TÜRK YARGISI TARİHİ BİR SINAV VERDİ
Gerçekten çok önemli bir haftadayız. Bu haftanın bizler açısından ve Türkiye demokrasisi açısından çok önemli bir yer tuttuğunu belirtmem lazım. Biliyorsunuz ki 15 Temmuz kalkışması aslında FETÖ'cü hainlerin Türkiye'deki anayasal düzeni ortadan kaldırmak, milletimizin özgürlük ve barış içerisinde yaşadığı hayatı sonlandırmak bir taraftan da Türkiye'yi tabir-i caizse işgale açık hale getirmek için yaptıkları bir girişimdi. Bundan mütevellit o günün şartlarında milletimiz buna geçit vermedi. Tabi bu mesele sadece milletimizin iradesiyle kalmadı. Bir yönüyle de Türk yargısı da tarih yönünde çok önemli bir sınav verdiğini ifade edebilirim.
Burada yargılama sistematiğiyle baktığımızda biliyorsunuz ki her şeyden önce bu davaların üzerinde yoğunluklu olarak tüm uluslararası etki alanları ve denetimi olduğunu ifade edebilirim. Bu bakımda her şeyi hukukun ve hukukun çizdiği sınırlar içerisinde riayet ettiğini açıkça ifade edebilirim.
KARA PROPAGANDA SÜRECİ YÜRÜTÜLÜYOR
Uluslararası bağlamda bu davaların içeriğini boşaltmak sanki toptancı bir yargılamayla kişiler tutulmuş gibi ve bunlar nihayetinde neticesinde belli bir yargıya tutuluyor gibi bir kara propaganda süreci yürütülüyor.
Özellikle FETÖ'cülerin Amerika'da, Avrupa'da, Almanya'da bu yönde yaptıkları çok ciddi girişimler, yayınlar, kara propaganda süreçleri var. Bunlara mani olmak adına da biz aslında bu davaları tam anlamıyla usulü ve kuralları işleterek yürüttüğümüzü ifade etmemiz lazım. Bundan dolayıdır ki bu davaların içerisinde hiçbir savunmada savunma hakkını kullanan sanıklara dönüp herhangi bir kısıtlama getirilmeksizin dijital veriler de kullanılmak süratiyle herkes savunmalarını yaptı ve burada verilen çeşitli kararlarla birlikte ayrıca bu kararlar içerisindeki çeşitlilikle birlikte de bunlar ispat edilmiş oldu. Bu açıdan Türkiye'nin tarih açısından darbeyi ve darbecileri yargıladığı çok önemli bir tarihi süreci yaşadığını ifade edebilirim. Milletimiz bu anlamda millet elinde yapılan yargılamalar millet adına yapılan yargılamalarla da darbecilerden hesap sorulduğunu da ifade edebilirim. Bundan sonra darbeye asla geçit vermeyecek boyutlarda bir toplumsal bilinç belki medyadaki bu tür görüntülerle, çeşitli dijitalde ve sosyal anlamdaki hadiseleri aktivitelerle darbeye geçit vermeyecek toplumsal hafızayı oluşturmamız gerekiyor.
Özellikle darbe davalarından 289 davanın çok büyük ekseriyeti bitti, 280'nin üzerindeki dava yerel mahkemelerde karara bağlandı. İstinaf ve Temyiz mahkemesindeki yargı sürecindeki davalar devam ediyor. Sadece bazı davalar açısından örneğin borsa İstanbul davasındaki dosya esas bu işinde olan FETÖ'cü hainler bakımından dava kesinleşti, onaylandı ancak bazı er ve öğrenciler bakımından dosya bozuldu. Oradaki eksiklikler varsa bunlar giderilip tekrar bir yargılamanın yolunun açıldığını söyleyebilirim. Bu bize şunu da gösteriyor o uluslararası kara propagandaya malzeme verecek bu davaların aslında öyle değil tam hukukun evrensel prensiplerin çerçevesinde işletildiği ve sürecin yürütüldüğü açısından da önem arz ettiğini ifade edebilirim. Önemli bir kara propaganda ve özellikle askerler, öğrenciler, erler bunlar emir eridir dolayısıyla bunlara niye ceza verilir gibi çok haksız eleştiriler var.
Bu davaların içerisindeki kararların çeşitliliğine vakıf olmadan bu tür haksız ithamlarla davalar kirletilmeye çalışılıyor ve verilen kararlar itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor. Verilen kararların içerisinde her sanığın eylemi ve ne nispetle davaya oradaki hadiseye katılmışsa o değerlendirilerek, bireyselleştirilerek karar verildiğini ifade etmem lazım. Aksi halde bugün 140 civarındaki sanığın yargılandığı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü davasında 40'a yakın yargılanır kişi hakkında beraat kararı verildi ya da ceza verilmesine uygun olmadığına karar verildi. Unutmayalım bunların içerisinde çoğunun erlerin ve askeri öğrencilerin teşkil ettiğini unutmamız lazım. Ne toptan bir yargılamayla herkes mahkûm edildi ne de suçluların serbest bırakıldı bir yargılama oldu. Şehit yakını ve gazilerimizin bu beraat kararlarına çok ciddi ve haklı itirazları var.
Bir daha 15 Temmuz'a dönük bu tarz kalkışmaların olmaması açısından bu yargılamaların Türkiye tarihinden Türkiye'nin demokrasi mücadelesi açısından hayati öneme haiz olduğunu ifade edebilirim.