Derbiden hemen önce Manchester City-Liverpool maçı futbolla ilgili tüm duyguları tatmin etmiş, gözler parmakla sayılacak birkaç maç dışında hep kör dövüşüne dönüşen Fenerbahçe-Galatasaray maçına dönmüştü.
Aslında geneline bakıldığında beklendiği gibi oldu... Bu maç da heyecanı, temposu düşük maçlar arasında yerini aldı.
Detaylara gelirsek...
İsmail Kartal ile iyi bir ivme yakalayan, psikolojik üstünlüğü günler öncesinden ele geçiren Fenerbahçe, Torrent'in "Topu rakibe verme" taktiği nedeniyle oyun üstünlüğünü de maçın başında ele almıştı.
Galatasaray, Sarı-Lacivertlilerin ön alanda iyi baskı yapan isimlerinin de etkisiyle maçın ilk 20-25 dakikasında oyun kurmakta çok zorlandı. Bu yüzden Gomis'ten, Kerem'den çok Muslera topla oynadı. Orta sahadaki Cicaldau, Taylan ve Berkan'ın sorumluluktan kaçan tavrı yüzünden takımı atağa kaldırma görevi Marcao'ya kalmıştı. Takımın hücuma dair net bir planı yoktu!
Durum o kadar vahimdi ki, Sarı-Kırmızılılar'ın kaleyi bile bulmayan ilk şutu 30. dakikada geldi.
Fenerbahçe'nin attığı ilk golde, ceza sahası içinde bulunan Taylan'ın alan kontrolü yapmaması, Berkan'ın ise bütün gollerini içeri katederek atan Zajc'ı takip etmemesi bu takımın orta sahası olamayacakların kanıtı gibiydi. Yani koca Galatasaray saç baş yolduran orta sahadaki bu kalitesizliğe bir sezon boyunca çözüm bulamadı, bulsun diye alınan Pulgar, Erasmus'la İstanbul'a gezmeye gelmiş öğrenciye döndü!
Hakem de tercih haklarını ev sahibinden yana kullandı. Özellikle ikinci gol öncesi Serdar Dursun'un Taylan'a yaptığı hareketi es geçen Atilla Karaoğlan, ilk yarıda benzer bir pozisyonda Marcao'ya sarı kart verdiğini unutmuştu.
Çaresiz futbola rağmen Torrent, en büyük zaafı olan oyuna geç müdahale huyundan bu maçta da vazgeçmedi. Zaten rakibine oranla oyunu değiştirme özelliği sınırlı olan yedeklerini yine geç oyuna sürdü. "Gelecek yıl takımda kalmalı mı?" tartışmalarına da böylece son noktayı koymuş oldu!
Fenerbahçe'de Kim Min-Jae, Zajc, İrfan Can ve Osayi fark yaratan isimlerdi... Not edilmesi gereken bir başka isim ise Mert Hakan'dı! ki ezeli rakibinin formasını da giyen bu kadar futbolcu geldi, geçti... Hâlâ saygıyla anılıyorlar... Mert Hakan, 'antipatik' olmak için özel çaba sarf ediyor gibi!