15 Temmuz'da tıpkı 27 Mayıs'ta yaşadığımız bütün darbe ve darbe denemelerinde olduğu gibi bir batı darbesiydi şüphesiz ki. Servis operasyonuydu. Türkiye'de FETÖ üzerinden yapıldı. Her dönem darbe ya da darbe girişimlerini besledikleri, büyüttükleri bir takım cuntalar üzerinden gerçekleştiriyorlardı. Bu defa adı FETÖ'ydü. Dolayısıyla da darbe ve işgal girişiminin arkasından bugün bizim müttefik gibi gördüğümüz ülkeler vardı.
Bunun en somut göstergesiyse şu; Önümüzde üçyüze yakın davalar var. Bu davaların hemen hemen tamamının en üst sıralarda yargılanan veya gıyabında yargılanan isimleri firari konumda. Neredeyse hepsi bizim müttefik dediğimiz ülkelerde ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşıyorlar.
Tamamı için başta Fethullah Gülen hakkında bir iade talebimiz ortada. Çok önemli bir kısım ile ilgili olarak Interpol müracatlarımız ortada. Hepsini bir daha bir daha istiyoruz. Ne cevap alıyoruz dersiniz, sıfır.
Bize bu darbenin gösterdiği şey şu. Bu servisler her zaman ayaktalar, her zaman Türkiye'ye karşı operasyon için fırsat kolluyorlar. Bizim kendi milli duruşumuzu muhafaza etmemiz gerekiyor.