Öğretmenler Günü'nde öğretmenleri hedef alarak bir skandala imza atan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözleri çok tartışıldı. Öğretmenler Günü'nde öğretmelere hakaret eden Kılıçdaroğlu, CHP grup toplantısındaki konuşmasında "Mevcut iktidarın peşinden giden öğretmen varsa, kimse kusura bakmasın ben ona öğretmen demem" demişti.
24 Kasım Öğretmenler Günü'nde öğretmenlerin siyasi tercihlerine göre meşru gruplar ya da gayrimeşru gruplar gibi ayrıştırılması büyük tepkilere neden oldu.
Peki, nefret dilini kullanarak çeşitli meslek gruplarında da aynı "ayrıştırma" politikasıyla karışımızda duran CHP neden bunu tercih ediyor?
Tacettin Kutay, tartışılan gündemi Kafa Konforu'nda değerlendirdi.
Devlet kendisini kurumlarıyla ortaya koyar. Devleti temsil eden kamu personelinin bir kısmını sürekli partikülize ederek, sistemden ayrı bir adammış gibi gören CHP;
Polislerimiz, imamlarımız, bekçilerimiz, öğretmenlerimiz ve son olarak "ordumuzu" tartışma malzemesi yaptı.
Türk milletine karşı, kamu kurumlarını baskılayıcı unsur olarak kullanan CHP'nin profiline baktığımızda şunu görüyoruz:
"Türk milletiyle kavgalı bir CHP
Milletle kavgalı bir CHP
Kamu kurumlarıyla kavgalı bir CHP
Devletle kavgalı bir CHP..."
Kurgu: Kerim Yıldırım kerim.yildirim@turkmedya.com.tr