Başkomutan hazırlık emrini verdi! 10 yıldır aralıksız savaşan Türk ordusu artık düşmana son darbesini Büyük Taarruz´la vurmaya hazırdı...
Sakarya Zaferi´nin ardından Yunanlar Eskişehir-Afyon hattına kadar takip edilebilmişti
Çünkü o zamanki Türk ordusu gerek sayı itibarıyla gerekse lojistik imkanlar açısından hemen taarruza geçebilecek kuvvette değildi
Yunan ordusunun çözüldüğünü ve bu ordu ile Türklere adeta bir ölüm fermanı olarak sunulan Sevr Antlaşması´nı zorla kabul ettiremeyeceklerini anlayan İtilaf Devletleri zararın neresinden dönülse kardır anlayışıyla Türkiye ile anlaşma yapmaya çalıştı
Bu çerçevede İtilaf Devletleri Dışişleri Bakanları bir konferans düzenleyerek Türk ve Yunan hükümetlerine mütareke teklifinde bulundular
Bu teklife göre, anlaşma sağlanıncaya kadar üç aylık mütareke ilan edilecek, anlaşma sağlanamazsa mütareke tekrar uzatılacakt
Yunanlar bu teklifi derhal kabul etti, çünkü Türk ordusunun karşısında güç toplamak için vakit kazanacaklarını düşünüyorlardı
Türkiye ise mütareke için haklı bir şart ortaya koydu: Anadolu´nun boşaltılması!
İtilaf Devletlerinin bu şartı kabul etmemesi İtilaf devletinin amacının barışı sağlamak değil Yunan´a nefes aldırmak olduğunu açıkça ortaya koydu
TBMM´de ise Yunan ordusuna yapılacak olan taarruzun tartışmaları sürüp gidiyordu
Meclis´teki hararetli tartışmaların ardından 20 Temmuz´da Başkomutanlık Kanunu yenilendi
Taarruz için lojistik hazırlıklar tüm hızıyla devam ediyordu
Mustafa Kemal Paşa, Cephe Komutanı İsmet Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa ve Milli Savunma Bakanı Kazım Paşa ile görüşerek taarruzu Ağustos ayının sonlarında yapma kararı aldı
Düşman cephesi Marmara´dan Menderes´e kadar uzanıyordu ve teknolojik açıdan Türk kuvvetlerine üstünlükleri vardı
Türk ordusu ise elde kalan az ve kısıtlı imkanlarla vatanı savunmaya hazırlanıyordu
Taarruz öncesi bütün hazırlıklar büyük bir gizlilik içinde tamamlandı ve Türk ordusu taarruz hattına intikal etti
Yunan askerlerinin fark etmemesi için at ve katırların ayaklarına keçeler bağlandı
Ordu bütün yorgunluğuna ve imkansızlıklarına rağmen kısa sürede o bölgenin en yüksek tepesi sayılan Kocatepe´ye ulaştı
Büyük Taarruz 26 Ağustos 1922 Cumartesi sabahı saat 5.30´da topçu ateşiyle baskın biçiminde başladı
Mustafa Kemal Paşa´nın Kocatepe´den bizzat yönettiği taarruzun ilk günü Yunan cephesi yarıldı ve ertesi gün Afyon kurtarıldı
İki gün içerisinde Afyonkarahisar´ın 40-50 km. civarındaki bütün düşman müstahkem mevzileri ele geçirildi
Diğer yandan mağlup düşman kuvvetlerinin büyük bölümü 30 Ağustos´ta Aslıhanlar civarında kuşatıldı ve Dumlupınar´da yapılan meydan muharebesinde düşman ana kuvvetleri imha edildi, Yunan ordusu Başkomutanı General Trikopis de esir alındı
5 günde dağılan Yunan ordusunun geride bıraktığı manzara dehşet vericiydi
Meydan Yunanların kaçarken bıraktığı top, tüfek, erzak ve Yunan askeri ölüleriyle doluydu
Perişan hale getirilen düşmanın toparlanmasına imkan tanımamak adına Mustafa Kemal Paşa, 1 Eylül 1922 günü o meşhur emrini verdi
´Ordular ilk hedefiniz Akdeniz´dir! İleri...´
Türk ordusu Büyük taarruzda 2.318 şehit, 9.360 yaralı, 101 esir ve 1697 kayıp karşısında yok oluşa sürüklenen vatanı tüm imkansızlıklara rağmen kurtarmayı başardı!
30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun!
Kaynak: Türkiye Cumhuriyeti Tarihi I, Atatürk Araştırma Merkezi.