10 Ağustos 1920 yılında I. Dünya Savaşı’ndan sonra İtilaf Devletleri ile Osmanlı Devleti arasında Sevr Antlaşması imzalandı. İtilaf Devletleri, 18 Ocak 1919’da yapılan Paris Barış Konferansı’nda Osmanlı Devleti´nin paylaşılması için ortak bir karar aldı.
Barış görüşmeleri için davet edilen Tevfik Paşa başkanlığındaki Osmanlı heyeti Paris’e gitti ve antlaşma müzakereleri başladı. Ancak antlaşmanın ağır koşulları Türk heyeti tarafından kabul edilmedi. Heyetin İstanbul’a dönmesinin ardından Yunanistan, 22 Nisan 1920’de Balıkesir, Bursa, Uşak ve Nazilli’yi işgal etti. Aynı zamanda Trakya topraklarına da asker çıkaran Yunan kuvvetleri Tekirdağ’a kadar ilerledi.
Yunanların bu ilerleyişi ile Osmanlı Devleti antlaşmayı kabul edeceğini açıkladı. Sevr Antlaşması´nın bazı önemli maddeleri şunlardı. Batı Anadolu ve Doğu Trakya Yunanlara verilecek Ege Adaları Yunanistan’a bırakılacak, Rodos ve On İki Ada İtalya’ya verilecek, Doğu Anadolu’da bir Ermeni Devleti ve güneyinde Kürdistan Devleti kurulacak.
Irak, Musul ve Arabistan İngiltere’ye verilecek Boğazlar, bütün ülkelerin gemilerine savaş zamanında dahi açık bulundurulacak.
Ayrıca Boğazlar on ülkeden oluşan bir Avrupa Komisyonu tarafından yönetilecek ve bu komisyonda Türk üye bulunmayacak. Osmanlı Devleti’nin bütçesi İngiliz, Fransız ve İtalyanlardan oluşan komisyon ile Düyun-u Umumiye İdaresi tarafından yönetilecek. Bu komisyonda Osmanlı üyeleri sadece danışman olarak yer alacak.
Kapitülasyonlar genişletilerek yeniden gündeme gelecek ve bütün azınlıklar bu ayrıcalıklardan yararlanabilecek Osmanlı Devleti’nde zorunlu askerlik kaldırılacak.
Ayrıca orduda ağır silahlar ve uçaklar kesinlikle bulunmayacak ve Osmanlı donanması İtilaf Devletleri’nin kontrolü altında olacaktı. Sevr Antlaşması, TBMM ve Padişah Vahdettin tarafından imzalanmadığı için hukuken geçersiz sayıldı. Bundan dolayın Sevr ‘ölü doğan antlaşma’ ya da ‘antlaşma taslağı’ olarak anılır.
Sevr belgesinde imzası bulunan Heyet üyeleri 23 Nisan 1924 tarihinde TBMM tarafından 150´likliler listesine eklendiler.