Derbinin ilk 20 dakikasında Fenerbahçe deplasmanda olmasına rağmen önde pres yaptı. Bunun sonucunda ev sahibi Galatasaray’ın pas akışı kesildi. Sürekli olarak Muslera’ya geri paslar yapıldı. Ancak bu bölümde Fenerbahçe golü bulamayınca oyun üstünlüğü yavaş yavaş Galatasaray’ın eline geçti. Galatasaray zaten kendi evinde bu karakteristik oyun yapısına sahip... Rakip kim olursa olsun 15-20 dakikalık bölümden sonra ipleri eline alıyor. Ancak onlar da tıpkı Fenerbahçe gibi tabelayı değiştiremedi. Burada da kaleci Altay ön plana çıktı. Gerçekten de ilk 45 dakikalık bölümde en iyi performansı sergileyen isimdi.
“Dünya derbisi” deniyor ama ezeli rekabetin ilk yarısında gerçekten de futbol kalitesi yerlerdeydi. Bu hafta Süper Lig’de oynanan herhangi bir mücadeleden daha fazla zevk alabilirdiniz.
İkinci yarıda oyun üstünlüğü tamamen Fenerbahçe’ye geçti. Galatasaray’da anlamadığım bazı noktalar var. Babel sol açık ama serbest adam gibi oynuyor. Feghouli sağ açık ama o da serbest oynuyor. Bu durumda arkalarındaki bekleri adeta öldürüyorlar! Çünkü bütün kulvarı bekler kat etmek zorunda kalıyor. Nagatomo ve Mariano’nun düşüşünün sebebi de bu.
Son dakikada Kruse’nin kafası ağlara gitse F.Bahçe kazanabilirdi. G.Saray Teknik Heyeti, Falcao’yu geçen haftaki Malatya maçında son anlarda oyuna almıştı. Ben de “Adam maç başı para alsın diye mi bu dakikada oyuna sokuluyor?” demiştim. Bu sefer de benzer bir anlamsızlık Fenerbahçe’den geldi. F.Bahçe, resmen tek kale oynarken sol bek Hasan Ali’yi son dakikalarda oyuna sokmak nedir! Futbolun amacı puan mı? Taktik mi? Yoksa futbolcuya para kazandırmak mı? F.Bahçe bilhassa orta sahada genel olarak ağırlığını koyduğu bir maçı geride bıraktı. 11 yabancılı G.Saray’a karşı 4 Türk oyuncuyla çıktı. Demek ki Türk futbolculara daha fazla değer vermek gerek... Sonradan oyuna sokulanlar da Türk’tü... Maç başında bana “Nasıl biter?” diye soranlara “Beraberlik” demiştim. Takımlar da aynı yanıtı verdi.