unutulmuş ibadet yerleri arasında en olağanüstü olanları… Çatıda yer alan dört kilise, Rus hacıların Yunanistan’daki Aynaroz Dağı’na veya Kudüs’e giderken mola verdikleri dinlenme evlerinin üstüne şapel olarak yapılmış.
SELİM İLERİ-SAMATYA
Eski İstanbul evlerinin en güzel örneklerini görmek için Yedikule Hisarı’na açılan sokak aralarında gezinmeniz gerekir. İmrahor Mahallesi’ne geldiğinizde İstanbul’daki en eski Bizans kilisesi olan Studion Manastırı’yla tanışırsınız. Muhteşem Bizans mozaikleriyle bezeli bu görkemli eserin kurtarılabilmesi için acilen bir şeyler yapılması lazım.
YÜKSEL AKSU-MUĞLA
Çok zengin bir tarihsel ve kültürel mirasa sahip olan Muğla’yı en iyi anlatan beş şey; börülce ve yoğurtlu biberi, komik şivesi, mitolojisi, deniz ve ormanı, palavracıları…