İzmir´deki Efes Antik Kenti´ne benzerliği nedeniyle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin ´Efes´i olarak bilinen, Doğu Roma İmparatorluğu´nun, sınırını Sasanilere karşı korumak amacıyla kurduğu Mardin´deki Dara Antik kentinde bulunan zindanlar ziyaretçi akınına uğradı. Her yıl binlerce kişinin ziyaret ettiği antik kentteki kilise, saray, çarşı, zindan, tarihi mozaikler tophane ve su bendi kalıntıları turistlerin ilgisini çekiyor.
´İnsanlar Güneydoğu için artık ön yargılarını yenmelidir´
Babil krallığının askeri garnizon şehri olarak bilinen Dara’da arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan tarihi yapıları ve ünlü zindanlarını gezmek için Ankara’dan Mardin’e gelen Sıla Selay, Güneydoğu turu kapsamında geldiklerini belirterek, Mardin’e adeta hayran kaldıklarını söyledi. Bir haftadır doğu turunda olduklarını belirten Selay, ´Adıyaman, Şanlıurfa, Mardin’e 2 günümüzü ayırdık. Bu taraflara herkesi bekliyoruz. İnsanlar artık ön yargılarını yenmelidir. Gayet güzel ve huzurlu bir ortam var. Buraya gelirken bende de ön yargı vardı. Tedirgin oldum. Arkadaşlarım yazın Doğuya mı? gideceksiniz dedi. Buraya gelince hiç öyle olmadığını gördük insanlar çok sıcakkanlı ve misafirperver. Tarihi yerler bizleri mest etti. Özelikle Dara´da bulunan zindanlar bizleri büyüledi ” dedi.
Dara antik kentinde rehberlik yapan Sinan Aba ise bu yıl geçen yıllara oranla turistlerin büyük ilgi gösterdiğini söyledi. Aba, ´Geçen yıl günlük 2 bin kişi ağırlayan Dara antik kenti ve zindanlarında bu yıl günlük 4 bin ziyaretçi rakamına ulaştı. Dara gittikçe önem kazanıyor ”şeklinde konuştu
Dara’da tarih fışkırıyor
Güneydoğu´nun Efesi olarak bilinen Dara antik kenti Mardin’in 30 kilometre güneydoğusunda bulunan Oğuz köyünde yer alıyor. Tarihte Yukarı Mezopotamya´nın en önemli yerleşim yerlerinden birisi olan Dara, İmparator Anastasius´un (491-518) girişimleriyle 505 yılında, Doğu Roma İmparatorluğu’nun doğu sınırını Sasanilere karşı korumak için askeri amaçlı bir garnizon kenti olarak kuruldu. Kaya içine oyulan yapılardan oluşan ve geniş bir alana yayılan Dara antik kentinin çevresi 4 kilometrelik bir surla korunmuştur. İç kale, kentin kuzeyinde ve 50 metre yüksekliğindeki tepenin üst düzlüğüne kurulmuştur. Kent içinde kilise, saray, çarşı, zindan, tophane ve su bendi kalıntıları halen görülebilmektedir. Ayrıca köyün etrafında tarihleri Geç Roma Dönemi’ne kadar giden mağara evler ve mezarlıklar bulunmaktadır.