Antik mısırlılar, antik çağda zamanı ölçmek için güneş saatlerini kullanmış ve günü bölerek kullanan ilk toplum olmuşlardır. Güneş saati, düz bir yuvarlak içerisinde modern saatlerdeki gibi kısa çizgilerle bölünen ve ortasında gölgenin düşeceği şekilde hizalanan bir çubuktan oluşmaktadır.
Antik mısırlılar uzak bilimiyle de oldukça ilgili bir toplumdur. Günümüzde kullandığımız gece-gündüz kavramını belirlemek için gökyüzündeki yıldızlardan yararlanmışlardır. Hava karardığında 12 yıldızın belirli aralıklara gökyüzünde belirdiğini, hava aydınlandığında ise kaybolduğunu gözlemleyen Mısırlılar, sabah ve akşamı bu yıldızlar aracılığıyla 12 saat olarak belirlemişlerdir. Bu şekilde bir günün 24 saat olduğunu da kanıtlamışlardır.
Babil'in zamanında Sümer'lerden gelen 60'lık sayı sistemi ve 60'ın bol böleni olan en küçük sayı olması gibi kesinleşmemiş bir bilgi mevcut. Diğer bir bilgi ise avucun başparmak hariç diğer bütün parmaklarını oluşturan üç boğumun toplamının 12 etmesi ve diğer eldeki 5 parmakla yapılan hesaplamaya dayanıyor.
Günün 24 saat olması okul, iş, sosyal hayat ve uyku açısından hiçbirimize yetmiyor gibi gelebilir. Birini kısmak zorunda kalıyoruz ve bu genellikle uyku oluyor. Birçok kişi günün 24 saatle sınırlandırılmaması ve 48 hatta 72 saat olması gerektiğine dair sosyal medyada paylaşımlar yapıyor.