Hayatımız boyunca değişen dönemlerde rollerimiz değişiklik gösterir. Siyaset arenasına baktığımızda durum benzerdir. Bir dönem muhalefettesinizdir bir dönem iktidarda. Bu rollerin dönüşümü bakımdan Cumhuriyet Halk Partisi çok zengin bir çeşitliliğe sahip.
"Bir dönem Cumhuriyet'in kurucusu altı okla birlikte o radikal pozitivist dönemdir. İkinci Dünya Savaşı öncesi yoğun Kemalist bir yorumlamayla. Daha sonrasında İsmet İnönü'nün o tek partili iktidarını görürüz. İkinci Dünya Savaşı sonrası Çok Partili Döneme giriş... Ve burada değişik bir muhalefet ancak bu muhalefeti tam olarak yapamayarak bir darbeye angaje oluş, 60 ihtilalinin bir parçası oluş. Sonrasında askerlerin yine iktidarı size devredişi.... Daha sonra 60'larla birlikte yükselen solun bir parçası olma, ortanın solu olarak ortaya çıkma.
Bülent Ecevit'le birlikte bir sol harekete dönüşme ve Sosyal Demokrat idealleri ortaya koyma. Ardından gelen 28 Şubat'la birlikte yeniden bir despotik yapının bir parçasına dönüşme. AK Parti iktidarından sonra ise "Eziliyoruz, mazlumuz, öldük, vatan satılıyor" gibi ulusalcıyız, yerliyiz milliyiz..." durumları... Ve şu anda da bir başka tarafa savrulma. "Demokrasi getir bize, Ey Amerika'ya" kadar evrilmiş bir çizgi.
Siyasal hayatı boyunca birden fazla rolü oynamış insanlar şuan da oynadıkları rolün ne olduğuna tam olarak karar veremedikleri zaman yalpalamaya başlıyorlar. Bir karar ver! Sen ezilen bir mazlummusun yoksa kimsenin seni eleştiremeyeceği bir muktedir misin? 3 dakika içerisinde 4 defa rolünü değiştiren bir kimse bırakın Türkiye siyasetini halı sahada bek oynayamaz!"
Kurgu: Kerim Yıldırım / kerim.yildirim@turkmedya.com.tr