Avrupa Taekwondo Birliği (WTE) tarafından İspanya’nın Marina D’or bölgesinde düzenlenen Avrupa Yıldızlar Taekwondo Şampiyonası’nda Türkiye şampiyonayı 3’ü altın, 2’si gümüş ve 8’i bronz olmak üzere 13 madalya ile tamamladı. Şampiyona da ikinci olan Meryem Elif İyim, Türk sporundaki başarıyı konuştuk.
Aksam.com.tr’den Ezgi Aşık’ın sorularını yanıtlayan Avrupa Taekwondo Şampiyonası ikincisi Meryem Elif İyin, Türkiye’de sporun çok başarılı şekilde geliştiğini söyledi. İyin, “Türk taekwondosu geçen yıldan bu yana çok farklı, Türkiye daha da güçleniyor. Kadınlar voleybolunda olmak üzere diğer dallarda da iyiye gidiyoruz, umarım böyle devam eder.” ifadelerini kullandı.
Öncelikle seni yakından tanımak isteriz, Meryem Elif İyin kimdir, spora nasıl başladı?
4 yaşından beri spor yapıyorum, spor benim hayatım oldu. Spora önce jimnastik ile başladım ama çok sevmedim, 6 yaşında da taekwondo yapmaya başladım. Taekwondo’yu çok seviyorum, babamın desteğiyle kendimi geliştirdim. Babam spor yapmayı çok sevdiği için beni spora başlattı. Rahmetli dedem babamın okumasını istemiş bu yüzden babamın içinde spor aşkı kalmış. Babam olmasaydı şu anda buralarda olamazdım. Beni her zaman destekledi, antrenman yapmak istemesem de yaptırdı. O zaman hep senin iyiliğin için diyordu, dediklerini şimdi anlıyorum.
Sporun ciddi bir disiplin gerektirdiğini biliyoruz, mesela günde kaç saat çalışıyorsun?
Normalde günde 1 buçuk saat antrenman yapıyorum. Maç dönemine girdiğimizde bu tempo artıyor. Yaz aylarında sabah-akşam antrenman yapıyorum. Yazları bazen günde 3 defa bazen günde bir defa olmak üzere iki saatten fazla çalışıyorum. Sporun en zor kısmı diyet galiba, çünkü maçlara belli bir kiloda çıkman gerekiyor. Bunun için gerektiğinde aç kalıyorsun. Tartı günü o kiloya gelemezsen maçta eleniyorsun, bazen 200 gr fazlalık bile seni zora sokabiliyor. Bazen saçlarını kesenler bile oluyor, o tartıyı geçmek senin için her şey. Sporun arkasında çok büyük fedakârlık var.
Avrupa’dan ülkemize madalya ile döndün, seni tebrik ederiz. Nasıl bir duyguydu?
Öncelikle inanılmaz bir histi, Türk bayrağını taşımak, herkesin seni desteklemesi ve arkanda 80 milyonun olması insanı çok güçlü hissettiriyor. Avrupa Şampiyonası adı üzerinde olduğu gibi çok zor ve stresliydi. Çünkü kimseyi yarı yolda bırakmak istemiyorsun, şampiyon olmak istiyorsun. Kürsüde İstiklal Marşını okumak istiyorsun. Her sporcu eminim bu duygularla maçlara çıkıyor. Maçta biraz aksilikler oldu, 2 puan gibi farkla kaybettim. Bir dahakine daha çok çalışacağım ve şampiyon olacağım Ama eminim ki ülkelerine şampiyonlukla dönen arkadaşlarımız çok mutlu olmuştur. Çok şükür ki ben de madalya ile döndüm.
Peki, yoğun tempo içerisindeyken derslerle aran nasıl?
Derslerle aram iyi, konuları kaçıyorum ama arkadaşlarım teneffüslerde ya da hasta sonları yardımcı oluyorlar. Okuldan ayrı kaldığım süre en fazla 2 hafta oluyor. Dersler yavaş yavaş ilerliyor, çok konu ilerlemiyorlar. Hafta sonu derslerime ağırlık veriyorum, biriken konular üzerine yoğunlaşıyorum. Kitap okumayı çok seviyorum, mesela Tolstoy’u severim, en son “Bir Gencin Dramı” kitabını okudum. Müzik dinlemeyi severim, motivasyonumu yükseltir.
Türkiye’de son zamanlar hem kültür-sanat hem de spor alanında çok güzel gelişmeler yaşanıyor. Milli sporcu olarak bu konuda neler söyleyebilirsin?
Türkiye şu anda çok iyi gelişiyor. Türk taekwondosu geçen yıldan bu yana çok farklı, Türkiye daha da güçleniyor. Kadınlar voleybolunda olmak üzere diğer dallarda da iyiye gidiyoruz, umarım böyle devam eder.
Bazı sporlar futbolun gerisinde kalıyor. Mesela taekwondoyu sorduğunuzda birçok kişi kerata mı yapıyorsun diyor. Spor dallarının daha ön plana çıkmasını isterdim. Yani insanların taekwondoyu futbol gibi tanımasını, futbola gelen destekler kadar taekwondonun da ön planda olmasını çok isterdim.
Son olarak bize hayallerinden bahsedebilir misin?
Benim gibi çocuklara umut olmak istiyorum. Hasta veya spor yapmaktan korkan tesettürlü kızlara herkese umut olmak istiyorum. Biri bana bakınca Meryem, bu şartlarda spor yapabiliyormuş diyor. Birileri tarafından umut olarak düşünülmeyi çok isterim.