'5 adımda mutlu olunur' diyenden kaçın!

20 Mart Dünya Mutluluk Günü’ydü. Ancak Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Yaşam Memnuniyeti Araştırması’na göre mutlu olduğunu söyleyenlerin oranı 2016 yılında yüzde 61,3’ken 2017 yılında bu oran yüzde 58’e düşmüş. Peki, mutluluk nedir, öğrenilir mi ve mutlu olmanın formülü var mı? Psikolog Aşkım Kapışmak’a sorduk.

Mutluluk nedir?

Mutluluğun kelime anlamı saadet demektir. Saadet ise huzur; huzurun kelime anlamı ise hazırda durmak yani durmaktır. Mutluluk duran insana gelendir, senin çabalayıp çalışarak ulaştığın bir duygu değildir. Gerçek bir durma eyleminde yavaş yavaş oluşan andır, her şeyin soyutlanıp gerçek manaya ulaşabildiğimiz bir yolculuk.

Mutluluk süreğen bir duygu mudur?

Süreğen bir duygu olamaz çünkü şehir yaşamı denilen kalabalık ve hızlı serüven buna izin vermez. O yüzden yavaşlama duraklarını sıklaştırmalı insan. Ama bu yavaşlama, dinlenmek şeklinde olan değildir. O sadece bedeni dinlendirir. Zihnin yavaşlamasından bahsediyorum. Alışkanlıklarından, kalıplarından, bilgisiz edinilmiş inançlarından kurtulmadıkça sıkça gelen bir mutluluk yaşayamaz insan. İnsanı durmaktan alıkoyan şey, ezberleri, korkuları ve gelecekle ilgili düşünmeden inandığı zorlantılı beklentileridir.

Mutluluğun hastalıkları iyileştirdiği doğru mu?

İnsanın mutlu olması demek huzurlu olması demektir. Zihnini yoran tekrarcı fikirler insanın bedenine psikosomatik tepki verir. İnsan bu yüzyılda sürekli ister, çok ister, abartır, sonunda ulaşacağını zannettiği şeyin kalıcı mutluluk getireceğine inanır, elde ettikçe eksilir çünkü sahip oldukça kaybetme korkusu artar. Bu da bedende hastalanmalara yol açar, strese bağlı problemler çıkar. Ama huzur insanı gevşetir, sakinleştirir, ifrat ve tefrit azaldıkça beden dengeye gelir, uyuma geçer, tüm organların barışması gibidir.

Herkese göre değişir ama mutluluğun bir formülü var mı?

Bir yerde formül varsa, size “5 adımda mutlu olunur” diyenden, enerji işlerinden, secret, kuantum, reiki ne varsa kaçın. Pozitif düşünce diye bir şey yoktur. Düşünce pozitif olmaz, düşünebilmek akılla olur. Kavramları açıkladığımız zihinsel bir olaydır, tümel bakıştır. Ama fikirler farklıdır. Fikir, tikeldir, kişiye özeldir. Pozitif ya da negatif olabilir. Halkın çoğunluğu kandırılmayı sever, içe dönüp “Ben iyiyim, hayat güzel” gibi saçma tekniklerle sadece o anı satın alırsınız. Gözünüzü açana kadar iyi gelir ama hayat öyle pozitif bir yer değil, tam tersine huzur bozan bir yerdir. O yüzden insan arayışta her şeyi denemek ister. “Bir ilaç olsa da mutlu etse, hipnozla unutsam, enerji alıp neşelensem” der oysa ilim ve akıl yoksa duygularla gelinen her yerde haz vardır o da geçicidir. Formülsüzlüktür mutluluk, mutlu olmak için çabalanmaz.

Mutlu olmak öğrenilir mi?

Tabii ki aile yaşamı çok önemli. Anne babanızın ya da sizi yetiştirenlerin durum çıkarımları, olayları çözüm şekli, stresle mücadele ve iletişim becerileri bireyin mutluluk algısını çok etkiliyor. Aynı zamanda sosyal hayat, mahalle, okul, şehir ve toplumlardaki ortak bilinç de mutluluğu öğreten bir alan. Ama yine iş insanın kendisine düşüyor. Görmek istemeyenin körlüğü katlanılır gibi değil. Eğitim eğmek fiilinden gelir ve şekil vermek, temeli şekillendirmek demektir. 

MUTLUYKEN ÜRETME İHTİYACI OLMAZ

Mutluluk bulaşıcı mıdır?

Etrafımızda güler yüzlü insanların olması, ön beynimizdeki ayna nöronlar sayesinde taklit edilir. Çevrenizdeki insanların mimikleri bir süre sonra sizin mimikleriniz olmaya başlar.

İnsan mutluyken üretebiir mi?

Hayır çünkü o esnada seyircidir. Dünyayı, dışında olanları izler hayranlıkla. Üretkenlik ihtiyaçla olur, bir konuda eksiklik olmalı ki o konuda üretken ol. Mutluyken eksiklik hissi olmaz, üretecek şeylere ihtiyaç duyulmaz. O an canlı ve tümsündür.

Evli, mutlu, çocuklu… Bu kombinasyon mutluluk sebebi midir?

Tam tersine mutsuz olmak istiyorsanız evlenin. Evlilik mutluluk getirmez, huzur bozar. Ama bireysel hayatında mutlu olmayı başarabilen insanlar evlenirse o evlilik mutluluk verir. Şöyle bakın, evlenmek “artık bundan sonra dünyaya senin gözlerinde bakacağım” demektir. Bu ülkede kaç kişi evlenip eşinin gözüyle bakıyor? Çoğunluğu kendi gözünden evli. İnsanları evlenmeye zorlamayın, çocuk yapmaya zorlamayın. Hayatı keşfetmeden ölmesin kimse. Evliliğin yaşı olmaz, her insanın tekâmül yaşı farklı. Evlenmek zorunda hissetmek büyük bir hatadır.