Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın kendi halkına ve birçok dilde dünyaya ‘yalan haber’ servis ettiği ‘kamu radyosu’ da propagandayı becerememiş.
‘Öldürülen Azerbaycan askerleri’ haberi yapması talimatı alan sözde editör, eline bir görüntü de verilmeyince, ‘google’dan ‘Azerbaycan’ ve ‘asker’ kelimeleriyle arama yapmış; önüne gelen ilk fotoğrafı ‘haber’e yapıştırmış.
Haliyle, “Azerbaycan için askere çağırsalar, gider savaşırım” dediği için bugünlerde haber olan müzisyen Serdar Ortaç’ın ‘bedelli askerlik fotoğrafı’ olduğundan habersiz!..
Üstelik aynı herzeyi, Türk oyuncu Aras Bulut İynemli’nin askerlik hatırası fotoğrafıyla da yemişler daha önce!
Bu konuda Yunanistan’ın da hakkını yememek lazım.
Onlar da ‘foto-montaj’la Oruç Reis araştırma gemisini Akdeniz’den attıklarını Yunan halkına bir güzel ‘yedirmeye’ çalışmışlar önceki gün.
Hem de devlet televizyonundan!
Yalancı olmak için ‘ahlaksız olmak’ yeterli.
Ama iyi yalancı olmak ‘zeka’ da gerektirir.
‘Ahlak’ ise ‘yalan’a değil, ‘hak’ ve ‘adalet’e dayanmayı zorunlu kılar.
Onun için Türkiye’de insanlar kendilerini, kurucu lider Atatürk’ün ‘zeki, çevik ve ahlaklı’ ifadesiyle tanımlarlar.
Bu üç özellikten ancak birine sahip olmak, ‘felaket’ olarak yeterlidir...
PATRİK, MARKAR’I HARİKA UĞURLADI
AKŞAM yazarı sevgili Markar’ı dün ebediyete uğurladık.
Cenaze töreninde Türkiye Ermenileri 85. Patriği Sahak Maşalyan’ın yaptığı konuşma ‘tarihi’ nitelikteydi.
Önce Markar’ı tanımladı: “İlk tanıdığımda 25 yaşındaydı. İlk izlenimim içten, doğal ve samimi nezaketiydi. Tanıyan herkes onun kibarlığına ve centilmenliğine tanıklık edecektir.”
Sonra hayatının kritik noktalarını işaret etti:
“Dükkanının küçük ama güvenli ortamını bırakıp gazeteciliğin fırtınalı denizlerine atıldı. Köklü dönüşüm yaşayarak, siyasi tercihlerini sol cenahtan sağa doğru kaydırdı, bu da kendi camiasında yoğun eleştirilere neden oldu.”
“Markar, 1400 yıldır Müslümanlarla birlikte yaşama tecrübesi olan Ermeni halkının bir üyesi olarak ve yüzyılın bilgeliğini özümseyerek durulması gereken en doğru siyasi duruşu benimsedi.”
Ve ‘millet-i sadıka’yı ‘herkes için’ tanımladı:
“Mensubu olduğu vatanı kutsal görmek, sadakatle devletine, milletine hizmet etmek, üzüntü ve tasayı aynı bayrak altında yaşamak ve birlikte mutlu bir ülke oluşturmak ülküsünü benimsedi. Bu topraklarda Milleti Sadıka olmanın özü ve anlamı budur. Bu sadece Ermenilerin değil, tüm ülke vatandaşlarının paylaşması gereken en doğal duruş ve seçimdir.”
Sözü güncele getirdi:
“Ermenileri tanımayan ya da yanlış tanıyanlar Markar’da çağlar boyu bu ülkeyi öz vatanı benimsemiş ve onun refahı için çabalayan dost ve kardeş, mert ve cesur Ermeniyi tanıdılar. Bu günlerde Markar gibi, Ermeniler ve Türkler, Azeriler arasında dostluk köprüleri kuracak o mübarek insanlara ekmek, su gibi ihtiyacımız var.”
Kilisede kendisini dinleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’a da teşekkür ederken, şöyle hitap etti:
“Karabağ çatışmasının bu en sıcak günlerinde bir Ermeni kilisesinde acımızı bizimle paylaşmanız anlamlı mesajlar içermektedir.”
“Kafkaslar’daki bu üzücü savaş bir din savaşı değildir. Hatta Ermeni ve Azeri milletlerinin de savaşı değildir. Bu esasında bir toprak mücadelesi ve emperyalist aklın halklar arasında bıraktığı çözülmesi zor bir düğümdür.”
“Savaşlar ve çatışmalar yüzlerce yıl dostluk içinde yaşama tecrübesi olan komşu halklar için ayrıntılardır. Asıl olan birlikte oluşturulacak kalıcı dostluk havzalarıdır. Bunun oluşmasında Türkiye’nin ve sizin şahsi girişimlerinizin değeri ve önemi tartışılmazdır. Savaşın kara bulutlarının dağıtılması için Rabbim sizi barış ve selamet elçisine dönüştürsün.”
Amin...
İNCE ‘MAKASLA’ KESMEKLE ÇIKMAZ
CHP Genel Merkezi, önceki gün vefat eden Sözcü yazarı Bekir Coşkun’un cenaze törenine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla ilgili fotoğraf paylaşırken, görüntüden Muharrem İnce’yi keserek çıkarmış.
Muharrem İnce, 1995’ten bu yana CHP’de il başkanlığı, milletvekilliği, TBMM Grup Başkanvekilliği, genel başkan yardımcılığı ve Cumhurbaşkanı adaylığı yapmış bir isim.
Fotoğraftan kesip çıkarmayla parti içinden ve tabanından da çıkarılmış oluyor mu?
Pek emin değilim.
AKŞENER’E SÜRPRİZ OLMAZ
İyi Parti’de (İP), eski Genel Başkan Yardımcısı Prof. Ümit Özdağ’ın partinin İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’ya yönelik “FETÖ’cü” iddiası ile başlayan tartışma büyüyor.
Çünkü;
Özdağ, Kavuncu’nun Kazakistan’daki FETÖ işadamı derneğinin başkan yardımcılığını işaret etmesine rağmen, parti içinden Kavuncu’yu savunanlar bu konuya ‘girmemeye’ özen gösteriyorlar.
Genel Başkanı Meral Akşener’in de sorulara karşılık ‘süt hayvanı besiciliğinin sorunları’nı anlatması tatmin edici değil.
Medyada yer alan “Kavuncu’yu MİT ve MSB’ye sorduk, kayıt olmadığı bilgisi geldi” notu da doğrudan parti yetkilileri tarafından açıklanmıyor; nedense ‘isimsiz kaynaklar’ olarak basına veriliyor.
Özdağ da, bu yanıttan ‘tatmin olmadığını’ açıklamıştı.
Kavuncu da suç duyurusunda bulundu. Şimdi Özdağ bildiklerini savcıya anlatacak.
Benim kanaatim, Akşener Kavuncu’yu parti yönetimine getirirken ne yaptığını biliyordu. Özdağ’ın savcıya anlatacakları sürpriz olmayacak.