Doğu Karadeniz Bölgesi´nde, asırlardır gelenek olarak yaşatılan yaylacılık, mayıs ayı ortalarında başlıyor. Hayvanlarıyla yaylalara göç edenler, yılın 4 ya da 5 ayını buralarda geçiriyor. Özellikle hayvanlarını otlatmak amacıyla yaylalara çıkanlar, buralarda kaldıkları süre içerisinde hem kış aylarında tüketecekleri süt ürünlerini elde ediyor hem de hayvanlarının tüketeceği otları biçiyor. Yaylada, ineklerin sütünden tereyağı ve peynir çeşitleri hazırlayanların kimi ürününü satarak geçimine katkı sağlarken kimi de ailesinin kış mevsimindeki yiyeceğini elde ediyor.
Hava sıcaklıklarının iyice azaldığını belirten yaylacılar, kış mevsimin yaklaştığını ve yüksek bölgelerde kar yağışının etkili olmasıyla dönüş yolunun kendilerine gözüktüğünü söyledi. Tonya ilçesine bağlı Kumanandoz Yaylası´nda yaylacılık yapan Nazire Köse, “Eskiden yaşlılarımız yürüyerek gelirdi yaylaya. Kelekler, çıngıraklar takılır, inekler süslenip çıkılırdı yola. Yollarda mola verilip yemekler yenirdi. Şimdi herkes biniyor arabalara, bir saatte çıkıyorlar yaylaya. Ben de böyle yürümeyi, göç etmeyi seviyorum, onun için köye yürüyerek göç ediyorum” dedi.
Süsledikleri hayvanlarıyla sabahın erken saatinde yola çıktıklarını anlatan yaylacı Fatma Beşel de, “Sabah saat sekiz gibi çıktık yola, hava güzeldir, yollardan hevesliğimizi alalım diye yürüme gidiyoruz. İneklerimizin püsküllerini takıyoruz, süslüyoruz, sonra da yola çıkıyoruz. Bu bir gelenek, bizler de bu geleneği elimizden geldiğince sürdürüyoruz” diye konuştu.