21 Kedide Sanat Tarihi yolculuğu

VakıfBank Kültür Yayınları'nın Türkçe'de ilk kez yayımladığı “21 Kedide Sanat Tarihi” isimli kitap, okuru sanat tarihinde sıra dışı bir yolculuğa çıkarıyor.

Bunu yaparken akımlar ve sanatçılarla ilişkilendirilerek tasarlanan kedileri kullanıyor. VakıfBank Kültür Yayınları’nın (VBKY) okurla buluşturduğu “21 Kedide Sanat Tarihi”, tarih boyunca birçok kültürde simgeleştirilen kedilerin sanatçıların atölyelerinde yer almalarına ilişkin bilgiler veriliyor. Sanat akımlarının nasıl ortaya çıktığının ve sanatçıların nelerden etkilendiğinin aktarıldığı kitabın illüstratörlüğünü Nia Gould, Türkçe çevirisini Ebru Berrin Alpay yaptı.

WARHOL VE TÜKETİM KÜLTÜRÜ

1960’lı yıllarda akım haline gelen Pop Art’ın sanatçıları eserlerinde serigrafi gibi mekanik teknikler kullanırken reklamlar ve çizgi romanlardan beslendi: “Pop Art’ın saygısızlığı, kadim sanat dünyasının bekçilerini çileden çıkardıysa da, bu akım kamuoyuna, sanatın ne olabileceğine dair yepyeni ve özgürleştirici bir bakış açısı sundu….”

PİCASSO TUHAF BİR BAKIŞ AÇISIYLA RESMEDERDİ

Kübizm, 20’nci yüzyılın başında ortaya çıktı ve sanat dünyasında büyük bir kargaşa yarattı. Picasso’nun da sıklıkla resmettiği kedi formlarını tuhaf bakış açılarından gösterdiği ve en ünlü Kübist olduğu söyleniyor.

BİZANS’TA AMAÇ RUHANİ ATMOSFER

Kedilerle Antik Mısır’da başlayan sanat tarihi yolculuğu, günümüzden birkaç yıl öncesinin Genç Britanyalı sanatçılarına kadar devam ediyor. Kitabın sonunda ise sanatçıları ve akımları bir bakışta özetleyen bir zaman çizelgesi bulunuyor. Kara kedi Antik Mısır’da yeniden doğuşu simgelerdi. Bizans sanatında kedi şımartılırdı. Yüzler ciddi ifadeler ve abartılı fiziksel özelliklerle betimlenirdi. Figürün aslını yansıtmak amaçlar arasında bulunmazdı.

RÖNESANS’TA GERÇEĞE YAKINLAŞTI

Sanat, bilim, edebiyat ve felsefe tarihinin yükseliş dönemi Leonardo da Vinci ve Johannes Vermeer gibi büyük sanatçıların yaşadığı Rönesans’tı. Realizmi temel alan Rönesans sanatında insanın veya kedinin gerçeğe en yakın şekilde resmedilmesi, dini imgelemden çok daha önemli bir konumdaydı. Michelangelo ve Tiziano gibi sanatçılar da söz konusu geleneksel eğilimlerden uzak durdu, bunun yerine formları üç boyutlu göstermek adına yeni teknikler kullanmayı tercih etti.