158 kilodan 85 kiloya düştü: Yeniden kadın olduğumu hissettim

SİBEL ATEŞ YENGİN
sibel.ates@aksam.com.tr

Oyuncu Ethel Mulinas, 110 kiloyken dağlara tırmanıyor, 130 kiloyken de saatlerce dans ediyordu. Seyahat etmek en büyük tutkusuydu. Tek sorunu uçakta kemer bağlayamamasıydı. O kendiyle barışıktı ama kimileri onun kilosuyla barışık değildi. Alaycı bakışlar, arkasından “şişko patates” diye bağıranlar… 158 kiloya çıkınca canına tak etti. Çünkü o bir oyuncuydu ve en mutlu olduğu yerde yani sahnede nefes nefese kalıyordu. Tüp mide ameliyatı oldu. Hastanede yattığı dönem kişisel hikâyesini anlattığı “Yolculuğum” adlı oyunu yazdı. 

KENDİNİ YENİDEN YARATABİLİRSİN

Tüp mide ameliyatımdan sonra “Yolculuğum” adlı oyunu yazdım. Sadece benim değil, bambaşka şehirlerde yaşayan bambaşka kültürlerden gelen yüzlerce kadının yaşam yolculuğunu anlatıyorum aslında… Kadının aşkı arayışını, kendini yeniden sevebilmenin hikâyesini... Hepimizin bağımlılıkları, hepimizin kendimizi yeniden yaratmak istediği dönemleri var. Benim için sorun kiloyken bir başkası için alkol, uyuşturucu ya da yok sayılıp ezildiği bir ilişki olabilir. Oyun, “Yapabilirsin, kendini yeniden yaratabilir, şehrin öykülerini yeniden yazabilirsin. Kendini daha çok sevebilir ve kendine yeni bir hayat verebilirsin” diyor. 

AŞK ACISI KİLO ALDIRDI

Aslında 2,5 kilo doğmuşum, çok zayıf bir bebekmişim ama sonra… Mesela ortaokulda herkes 45-50 kiloyken ben 78 kiloydum. Basketbol takımına en son seçilen, beden dersinde ters takla atamayan bir öğrenciydim. Oyunda “Doğar doğmaz kendimi diyetisyen kapısında buldum” diye bir replik var, gerçekten öyle. İlk kilo alışım ilk aşk acımla gerçekleşti, 100 kilonun üzerine çıktım. Belki de kilo alarak bir daha üzülmemek acı çekmemek için kendimi saklıyordum. Sonra annemin yoğun bakım süreci, babamın kaybı bana 25’er-30’ar kilo olarak geri döndü. Üzgünken nutella kavanozuna koşma alışkanlığı çocukluktan geliyor. Acıları ya da hayal kırıklıklarını un kurabiyeleri ve pastalarla kapatmaya çalışmışım. 

UÇAKTA KEMER BAĞLANMIYORDU

Enerjisi yüksek bir kadındım. Mesela 110 kiloyken Vietnam dağlarında tracking yapar, 130 kiloyken saatlerce dans ederdim. En mutlu olduğum yer sahnede olmaktı ama nefes nefese kalıp yoruluyordum. Uçakta yanımdakileri sıkıştırmamak için ayrı koltuk seçiyordum, kemer zaten bağlanmıyordu. Yürüyemiyordum, ayakkabı bağlamak, tuvalete gitmek bile işkence haline gelmişti. Yaşam zorlaşmıştı. O dans eden, cıvıl cıvıl kadını tanımak zordu hatta en acısı da aynaya bakıp yüzüme yabancılaşmaktı. Bir an içimden “Yeter!” diye bir çığlık koptu ve kararımı verdim. 

BU CÜSSEMLE FARK EDİLMİYORDUM

Vitrinde beğendiğim ama asla içine sığamayacağım bir kıyafeti arkadaşımın alıp “Bu bana ancak eldiven olur” diye kahkaha atmaktan, bunu kabullenmekten, yürümek isterken yürüyememekten, ötekileştirilmekten, kocaman cüssemle bile fark edilememekten, uyuyamamaktan yorulmuştum. En çok da bir mucize olsa da bir sabah normal kiloda uyansam diye dua edip diyete başlayıp sonra da yenik düşüp bozmaktan… Ne çok yük taşıyormuşum… Bakışlar çok fenaydı. Adamlar ve kadınlar, hep mi bir insanı kötü hissettirebilirlerdi! Şimdi beğeniyle bakıyorlar oysa hep dışlanandım. Zor bir şey obez olup da sokakta yürümek…

AYNALARLA BARIŞTIM

Ameliyat sabahı 158 kiloydum, şimdi 85. Biliyorum ki bir sabah güne 65 kilo olarak da uyanacağım. Kilo verdikten sonra çok büyük değişimler yaşadım. Günde beş şeker ilacıyla düşmeyen şekerim hiç ilaç almadan normal sınırlara geldi, tansiyon da öyle. İki adım atmamak için hesap yapan, bir kat merdiven çıkınca nefes nefese kalan kadın saatlerce yürümeye başladı. Ne çok özlemiştim yürümeyi anlatamam. Sonra en güzeli o özlediğiniz yüzünüze, ellerinize yeniden kavuşmak. Boynum varmış benim! Ayakkabı numaram bile şimdilik 1,5 numara küçüldü, yüzükler bollaştı, 62 bedenden 46 bedene indim, 19 yaşımdan sonra ilk kez kot pantolon giydim, normal beden mağazalarından alışveriş yapmaya başladım. Şimdi kendimi yeniden sevmeye ve özgüvenli olmaya başladım. Daha yolum uzun. Yeniden kadın oldum. Aynalarla barıştım. İnsanların bakışları değişti oysa ben aynıyım sadece hacmim azaldı. Herkes bana “Senin kadar kendiyle barışık bir şişman görmedim” diyordu. Güçlü bir karakterim var evet, 150 kiloyken Hisseli Harikalar Kumpanyası’nda Kuğu gölü balesi yapıyor, dans ediyordum. Kendimle barışık gözüksem de değilmişim 

aslında. Bu da zor bir itiraf…

KENDiNiZi ÇOK SEViN

Ruhun kilosuz, yaşsız, cinsiyetsiz olduğunu unutmayın. Rakamlara bu kadar takılmayın çünkü bir sabah güne 155 kilo uyandıysanız başka bir sabah 65 kiloya merhaba diyebilirsiniz. Bir de her şeyi ama her şeyi yapabilirsiniz çünkü engel sadece biziz. Kendinizi sevin, kilodan bağımsız, sevdiğiniz adamdan bağımsız biricikliğinizi görün ve önce kendinizi sevin.

4 Tezgâhtar kız “Bu size büyük” diyor, kulaklarıma inanamıyorum. İlk kez büyük beden olmayan mağazadan alışveriş yaptığımda tezgâhtara sarılıp ağladım. Kucağıma alıp döndürmek istedim havalarda. 
4 Eski halimi bilenler gerçekten bazen tanımıyor. Bir oyunun galasında canım hocam Haldun Dormen beni tanımadı, şok oldu. Sonra “Sıska gel buraya” diye takıldı.
4 Yeni tanıştıklarım eski fotolarıma bakıp “Bu sen değilsin, senin halan” diyorlar. 
4 Sevgilimle yürürken çocukların “Şişko patates” diye bağırmasından, bakışlardan rahatsız oluyordum. 
4 Kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyorum. Artık iki doğum günüm var.