Yazarlar

Hüseyin Besli

Hüseyin Besli

atifhuseyin@gmail.com

Ruşen Çakır'a açık çağrı

Sevgili Ruşen

Sen de takdir edersin ki biz. 25 yıldır birbirimizi tanırız, biliriz.

Bu 'bilmek'e istinaden senden bir ricam var.

Tahmin ediyorum ki bu sıralar karışık duygular içindesindir, başın ağrıyordur, huzurun yoktur vs.

Ama eski yaşanmışlıkların hatırına ricamı geri çevirmezsin diye umuyorum...

Kuşkusuz sen iyi bir gazetecisin.

Öyle ki yeteneğin Amerikalılar, Almanlar, Norveçliler, İngilizler (listede niye Fransa ve Rusya yok anlamadım) tarafından da keşfedilmiş ki sana yatırım yapmışlar.

Buna karşılık ben yabancı dil bilmediğim gibi 'araştırmacı gazeteci' vasfına da sahip değilim.

Onun için, bi zahmet, benim adıma araştırır mısın?

Önce bir tespit:

Lehte, aleyhte konu üzerine kelam eden, kalem oynatan herkesin teslim edip söylediği gibi;

Tunus'ta darbeye giden yolu, dışardan destek alan medya mensupları açmıştır ve döşemiştir. Halen darbeci Cumhurbaşkanı'na destekleri devam etmektedir.

İmdi:

Vakti zamanında, bu medya mensuplarına, dışarıdan aldıkları destek hatırlatıldığında;

Onlar: "Ne var bunda. Çeşitli ülkelerden/yerlerden destek aldığımızı gizlemiyoruz ki, künyemizde yazılı, gerektiğinde de açıklıyoruz..." demişler midir?

2

Şu veya bu vesileyle, şu veya bu ülkeden yardım/destek/prim alan gazetecileri listelemeye kalksanız bunların hepsinin; Türkiye'de kendileri gibi Erdoğan düşmanlığı yapmayan, iktidarı zayıflatmak/devirmek için çalışmayan gazetecileri 'yandaş' diye yaftaladıklarını ve aşağılamaya kalktıklarını biliyoruz.

Yaftalamak ve aşağılamak ne hadlerine de meseleye mukayeseli bakıldığında 'yandaş'lara göre 'fondaş'ların daha akıllı (!) olduğunu bir hakkı teslim babında söylemek mecburiyetindeyiz.

Dediğim gibi ben 'araştırmacı gazeteci' değilim. Ama fonlananlar içinde nice 'araştırmacı gazeteci' var, onlar araştırabilir;

Ekonomik varlıklar ve imkanlar bakımından, fondaşları ve yandaşları tek listede sıralamaya kalkışsak (bir veya iki istisna dışında) liste kendiliğinden iki gruba ayrılır. Baştan itibaren fondaşlar sıralanır, onların tamamı bittikten sonra yandaşlar art arda dizilirler.

Gerçekten üzerinde düşünmek lazım. Listeyi bir türlü delemeyen bu yandaşlar bunca töhmete, yaftalamaya, ötekileştirilmeye, itibar suikastına ne için katlanıyorlar acaba?

3

Yabancı ülkeler/vakıflar/dernekler/kişiler tarafından fonlanan ve bunları savunan cenaha bir hatırlatmada bulunmak istiyorum.

Beyler, bayanlar, tabiatta ve dahi sosyal bilimlerde determinizm (nedensellik) diye bir ilke vardır bilirsiniz.

Yani benzer nedenler benzer sonuçları doğurur.

İmdi; Tunus'ta dışarıdan fonlanan gazeteciler bal gibi darbeye karışmışken; (Darbe için kullanışlı aparatlar olmuştur demek istemiyorum.)

Siz kendinizi hâlâ masum ve iyi niyetli olarak savunmaya devam mı edeceksiniz?

4

Bir de baktım ki;

Bu konu hakkında, bir zamanlar makam aracında Tayyip Erdoğan'ın solunda oturan, şimdilerde 'Erdoğan'ı indirme senfonisi'nde solist olarak aryalar söyleyen biri de yazmış.

Yazmış da, yaptığı/yazdığı safsatadan başka bir şey değil.

İnternete girdiğinde kolayca bulabileceği gibi safsata çeşitlerinden ikisini aynı anda işliyor bu arkadaş.

Birincisi; (Adam) Karalama Safsatası; İngilizce 'Argument Against The Man' diyorlarmış: Argümanın kendisi yerine argümanı ileri süren(in) kişinin karakteri ya da hareketleriyle ilişkilendirme...

İkincisi ise, 'Sen de' Safsatası. Buna da İngilizce 'Fallacy Of You Also' deniyormuş: Bir kişinin iddiası ve söyledikleri hareketleriyle çelişiyor diye iddianın yanlış olduğunu söylemek.

Ve hatta; 'çok ahlaksızsın' diyen birine, senin de gözlerin yeşil... demek gibi...

Not: Bu arkadaşla aynı gazetede yazan; yine geçmişte Ak Parti'den nimetlenen (nimetlenmeyi illa da maddi olarak düşünmek mecburiyetinde değiliz) bir başkası hakkında; 28 Temmuz Çarşamba günü Yeni Şafak Gazetesi'nde yayınlanan Ömer Lekesiz'in yazısını okuyabilirsiniz.

Hüseyin Besli Diğer Yazıları