HABER MERKEZİ
Uzay filmlerindeki yaratıkları andıran bu minik deniz canlıları, bilim insanlarının uzun süredir merak ettiği bir sırrı taşıyordu. Facetotectanlar adı verilen bu organizmalar, 1880'lerden beri mikroskobik düzeyde bilinmesine rağmen, larva halindeki bu yaratıkların yetişkinliğe ulaştığında ne haline dönüştüğü hiç kimse tarafından açıklanamamıştı. Bu belirsizlik, bilim insanlarını facetotectanların da diğer bazı deniz canlıları gibi parazitik bir yaşam tarzı izleyebileceği yönünde spekülasyonlara yöneltmişti.
Danimarka Doğa Tarihi Müzesi'nden genomik uzman Niklas Dreyer ve araştırma ekibi, bu soruya cevap bulmak için kapsamlı bir çalışma yürüttü. Japonya yakınlarındaki okyanusun yüzeyinde yaşayan facetotectanlardan 3.000'den fazlasını toplayarak, bu canlıların kabuklularının RNA protein şablonlarına dayanan genetik bir soy ağacı oluşturdular. Bu büyük veri analizi, facetotectanların aslında midye kabuklarıyla akraba olduğunu, ancak diğer parazitik midye kabuklarından hiçbiriyle yakından ilişkili olmadığını ortaya koymaktaydı.
Connecticut Üniversitesi'nden ekolog James Bernot, bu bulguyu şu sözlerle açıklamıştır: "Büyük veri bilimi alanında, onların aslında midye kabuklarıyla akraba olduklarını, ancak diğer parazitik midye kabuklarından hiçbiriyle yakından akraba olmadıklarını nihayet doğrulayabildik." Bu keşif, facetotectanların tarihinde önemli bir dönüm noktasını temsil etmektedir.
Araştırmacılar, facetotectanların kanca benzeri ekipmanları ve büyüme hormonuna verdikleri tepkinin, endoparazitizmin onların yaşam tarzı olduğunu güçlü bir şekilde gösterdiğini belirtmektedir. Endoparazitizm, bir canlının başka bir canlının vücudunun içinde yaşaması anlamına gelmektedir. Ancak xenomorf benzeri kurgusal yaratıkların aksine, facetotectanlar bebek aşamasında parazit değildir. Bunun yerine, larva döneminde özgürce okyanusta yaşayan facetotectanlar, yetişkin olarak henüz tam olarak tanımlanmamış konakçı türlere bulaşmaktadırlar.
Genel olarak midye kabuklarını zararsız, hareketsiz küçük yumrular olarak düşünsek de, bazı türler sarılmalarını içeriden vermeyi tercih etmektedir. Bu parazitik midye kabuklarının bazıları kendilerini konakçılarına enjekte ederek, konakçılarının içinde mantar ağı gibi büyümektedir. Bernot, bu mekanizmanın ne kadar sofistike olduğunu açıklamıştır: "Yengeçlerin içinde kökler gibi büyüyenler konakçılarını hadım ediyor, böylece konakçıları artık üreme yeteneğini kaybediyor."
Facetotectanların parazitik akrabaları, konakçılarını manipüle etmek için oldukça karmaşık stratejiler geliştirmiştir. Bernot, bu manipülasyonun nasıl işlediğini detaylı bir şekilde anlatmıştır: "Konakçılarını, konakçının hamile olduğunu düşünmeleri için kandırıyorlar, böylece vücudunun dışında büyüyen bu kütleyle ilgilenmeye başlıyor, ama bu kütle midye kabuğunun bir parçası ve aslında konakçının yumurtaları değil." Daha da ilginç olanı, erkek yengeçlerin enfekte edilmesi durumunda bile, enfekte erkek yengeç dişileşerek hamile bir dişi yengeç gibi davranmaya başlamasıdır.
Bu tür parazitik davranışlar, facetotectanların da benzer yaşam döngüsünü izleyebileceğinin güçlü bir göstergesidir. Önceki araştırmalar, facetotectanlar kabuklu hayvan deri değiştirme hormonuna maruz kaldıklarında, tıpkı o yengeç-parazitleyen midye kabukları gibi, dış iskeletlerinden korumasız solucan benzeri yaratıklar olarak çıktıklarını ortaya koymuştur. Bu dönüşüm, facetotectanların parazitik yaşam tarzına uyum sağladığının açık bir kanıtıdır.