Şenol Güneş maçtan önceki basın toplantısında, “Kuralar çekildiğinde grubun favorisi gösterilen takımla oynayacağız. 3 puan alırsak süper, 1 puan da iyi” mealinden laflar etmişti. Biz de buna binaen daha kontrollü ve rakibin hatasını kollayan bir Beşiktaş bekliyorduk. Ama öyle olmadı.
Maç başlar başlamaz Beşiktaş taraftarın da gazıyla Monaco kalesini ablukaya aldı. İlk 6 dakikada 3 korner kullandı, 14. dakika itibariyle de yüzde 80’e 20 topla oynama ezici bir şekilde Beşiktaş lehineydi. Bu bölümde Beşiktaş adına her şey mükemmel gibi görünse de forvette Cenk çok yalnız kaldı, Kamil Glik ve arkadaşları da onu savunmakta zorlanmadı.
Sonra ilk şoku atlatan Monaco toparlandı, tehlikeli de gelmeye başladı. Ancak bu bölümde de Beşiktaş adına Adriano, Tosic, Pepe ve Tolgay harika iş çıkardı. Özellikle Adriano, Hızır gibi her yere yetişti.
Ve son bölümde yine Beşiktaş fırtınası esmeye başladı. Oğuzhan, Cenk, Quaresma, Gökhan Gönül çok net fırsatları harcadı. Beşiktaş’ın bundan önceki maçlarda en belirgin özelliği: “Yakaladığını atmasıydı.” Ama dün öyle olmadı. İlk 45 dakikada sadece bir tane atabildi, onda da hakeme takıldı. 42’de Quaresma’nın pasında Cenk Tosun ofsayt değildi ancak Babel’in ağlara giden vuruşunda ‘Yabancı hakemlerin de en az bizimkiler kadar futbola yabancı’ olduğunu gördük. Öyle kritik bir golü geçerli saymadı ki, Beşiktaş hemen akabinde yaptığı tek savunma hatasından gol yiyerek soyunma odasına mağlup gitti. İkinci yarının başlangıcı da yine ilk yarıdakinin kopyasıydı. Baskı fırsatları, fırsatlar penaltıyı, Cenk de eşitliği getirdi. Sonrasında gecenin en iyilerinden Quaresma’nın topu boş kaleye gönderememesi şanssızlıktı.
Beşiktaş için ‘Kolay’ yorumları yapılan dün geceki maç bana göre Kartal’ın gruptaki en zor mücadelesiydi. Zira ‘Eşik’ maçlarının stresi her zaman normal performansı bile aşağıya çekme riski taşır. Kartal bu sancılı eşiği atladı yeni ufuklara yelken açtı. Yolu açık olsun.