Ergin Ataman: Futbola motivasyon dersi vereyim

Galatasaray Odeabank'la Eurocup zaferi yaşayan Koç Ergin Ataman, AKŞAM'a özel açıklamalarda bulundu.

1

KENAN KARCI - AKŞAM SPOR

-Finalden sonra Güneydoğu’daki askerle yaptığım görüşme beni çok etkiledi. Onlara minnettarız. Onların yaptıklarının yanında bizimkinin bir önemi yok.

 
-Türkiye’nin son 10 yıldaki gelişmesini çekemeyen dış güçler gençleri kışkırtıyor. Gençleri yanlış yönlendiren siyasilerin de bunda etkisi var.

-Müslümanlığımızla gurur duyuyorum. Batılılar ‘Bir Müslüman ülke batılı olmasın’ diye bizi çekemiyor, doğulular da, ‘Batılı Türkiye işlerine gelmediği için’ bize düşman.

-Biz 7 düveli püskürtmüş bir ülkeyiz. Bunların üstesinden de geliriz. Barış istediğimiz için bunlar başımıza geliyor. 

-Cumhurbaşkanı’nın spordan gelmesi bir şans. İnşallah bizim salonun açılışını da Cumhurbaşkanı ile birlikte yaparız.

 
Basketbolda her sezon kadrolar değişiyor. Bu yüzden takım ruhu oluşturmak futboldan daha zor. Bunu kısa sürede nasıl başarıyorsunuz?

Takım kurma işi bir tecrübe. Uzun yıllardır farklı ve büyük takımlarda çalıştığım için hedefe yönelik oyuncuların Avrupa ve ABD’deki oyuncuların büyük kısmını tanıyoruz. Teknik kadrom çok iyi bir scouting yapıyor. Biz bir oyuncunun her türlü özelliğine bakıyoruz. Ayrı bir scouting yok ama biz oyuncu transfer etmeden karakter özelliklerine, takım oyunu özelliklerine bakıyoruz. Benim için en makbul oyuncu, takım içinde yıldız olan oyuncu, kendisi yıldız olan oyuncunun takımları başarıya götürmediğini görüyoruz. Onun için bütçemiz orantısında o sezonun hedeflerini yakalayabilecek kadroyu kuruyoruz. Bu sene de böyle oldu.

10 MİLYON DOLARLIK BÜTÇE YETER

Şimdi oyunculara teklifler gelecek. Şampiyon bir takımı nasıl bir arada tutacaksınız. Daha önce Beşiktaş'ta benzer durum olmuş ve takım dağılmıştı?

Bu kadronun yarısının sözleşmeleri devam ediyor. Kulüp opsiyonları var oyuncularımızın. Serbest kalan 2-3 tane oyuncumuz var. Bunlarla da en kısa zamanda yönetim yeniden anlaşmak için masaya oturacaktır. O günkü Beşiktaş ile bugünkü Beşiktaş arasında farklı bir yapı var. O sene Beşiktaş 3 kupayı kazandığında sponsoru Demirören grubuydu ve kulüp içi bir takım iç dinamikler söz konusuydu. Sponsorun devam edip etmeyeceği belli değildi. Şimdi G.Saray’ın bir sponsoru var. 3 yıllık bir anlaşması var. Kulübün dinamikleri belli. Burada şunu da özellikle belirtmek lazım. Bu sezonki organizasyonun böyle işlemesinde Odeabank’ın büyük katkısı var. Yüzde 60’lük bütçenin bölümünü aydan aya hiç aksatmadan takıma yansıttılar. Bu da bize avantaj sağladı. Saha dışı organizasyon olmayınca saha içini de sağlayamıyorsunuz. Tabii ki bu sponsorluğun artması yönünde beklentimiz var. Bu 6 milyon doların yüzde 60’ıydı. Bu bütçe artınca oran düşerse sıkıntı olabilir kulübün kaynakları açısından. Bunun da çözüleceğini düşünüyorum ve ümitliyim. G.Saray’ın bu kadroyu koruyup, üzerine 3-4 tane iyi oyuncu alarak Euroleague’nin hedef kovalayan takımlardan biri olacağını düşünüyorum. Astronomik bütçelerle değil. Biliyorsunuz şu anda Euroleague’de oynayan takımlarımızın 20-25 milyon euroluk bütçelerden bahsediliyor. Ben bunun 9-10 milyon dolarlık bütçeyle sağlanabileceğini düşünüyorum.

İSİMLERİ HENÜZ BELİRLEMEDİM

Hangi mevkilere oyuncu düşünüyorsunuz?

Hiç bilmiyorum. Şu anda hiçbir hazırlığım yok. Eurocup yeni bitti. Play Off’lar var. İsim bazlı bir çalışmaya başlamadık. Bir kere bütçenin belirlenmesi lazım. O bütçenin de geçmişteki gibi suni olmaması lazım. Temeli sağlam bir bütçe olması lazım. Hareket kabiliyeti açısından.

KUPALAR MÜZELERE GİDER, HEDEFLER DEVAM EDER

Avrupa’da şampiyon olmuş bir takımı, lige motive etmek zor olmayacak mı?

Neyse ki şampiyonluk Play-Off’larda belli olacak ve 3 haftalık bir süre var. Play-Off’lar 17-18 Mayıs’ta başlayacak. Bu dönemde biz yeniden toparlarız. Bu kupa sarhoşluğunu üzerimizden atarız. Ligdeki durumumuz şu anda bu kupa atmosferi içinde 2 tane son saniyede maç kaybettik. Tabii ki Daçka ve B.Çekmece maçlarını kaybetmemizde Avrupa’ya motive olmanın etkisi vardı. Bir Avrupa finali oynayacaksın. Bu maçlar bizim final ve yarı final serisindeki saha avantajımızı aldı. Ligi 3 veya 4. Bitireceğiz gözüküyor. Ama dediğim gibi Play-OFf’lar geldiğinde şampiyonluk için sahaya çıkan motive olan bir G.Saray olacak. Sporda kupalar müzelere gider, hedefler devam eder.

OBRA VE İVKOVİC'TEN DE ÖĞRENİYORUM

Başarı için 3 önceliğiniz ne?

Birincisi inanç, inanmak, ikincisi özgüven ve cesaret bir de sürekli olarak kendini geliştirmek. Sürekli olarak kendini geliştirmek, yeni bir şeyler öğrenebilmek. Bunu tavsiye ederim ben meslektaşlarıma. Tabii ki basketbol konusundaki gelişmeleri takip ediyorum. NBA’yi, Avrupa basketbolundaki bütün teknik gelişmeleri takip ediyorum. Rakiplerimi de takip ediyorum. Rakiplerimden de çok şey öğreniyorum. Bu da bir gerçek. Sonuçta siz hep kendinizi en iyi zannederseniz, o zaman kendinizi geliştiremezsiniz. Rakiplerinizi kıskanırsanız yine kendinizi geliştiremezsiniz. Bu konuda çok açık söyleyeyim ben, Türkiye'de son 2 sezondur çalışan Obradovic, İvkovic onları da takip ediyorum. Onların da neler yaptıklarına bakıyorum. NBA’da çalışan Messina, Popovic, İspanya’nın koçu Sergio olsun hepsini takip ediyorum. Zaten bu şekilde kendini geliştirebilirsin. Yoksa sırf kitap okuyarak kendini geliştiremezsin. Daha çok okuyan değil, çok gezen öğrenir. Ben de onu daha fazla uygulamaya çalışıyorum.

SEZON BİTMEDEN KİMSEYLE GÖRÜŞMEM

Teklifler olduğunuzu biliyoruz. NBA’dan teklif gelirse ne dersiniz?

Bana ve oyunculara teklif olması çok doğal. Biz profesyoneliz ve başarılı olduğunuz zaman diğer kulüplerden teklif gelir. Başarısız olduğunuz zaman kendi kulübünüz sizi kapının önüne koyar. Bu bizim mesleğimizin bir gerçeği. Onun için bunları yadsımamak lazım. Ama bugün itibariyle benim Real Madrid’ten aldığım resmi teklif yok. Ama bu ileride olmayacak demek değil. Siz Avrupa piyasasında isim yapmış, takdir edilen bir antrenörseniz mutlaka teklifler gelir ama bunlar sezon bittikten sonra olur. Benim görüşmelerim de böyle olur. Sezon bitmeden çok büyük bir kulüp de teklif etse her hangi bir şey yapmam.

NBA'DA ASİSTAN KOÇ OLURUM

NBA’ya gelince tabii ki isterim. Bir gün Messina gibi, NBA’de iyi bir koçun yanında yardımcı antrenörlük deneyimi geçirmek. Belki de bir gün David Blatt gibi NBA koçluğu yapmak tabii ki isterim. Çünkü ben hep zirveyi hedefleyen bir insanım. ABD’liler bunun farkına varır da davet ederlerse gideriz.

Eskiden sıcak bakılmıyordu Avrupalı koçlara ama Messina ve Blatt’ın ABD’li olsa da başarılı oldu. Spahija da koçluk yapıyor. Bu biraz bilgi ve başarıyla beraber ilişki meselesi. Oradaki kulüplerin güven meselesi. Benim geçmişte NBA oyuncularıyla güzel deneyimlerim oldu. Williams gibi Arroyo gibi. Elbette bir gün orada da olabilir. İsterim tabii ki.

F.BAHÇE EUROLEAGUE’Yİ KAZANMAYI HAK ETTİ

F.Bahçe’den teklif gelirse profesyonel düşünür müsünüz?

Bu soruya cevap vermek istemiyorum. Böyle bir şey söz konusu değil. F.Bahçe’nin zaten çok kariyerli bir antrenörü var. Ben şu anda Türkiye’nin en büyük kulüplerinden birinin hocasıyım. Olmayacak bir şey için konuşmak istemiyorum. Benim F.Bahçe ile hiçbir problemim yok. Tabii ki hep F.Bahçe’nin rakibi oldu. Efes’i, Beşiktaş’ı, G.Saray’ı çalıştırırken. Rakip durumundayken şampiyonluklar kazandım, çok maçlar kazandım. Tabii ki bunlar bu rekabet içinde bir gerginlik yaratabiliyor. Bunlar da doğal şeyler. Önemli olan bu gerginliklerin ilelebet sürmemesi. Benim de mutlaka yaptığım hatalar vardır, onların da vardır. Artık ben bunları bıraktım. Tabii ki F.Bahçe’ye karşı sahaya çıktığım zaman hangi takımı çalıştırıyorsam o takımın kazanması için saha içinde her türlü çabayı sarf ederim. Ama bu demek değildir ki F.Bahçe’ye karşıyım. Aksine F.Bahçe basketbola Türkiye’de en büyük yatırımı yapan kulüplerden bir tanesi. Avrupa’nın en modern salonlarından birine sahip kulüplerinden biri. Euroleague’de üst üste 2 kez final four oynayan bir takım. Belki de şampiyon olacaklar. Onların şampiyonluğu Türk basketbolunu yükseltir. Düşünebiliyor musunuz, burada G.Saray Eurocup’u almış, F.Bahçe Euroleague’ye kazanmış. Bundan daha güzel bir mesaj olabilir mi? Türk sporu açısından avrupa’ya daha iyi bir mesaj olabilir mi? Onun için ben burada F.Bahçe’ye de başarılar diliyorum. İnşallah onlar da bunu hak ettiler. O kadar iyi bir Euroleague sezonu geçirdi ki, bence şampiyon olmaması için bir sebep yok. Hele de Obradovic gibi tecrübeli bir antrenör varken başında.

AYARTMA KONUSU YANLIŞ BİLGİLENDİRMEDEN

Siz kıskançlık değil, ezber bozan şeyler söylediniz? Daha önce de konuştunuz, cevap verdiniz ama ‘Sporcularımızı ayartıyor’ sözü için, ne diyeceksiniz, gerçekten var mıydı?

Burada tamamen yanlış bilgilendirmeler söz konusu. Bence onlar da bunun farkına vardılar. Ben hep dürüst ve dik bir insanım. Herkese karşı eşit mesafede yaklaşan bir insanım. Basın mensupları olsun, sporcularım olsun, hangi kulüpten geldiklerine bakmam. Bunu duyduğum zaman ben de tepki gösterdim. Nasıl böyle bir şey düşünebilirler diye. Ama daha sonra bunun yanlış bir bilgilendirme olduğunu, en azından benim çalıştırdığım dönemde böyle bir şey olmadığını açık ve somut bir biçimde olduğunu onlar da fark ettiler. Onun için bu konuyu gündeme getirecek bir şey yok. A Milli takımda herkes benim için eşittir. Orası ayrı bir yerdir. Orada insanlar birbiriyle vakit geçirmekten mutluluk duyuyorlar. Benim ligdeki en büyük rakiplerimden biri Ufuk sarıca benim Milli Takım’da yardımcı antrenörüm. Oyuncular ligde büyük bir rekabet içinde ama orada kardeş gibiler. Biz Ay-Yıldızlı forma altında hepimiz biriz, hepimiz bir Türkiye’yi temsil etme mücadelesi veriyoruz. Orada her hangi bir gerginlik olması söz konusu değil. Bu konular kapandı artık.

BU JENERASYON 2017’DE ALTIN MADALYA ALIR

Milli Takım’ı bu dönemki jenerasyonunda altın alacak potansiyel var mı?

Türk Milli Takımı’nın bu yeni ve tecrübe kazanan genç jenerasyonunun Türkiye’de düzenlenecek 2017’de altın madalya kazanacağını düşünüyorum. Çünkü rakipler aşağıya doğru, yaşlanma sürecine girdiler. İspanyol takımları final foura kalamadılar. Orada bir yaşlanma başladı. Genç jenerasyonda da en iyi jenerasyon bizde. Genç ve Ümitlerde şampiyon olduk. Bu oyuncular en olgun yaşlarına gelmeye başlıyorlar. 2017’nin bizde olması büyük avantaj. Abdi İpekçi’yi gördünüz, F.Bahçe Arena’yı gördünüz Giren çıkamıyor.

F.Bahçe benim bildiğim kadarıyla 2 sezondur İstanbul’da maç kaybetmiyor. Biz sadece 1 maç kaybettik 2 sayıyla. Bir de milli takımı düşünün, yeni ve genç bir jenerasyon ben bu takımın mutlaka altın alacağını düşünüyorum. İnşallah Allah bize de o takımın başında olmayı nasip eder. Çok kazandığım kupa var ama Milli Takım’la altın madalya kazanmanın üzerinde her hangi bir başarı yok.

ANATOMİMİZ YUGOSLAVYA GİBİ DEĞİL

Türk insanının anatomesi basketbola uygun mu sizce?

Bence yıllar içinde bu çok değişime uğradı. Şu anda çocuklarımız gençlerimiz basketbol aşığı oldular. Ne kadar çok çocuk basket oynarsa onların içinden o kadar oyuncu çıkartma şansınız oluyor. Türkiye’de ciddi bir basketbol sevgisi oluştu ve bu sonuçlara yansıyor. Yıldız, genç, ümit takımlara yansıyor. Tabii ki bizim ırkımızla ilgili bakınca biz Yugoslav ekolü gibi, sokağa çıktığınız zaman ortalama 1.95-2 metre boyumuz yok. Ama biz de kendimize güveniyoruz. Hocalarımıza güveniyoruz. Hocalarımız yakaladıkları yetenekleri çok iyi yetiştiriyor. Gelecek açısından çok ümitliyim ve müthiş bir seyir ilgisi oluştu. 10 dakikada 100 bin bilet talebi geliyorsa artık basketbol bir ekol olmuştur. Şimdi bizim futboldaki gibi kısır bir çekişme içine girip de kendimizi imha edeceğimize biz birlikte büyümenin yollarını bulmalıyız. Şu anda basketboldaki bizim en büyük hedefimizin bu olması lazım.

HER İŞİMİ KENDİM YAPIYORUM. ÇOK TECRÜBE KAZANDIM

Gerilimi nasıl kontrol ediyorsunuz? Öfke kontrolü konusunda profesyonel destek alıyor musunuz?

Profesyonel destek almıyorum. Kendi iletişim danışmamın var. Ona bile sosyal medyada yazılanları ben kendim veriyorum. Her şeyi kendim yönetiyorum. Hiç kimseden destek almıyorum. Benim bilgi, kültür, eğitim düzeyim buna müsait. İletişimi kuvvetli bir insanım. Çok tecrübe kazandım. Gençlik yıllarımda benim de zaman zaman öfkeli tavırlarım ve beyanatlarım oldu ama bunlar bize bir tecrübe kazandırdı. O olgunluğa eriştiğimi düşünüyorum. Sonuçta öfkeyle değil, uzlaşmayla başarının daha fazla geleceğini de artık öğrenmiş oldum.

OYUNCULARIN YAŞINA BAKMAM. 40 YAŞINDA DA OLSA FARK ETMEZ

Daha önce Kerem Gönlüm’e yaşattığınız çıkışı şu anda Sinan Güler yaşıyor. Nasıl başarıyorsunuz formu düşen oyuncuları yukarıya çekmeyi?

Benim için oyuncunun nüfus kağıdının hiçbir önemi yok. Sadece yaş değil, ülkesinin de önemi yok. Kadromdaki 12 oyuncu benim için eşit değerdedir. Benim için oyuncunun çalışması, antrenmanlarda ve maçlarda verdiği performans ve takım içindeki uyumudur. Bunları yüksek yapan, iyi yapan oyuncu 40 yaşında da olsa 16 yaşında da olsa benim takımımda oynar. Hiç fark etmez.

SİZ KUPAYI ALIN BEN DE RESİM ÇEKTİREYİM

Podolski soyunma odasına geldi, neler konuştunuz?

Podolski sezon içinde bir çok maçımızı izlemeye geldi. Maçlarımıza geldiği zaman maçtan sonra da ben onu birkaç kez soyunma odasına davet ettim. Sanırım bu da onun hoşuna gitti. Güzel bir ilişkimiz var. Sezon içinde hatta bir kez antrenmanımızı ziyaret etti. Hatta idmanın neredeyse tamamında bulundu. Seviyor basketbolu. Bildiğim kadarıyla Almanya’da da ikinci ligde bir takımın sahibi. Köln takımı sanıyorum. O gün de çok mutluydu. Ben de yine final kapısında onu bekliyordu onu da davet ettim. Geldi hemen kupaya sarıldı. Ben de ona espri olarak şunu söyledim. “İşte bu salonun atmosferi, kupanın enerjisi size de yansısın. Çünkü inşallah Mayıs sonunda G.Saray futbol takımı Türkiye Kupası’nda final oynayacak. Sizden de bu kupayı bekliyoruz. Siz de Türkiye Kupası’nı alın ben de soyunma odasına gelip, sizin kupayla fotoğraf çektirmek istiyorum” dedim. Böyle bir diyalogumuz oldu.

GELSİNLER BEN MOTİVASYON DERSİ VEREYİM

Futbolla, basketbol arasındaki fark ne? Gerçekten bir futbol takımı çalıştırmayı düşünüyor musunuz?

Futbolculara futbol konusunda tavsiyem olmuyor. Futbolu seviyorum. İzlemeyi seviyorum. Ama şunu net söyleyeyim, hani spekülasyonlar oluyor. Ben futbol antrenörlüğü yapacağım demiyorum ama bunun 1 yıl eğitimini alırsam yapabileceğimi düşünüyorum, yapabilirim diyorum. Başarılı olabilirim ya da olamam. O o günün şartlarında ortaya çıkar. Taktik dışında futbolla basketbolda her şey aynı. Futbolun ayrı bir taktiği var, basketbolun ayrı bir taktiği var. Onun dışında sporcu karakterleri, takım olgusu, takım yönetmek, oyuncu seçmek bunların hepsi bence, kondisyon, sporcunun kondisyonu maç kondisyonu, maç konsantrasyonu, motivasyonu bunlar hepsi aynı. Motivasyon konusunda gelsinler ben ders vereyim. Benden destek alsınlar. Ama ben takip ediyorum. Bilimsel yayınları takip ediyorum. Bu konudaki makale ve kitapları, liderlik konusunda, motivasyon konusunda okuyorum. Ama tek başına destek aldığım biri yok. Ama hepsini takip ediyorum.

ARDA MESAJ YOLLADI, ARROYO TEBRİK ETTİ

Arda aradı mı? Eski oyuncularınızdan tebrik edenler oldu mu?

Arda bana çok yakın bir arkadaşım vasıtasıyla mesaj yolladı. Teşekkür ediyorum kendisine. Arda benim kardeşim ve çok da seviyorum. İlişkimiz de çok iyi. Bu arada şunu söyleyeyim. Telefonuma binlerce mesaj geldi. Herkes zor ulaştı. Bir çok mesaja, aramaya cevap veremedim. Onun için dün hatta Arroyo’nun kutlayıp kutlamadığını sordular. Ben de görmedim, bilmiyorum dedim. Akşam eve gittim o mesajlara biraz baktım. Carlos Arroyo bana maç bittikten 10 dakika sonra mesaj yazmış. ‘Koç bütün maçı izledim, tebrik ediyorum’ diye. Ben de ona sabahleyin mesaj yolladım. Onun için benim herkesle iletişimim gayet iyidir. Arda da çok sevdiğim, beğendiğim ve takip ettiğim, Türkiye’nin, Türk sporunun en büyük gurur duyduğu sporcularından biri.

LÜTFEN TELEFONA MESAJ ATMAYIN

Şöhret ve ilgi arttıkça bunaltıyor mu? Aile yaşantısını nasıl etkiliyor?

Yoruyor. Bu güzel bir şey. İnsanlar sevgilerini gösteriyorlar size. Ama açık söyleyeyim özellikle maalesef benim telefon numaramın bir takım taraftar grupları tarafından yayılmasıyla birlikte bu konuda çok ciddi bir sıkıntı çekiyorum. Bu benim özelim. Telefonumu da değiştirmem mümkün değil. Dünyanın her yerinden bilinen bir numaram var. Belki 2 bin tane mesaj var. Onların içinde eşinizin, dostunuzun, ailenizin mesajlarını bile göremiyorsunuz. Bu beni biraz üzüyor. İnsanlar direk temas sağlamak istiyorlar. Onlardan ricam sosyal medyadan yazdıkları her şeyi görüyorum. Ama özel telefonumdan beni meşgul etmeleri, olumsuz etkiliyor. Bu konuda anlayış bekliyorum.

‘BABA MOLA ALSANA’ DİYE BAĞIRIYOR

Sarp’la aranız nasıl? O da iyi bir koç olma yolunda ilerliyor sanırım?

Sarp’la aram çok iyi. Sarp bir basketbol aşığı. Bu takımın bir parçası olarak kendini görüyor. Neredeyse bütün maçlarda tribünde. Hatta takım ısınmaya çıktığında oyunculara çıkıp pas veriyor. Zaman zaman kondisyonerimize yardım ediyor, onun eşyalarını taşıyor. Ve en önemlisi de Sarp benden daha hırslı. Kaybettiğimiz her maçtan sonra hüngür hüngür ağlıyor. Bunu en son Strasbourg’ta yaşadık. Tribünde maçı kaybedince bir anda hüngür hüngür ağlamaya başlamış son teskin etmişler. Bu maçın ikincisi var diye. Çok iddialı ve hırslı bir çocuk. Daha 5.5 yaşında. Bakalım göreceğiz. Beni eleştirdiği günler de oluyor. Basketbolun teknik özelliklerini öğrendi. Mola konusunda ben biraz tutucuyumdur. Son ana kadar saklarım hakkımı. Maç içinde zaman zaman tribünden ‘Baba mola alsana’ diye bağırdığını da arkadaşlar söylüyor.

EŞİM BANA DENİZ MANZARASI VADETTİ

Spor dışında neler yapıyorsunuz? Nelerden hoşlanıyorsunuz?

Başka yapacak bir şey kalmıyor. Vakit de kalmıyor. Başka yapacak inan 1 sezon boyunca 2 defa sinemaya gidebildim. Zaman zaman işte dostlarımla dışarıda aile yemeklerine katılıyorum. Haftada bir annemi babamı ziyaret etmeye özen gösteriyorum. Bazen mecburen bunu da aksatıyorum. Hakikaten bu tempolarda insanın kendisine, ailesine özel zaman ayırması zor oluyor. Ama ben o kısıtlı zamanı kaliteli hale getirmeye çalışıyorum. Zaman zaman çok yorulduğumda 1 gün bile olsa, 2 gün bile olsa bir deniz kenarına, Alaçatı’ya, Bodrum’a veyahutta dağa, yurt içinde veya dışında gidip 2-3 gün kafamı toparlıyorum. Daha çok doğal ve sakin ortam arıyorum. Sürekli yoğun ortam olduğu için benim için en güzel dinlenme ben bir deniz aşığıyım. Türkiye’nin güzel bir koyunda ailemle birlikte denize girmek benim için en iyi terapi. 24 saat orada geçirmek en güzeli. Hatta final maçı öncesi eşim bir görüntülü fotoğraf gönderdi telefonuma, “Şampiyon ol, primin bu” diye işte sanıyorum Göçek’te koyda bir doğal ortamda bir tekneyi göstermiş. Onun için de şampiyon olduk. İnşallah gidecek vakit bulursak. Gidecek vakit bulursak ailemle birlikte 1-2 gün tabii ki dinlenmek istiyorum. Doğanın, yeşilin ve denizin iç içe olduğu bir ortam benim için harika. 1-2 günlük aralar yeniden şarj olmamı sağlıyor. Ben mutlaka haftanın bir günü Bebek sahiline gidip, Bebek otelin terasında 2 saat tek başıma oturur, kahve içer, gazete oturum, kendime meditasyon yaparım. (Ben bunu yazdıktan sonra tek başına oturmanız zor olacak) Gülüyor. Yok saatini söylemedim, sabahları orası sakin oluyor.

O ÜNİFORMALI ASKER BENİ ÇOK ETKİLEDİ

Maçtan sonra bir askerle telefon görüşmesi yaptınız. O görüşmenin ayrıntılarını anlatır mısınız?

Bu beni gerçekten çok duygulandırdı. Tabiİ o hengamenin içinde. Bir taraftar tabii herkes fotoğraf çektirip, imza almaya çalışıyor. Bir taraftar geldi telefon elinde, kardeşimle konuşur musunuz lütfen dedi. Önce ben tabii ki olmaz dedim. O kaosun içinde bir de ben telefonla mı konuşacağım. Fakat kardeşim şu anda Güneydoğu’da asker ve görüntülü arıyor, sizi çok seviyor dedi. Ben de telefonu aldım ve kendisiyle 1 dakikalık bir konuşma yaptık. Bu tabii ki çok özel bir görüşmeydi. Tabii ki o sizi çok seviyorum, biz burada bölükte hep birlikte maçı izledik. Çok sevindik dedi. Ben de ona biz de sizleri çok seviyoruz. Sizlere minnettarız dedim. Ve sizi mutlu ettiğimiz için biz de gurur duyuyoruz dedim. Tabi onun yüzündeki beni o Abdi İpekçi’deki şampiyonluğun hemen sonrasında onun o yüzündeki şaşkın ifade. Asker üniformasıylaydı aynı zamanda. Beni çok etkiledi. Onu da eminim çok etkilemiştir. Bir anda karşısında Güneydoğu’da beni görmesi. Böyle bir etkileşim oldu. Buradan da bütün bu vatan için görev yapan, polislere, askerlere kardeşlerimize arkadaşlarımıza minnettarlığımı iletiyorum. Onların görevi bizimkinden çok daha zor.

BARIŞ İSTEDİĞİMİZ İÇİN BAŞIMIZA BUNLAR GELİYOR

Umut Bulut’un babası terör kurbanı oldu. Ne düşünüyorsunuz terör ve memleket sorunlarıyla ilgili?

Böyle durumlarda ben telefonla rahatsız etmeyi sevmem. Umut’a baş sağlığı mesajı attım, o da cevabını verdi. Ne söyleyeyim ki, Bundan büyük acı olamaz. İnşallah Türkiye Kurtuluş savaşında bütün Avurpa’yı, 7 düveli püskürtmüş bir ülke. Biz o ülkenin evlatlarıyız, torunlarıyız. Bu günleri de aşacak Türkiye. Bu günleri de geçecek. Çünkü Türkiye barışı seven bir ülke. Türkiye barış istediği için her yerde bu duruma geldi. Bence bugünler aşılacak. Ama tabii ki çok acı kayıplarımız oluyor. İnsanlarımız tedirgin, bunu da çözecek olanlar yine tabii ki devletimizin büyükleri, siyasetçileri olacak.

BAZI SİYASİLER GENÇLERİ YANLIŞ YÖNLENDİRİYOR

Bir kanaat önderi olarak, Türk-Kürt gençlerine ne tavsiye edersiniz, mesajınız ne olur?

Biz hepimiz bütünüz. Biz bu topraklarda dil, din, ırk ayrımı yapmadan yıllardır birlikte yaşıyoruz. Ben bugüne kadar hiçbir genç kardeşime bu gözle bakmadım. Yabancılar için de aynı şey geçerli. Hepimiz insanız. Hepimiz iyi eğitim ve ekmek parası kazanacak düzgün işler bulmaya çalışalım. Devletin de görevi bu. Herkese iyi eğitim verdirmek, ekonomiyi düzeltip herkese iş imkanı sağlamak. Türkiye verimli bir toprak bu ülkede hepimize yer var. Burada bir savaşın manasını çözemiyorum. Bunun ben bir takım siyasilerin bir takım büyüklerin gençlerimizi yanlış yönlendirmesi sonucu ve yurt dışı kaynaklı bazı odakların etkisi olduğunu düşünüyorum.

Son 10 yılda Türkiye’de müthiş bir gelişme var. 20 yıl önceki Türkiye’ye bakın, bugüne bakın. Ekonomisiyle, turizmiyle sporuyla Türkiye Avrupa devi olmuş durumda. Tabii ki bu rahatsız ediyor dış odakları. Doğumuzdakileri de batımızdakileri de rahatsız ediyor. Çünkü biz batılıları rahatsız ediyor Müslüman bir ülkeyiz ve onlara yetiştik. Doğudakileri rahatsız ediyor, Türkiye Batılaşıyor mu? Halbuki biz yüzde 99’u Müslüman bir ülkeyiz. Bazılarımız belki dini vecibelerini tam yerine getiremiyor, bazıları az getiriyor ama sonuçta biz Müslüman bir ülkeyiz. Bununla da gurur duyuyoruz. Kürt kardeşlerimiz için de aynı şey geçerli. Bu fikir savaşının, eyleme dönüşmesi  bir an önce bitmeli. Hepimizin huzur ve mutluluğu, Türkiye’nin büyümesinden geçiyor. Alevi’nin de Sünni’nin de, Ermeni’nin de Azeri’nin de herkesin daha güçlü olması demek ülkenin büyümesi.

AYRIM YAPMAK SADECE TÜRKİYE DIŞINDAKİLERİN İŞİNE GELİR

Güneydoğu’da basketbola ilgiyi nasıl görüyorsunuz, yeterli imkan var mı?

Doğrusu o konuda çok fazla bilgim yok. Ama bildiğim kadarıyla Birinci Lig’de bir basketbol takımı yok. Güneyde G.Antep Royal Halı var. Ama Diyarbakır, Siirt, Hakkari oralarda bir takımımız yok. Ama biz 3 yıl önce Van’a bir salon açılışına gittik. Orada da çocuklar gençler basketbolla ilgili. Spor sosyal ve birleştirici bir unsur. Sporu oralara götürmemiz tabii ki çok güzel olur. Ben her zaman için buna hazır bir insanım. Milli Takım antrenörü olarak da teknik anlamda da her türlü desteği vermeye hazırım. Ama sadece spor değil, kültür, eğitim, bütün bunların oluşması için de oralardaki son dönemlerdeki kargaşanın bir huzura kavuşması lazım. İnşallah her şey normale döner ve oralardan da Siirt’ten de Diyarbakır’dan da Hakkari’den de basket takımları olur. Bizler de gider oradaki gençlerimize sporu sevdirmeye çalışırız. Bir bütünüz ve ayrım yapamayız. Bu ayrımı yapmamız sadece Türkiye dışındaki ülkelerin ışına gelir.

CUMHURBAŞKANI BİZİM İÇİN BİR ŞANS

Devletin spor politikasını nasıl buluyorsunuz?

Cumhurbaşkanımız başkanımızı aramış. Spor bakanımız sahadaydı. Gelip bizzat tebrik etti. Yani kulüp başkanlığı düzeyinde tebriklerini iletmişler.

Türkiye’de daha doğrusu Avrupa’da gerçekten spora bu denli destek olan çok az devlet var. Yani bunu gönül rahatlığı içinde söylüyorum. Ve bizzat da destek olan bugün basketbolumuzun bu denli ilerlemesin6de devletin ciddi anlamda desteği var. Bunun başında da tabi Cumhurbaşkanımızın eski bir sporcu olmasının etkisi var. Bunu ben her yerde söylüyorum. Futbol oynamış. Özellikle basketbolu sevmesi ve bunun bütün spor teşkilatına, devletteki teşkilata yayılması bizim için büyük kazanç. Bu gerçekten Avrupa’da rastlanmayacak, çok az rastlanan bir durum.

İNŞALLAH BİZİM SALONU DA CUMHURBAŞKANI AÇAR

Statlar ve salonlar bugün. Yapılan Sinan Erdem var, Ülker Arena var. Sponsorlar var ama bunlar devlet desteğiyle yapılan şeyler. Biz aynı desteği G.Saray için de bekliyoruz. Bir salon projemiz var. Arena’nın yanında 14 binlik bir salon. Devletimizden destek bekliyoruz. Artık Türkiye’yi Euroleague’de temsil edecek bir takım olarak kendi salonumuzun olması çok önemli. Salon projesi hazır. Projelendirme yapıldı. Başkanımız bizzat ilgileniyor. Zannederim sponsor da bulunmuş. Artık bu ilgiyi gösterdikten sonra projeden temel atmaya kadar gelir inşallah. Cumhurbaşkanımız geçen gün Vodafone Arena’yı açtı. Muhteşem bir stat oldu. İnşallah G.Saray Basketbol Arena’nın da açılışını hep birlikte yaparız.

BEŞİKTAŞ’I YENDİK Mİ 3 PUAN AVANTAJ GİDER

Lig yarışında şampiyonluk favoriniz kim?

Gülüyor. Bu çok zor bir soru. Puan olarak Beşiktaş önde. 4 maç kaldı. 3 puan önde. 4 maçın kaldığı bir ortamda puan olarak önde olan Beşiktaş favoridir tabii ki.

Şimdi 4 maç kaldı. Ama 3 puan fark var. Burada biz Beşiktaş’ı yendik mi o fark gider. O zaman averaj Fener’de değil mi? Gülüyor…