Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay: Kur dalgalanmaları Türkiye'nin kaderi olamaz

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 'Kapsayıcı bütçe politikalarımızı sürdüreceğiz. Kur dalgalanmaları Türkiye'nin kaderi olamaz, olmayacaktır.' dedi.

AA

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Orantısız fiyat artışları ve kur dalgalanmaları Türkiye'nin kaderi olamaz, olmayacaktır." dedi.

AA'nın haberine göre Oktay, TBMM Genel Kurulunda, Cumhurbaşkanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşların 2022 yılı bütçelerini sundu.

Vatandaşların refahını artırmak için var güçleriyle çalışmaya devam edeceklerini söyleyen Oktay, uygulayacakları politikalarla işletmelerin yatırım maliyetlerinin azaltılacağını, ayrıca üreticinin destekleneceği paketlerle sağlıklı büyüme yapısına ilave katkı sağlayacaklarını dile getirdi. Oktay, hızla gerçekleştirecekleri ilave istihdama destek paketinin yanı sıra inovasyonu, yerli tasarım ve üretimi destekleyen teşviklerle üreticinin yanında olmaya devam edeceklerini belirtti.

Bütçenin gelir performansının artmasının eleştirildiğini aktaran Oktay, "Her daim olduğu gibi dezavantajlı kesimleri de gözeten kapsayıcı bütçe politikalarımızı sürdüreceğiz. Tüm adımlarımızı serbest piyasa ekonomisi ve finansal serbesti ilkesiyle tam uyumlu şekilde atacağız." diye konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti'nin, köklü ve itibarlı geçmişiyle küresel ekonomiye tam entegre bir ülke olarak yerli ve yabancı tüm yatırımcıya güven tesis etmeye devam edeceğini belirten Oktay, "Bu genel şiarımızı zedeleyecek herhangi bir uygulama söz konusu olamaz." dedi.

Oktay, Türkiye ekonomisinin, güçlü bankacılık sektörü ve hızla büyüyen banka dışı finansal kesimiyle yeni dönemde hedeflerine uygun olarak yatırım, üretim, ihracat ve istihdam artırıcı faaliyetleri finanse etmeye devam edeceğini vurguladı.

Tam bağımsız ekonominin ruhuna uygun olmayan, tüketim artırıcı, yatırım ve üretime hizmet etmeyen alanlarda kredi genişlemesini de arzulamadıklarını vurgulayan Oktay, bu anlamda finansal kapasitenin kullanılmasında yatırımları önceliklendireceklerini bildirdi.

"Orantısız fiyat artışları ve kur dalgalanmaları Türkiye'nin kaderi olamaz, olmayacaktır." diyen Oktay, sanayi kapasitesini hızla geliştirirken enerji ve ara malı gibi alanlarda döviz ihtiyacını azaltacak adımları birer birer hayata geçireceklerini, üretim ve istihdamı daha ileriye taşıyacaklarını anlattı.

"EMEK ÜRÜNÜ MAHSULLERE BİLE SAYGISI OLMAYAN, ŞOV ODAKLI BİR ZİHNİYET"

Daha önce tam bağımsız politikaları hayata geçirme yönünde verdikleri gayretlerde CHP, İYİ Parti ve HDP'nin milli bir çaba ile destek verdiğine şahit olmadıklarını belirten Oktay, şöyle konuştu:

"Bu tercihimizi de ne kadar anlatırsak anlatalım, kulaklarınızın kapalı olduğunu biliyoruz. İşte CHP'nin ülkeyi yönetme şeklinin bir mizansenini gördük burada. Şov yapma uğruna kürsüde portakalları yere dökerek, şov bitince de toplayarak emek ürünü mahsullere bile saygısı olmayan, şov odaklı bir zihniyet. Önce döken sonra toplamaya çalışan klasik CHP. Önce kırıp döken, inkar eden sonra helalleşmeye çalışan klasik CHP. Gerçi diğer ortaklar da çok farklı değil. Siz burada şov yapmayla uğraşadurun, şimdi anlamasanız da savunma sanayi atılımlarımızda, Türkiye'nin Otomobili TOGG'da ve Kovid-19 ile mücadelemizde olduğu gibi ekonomik bağımsızlık mücadelemizin değerini de yaşayarak öğrenecek ve anlayacaksınız."

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile millete sunulan hizmetlerin kalitesini her alanda sürekli yükseltmeye çalıştıklarını dile getiren Oktay, şunları kaydetti:

"Biz bu yönde tüm kurumlarımızla ciddi çabalar verirken, karşımızda biz ne dersek tam tersini savunmayı adet edinmiş, 'iyi' dediğimize 'kötü', 'kötü' dediğimize 'iyi' demekten başka bir şey üretemeyen bir zihniyet var. Şimdi sayısı 750'yi aşkın savunma sanayii projemizden, bir ilk olan Albatros Sürü İnsansız Deniz Aracı Projemizden, uçuş testini başarıyla geçen SONDA roketimizden, Yeni Nesil Muhabere Elektronik Taarruz Sistemimiz SANCAK'tan, AKINCI'dan, AKSUNGUR'dan bahsetsem; siz her zaman yaptığınız gibi 'ama sarayın uçağı' diyeceksiniz. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi'nin 'yapay zeka, büyük veri ve siber güvenlik' alanında önemli adımlarını anlatsam, oluşan ekosistemin istihdama, kalkınmaya etkisini anlatsam, siz yine 'sarayın bütçesi' diyeceksiniz.

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi'nin yalnızca geçen yıl, ABD'den Almanya'ya, Japonya'dan Fransa'ya vesile olduğu katma değerli dış yatırımlardan bahsetsem, siz yine 'Birleşik Arap Emirlikleri', yine 'Katar' diyeceksiniz. İstanbul Finans Merkezi projesini, İnsan Kaynakları Ofisi'nin gençlere desteklerini, Diyanet İşleri Başkanlığının din hizmetlerinin yanı sıra toplumsal barışa sunduğu katkıları anlatsam, siz yine 'savaş bütçesi', 'güvenlik bütçesi' nakaratını tekrar edeceksiniz. Bu bütçede milletimizin neye ihtiyacı varsa gelecek tahayyülü neyi gerektiriyorsa Türkiye için en gerekli neyse o var. TBMM kürsüsüne çıkıp çete üyesi gibi 'şunun ahı var, bunun ahı var' diye sayan hatibin nefret dilinin aksine milletimizin duası, desteği ve hüsnükabulü var."

"HER TÜRLÜ HAKARETİ EDİP SONRASINDA SESSİZ KALMAMIZI BEKLEYEMEZSİNİZ"

Bu sırada bazı CHP milletvekillerinin tepki göstermesi üzerine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Hiç kimseye hakaret ettiğim yok, kullanılan ifadeleri biliyorum. Cevaplarına dayanamayacaksanız, o ifadeleri kullanmayacaksınız. Burada her türlü hakareti edip sonrasında sessiz kalmamızı bekleyemezsiniz." karşılığını verdi.

Tartışma üzerine araya giren TBMM Başkanvekili Celal Adan, "Dünyayı ters döndürseniz, buradaki hiçbir konuşmacının konuşmasını kesmem." dedi.

Daha sonra konuşmasını sürdüren Oktay, bütçeleri görüşülen, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, İletişim Başkanlığı, Milli Saraylar, Savunma Sanayi Başkanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatının, millete ait ve yalnızca milletin çıkarı için çalışan kurumlar olduğunu söyleyerek, "Millette biraz karşılık bulmak istiyorsanız, elinizi vicdanınıza koyar bu kurumlarımızın başarılarıyla milletimizle birlikte gurur duyarsınız." ifadesini kullandı.

Oktay, Cumhurbaşkanlığına bağlı 7 başkanlık, 4 ofis, 9 politika kurulu ve Genel Sekreterliğin, bakanlıklar ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin etkin politika tasarlama ve uygulama mekanizmalarını oluşturduğunu anlattı.

Cumhurbaşkanlığı politika kurullarının, ilgili kurum ve kuruluşlarımız ile iş birliği içinde yalnızca 2021 yılı içinde tüm karar alma mekanizmalarımıza yol gösteren 75 rapor ve politika belgesi hazırladığını aktaran Oktay, 19 politika dokümanının ise hazırlığının sürdüğünü bildirdi.

"DİJİTAL DÖNÜŞÜM OFİSİ DİJİTALLEŞMEDE ÖNCÜ ROL ÜSTLENİYOR"

Fuat Oktay, Dijital Dönüşüm Ofisi'nin, büyük veri, siber güvenlik, e-Devlet kapısı ve yapay zeka alanındaki çalışmalarına her geçen gün yenisini ekleyerek dijitalleşmede öncü rol üstlendiğini söyledi.

Dijital Dönüşüm Ofisi'nin, 2022'de, kamunun elindeki verinin analiz edilerek karar alma süreçlerinde kullanılması yönünde yerli ve milli "Büyük Veri" çalışmalarına değinen Oktay, Dijital Dönüşüm Ofisi'nin yeni yılda e-Devlet kapısına "mobil cüzdan" eklentisinin yanı sıra iki faktörlü güvenlik doğrulaması seçeneği ile güvenliğin artırılması ve kullanıcı dostu dijital kamu hizmetlerinin zenginleştirilmesi, Ulusal Yapay Zeka Stratejisi doğrultusunda 2021-2025 Yapay Zeka eylem planlarının hazırlanması ve Yapay Zeka Portalı'nın kullanıma açılması, KKTC Veri Merkezi projesi ve e-KKTC iş birliği gibi çalışmaları hayata geçireceğini bildirdi.

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi'nin, topyekun bağımsız ekonomi tercihi yönünde, Türkiye'nin döviz harcamasını azaltacak katma değerli yatırımları ülkeye kazandırdığını dile getiren Oktay, şöyle konuştu:

"Ofis yatırım portföyünde bulunan yatırımların yüzde 13'ü doğrudan Ar-Ge ve tasarım merkezi yatırımlarından, yüzde 41'i tedarikçisini geliştirme potansiyeline sahip, teknoloji yoğun ve yüksek katma değerli üretim yatırımlarından ve yüzde 31'i ara malı ithalatının yüksek olduğu sektör ve ürün gruplarında ithalat bağımlılığını azaltmaya yönelik yatırımlardan oluşuyor. Otomotiv, kimya, ilaç ve elektronik gibi orta yüksek ve yüksek teknolojili sektörleri içeren projeler, nitelikli istihdam sağlamasının yanı sıra ülkemizin dışa bağımlılığının azaltılması için de son derece önemli. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, 2022'de Türkiye Uluslararası Doğrudan Yatırım Stratejisi'ndeki eylemleri hayata geçirecek, yatırımcı için güvenli liman Türkiye'nin dış yatırımcıya açılan kapısı olmaya devam edecek."

"CUMHURBAŞKANLIĞI FİNANS OFİSİ, FAALİYETLERİNİ MALEZYA VE İNGİLTERE'YE YAYMAYI PLANLIYOR"

Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi'nin, finansal altyapının daha verimli bir yapıya kavuşturulmasına katkı verdiğini aktaran Oktay, "Ofis bünyesinde takip edilen İstanbul Finans Merkezi projesi, finansal ağırlık merkezinin coğrafi olarak değiştiği dönüşüm sürecinde, bankacılık ve banka dışı finans kurumları, finansal yatırım ve portföy yönetim şirketleri gibi geniş bir yelpazedeki finansal kuruluşları bünyesinde barındıracak, İstanbul'u uluslararası bir finans merkezi haline getirecektir. Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi, 2022'de, yurt dışı faaliyetlerini Malezya ve İngiltere'ye yaymayı, katılım finans alanında yeni stratejik ortaklıklar kurmayı planlıyor." dedi.

Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi'nin ise beşeri sermaye kapasitesinin gelişimi ve doğru mesleklere yönlendirilmesi konularında tüm kurumlar ve üniversitelerle ile iş birliği içinde çalıştığını kaydeden Oktay, ofisin, 2022'de genç istihdamına yönelik kariyer ve staj programları, kamu personeli eğitimleri, yetenek avcılığı ve geleceğin meslekleri gibi konular üzerine yoğunlaşarak insan kaynağına değer katmayı sürdüreceğini belirtti.

Diyanet İşleri Başkanlığının, İslam dininin inanç, ibadet ve ahlak esaslarıyla toplumu ve insanlığı aydınlatma sorumluğuyla çalışmalarını yürüttüğünü belirten Oktay, Diyanet'in, 2022'de mevcut faaliyetlerinin yanı sıra Müslümanların, hayatın farklı alanlarında karşılaştığı problemlere çözüm aramak amacıyla "iktisadi hayat ve sağlık", "sosyal hayat", "güncel inanç problemleri" çalıştayları ve "ibadet hayatı" ile ilgili konuların ele alınacağı "Güncel Dini Meseleler Buluşmaları" düzenlemeyi de planladığını bildirdi.

Oktay, Diyanet'in, 2022'de kullanıma sunulmak üzere, dil ve üslup olarak okunması ve anlaşılması kolay; okuyucuyu düşünmeye ve tefekküre yönlendiren yeni bir Kur'an meali hazırlıklarının sürdüğünü açıkladı.

"İLETİŞİM BAŞKANLIĞI, TÜRKİYE'NİN YÜZÜ VE SESİ HALİNE GELDİ"

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının, devletin stratejik iletişimi konusunda kamu diplomasisi dahil Türkiye'nin yüzü ve sesi haline geldiğini belirtti.

Başkanlığın, gelecek yıl Türkiye'nin her alanda nitelikli temsilini sağlamak için proje ve faaliyetlerine devam edeceğini söyleyen Oktay, kamu kurumlarında gerçekleştirilen yazılı çeviri faaliyetlerinin daha verimli hale getirilmesi için "Çeviri Takip Platformu" projesi başlatıldığını, projenin, 2022'de tamamlanmasının hedeflendiğini aktardı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Doğu Akdeniz'de ülkemizin ve KKTC'nin meşru hak ve menfaatlerine zarar verecek hiçbir adımı karşılıksız bırakmayız." dedi.

Savunma Sanayi Başkanlığının, milletin emniyet ve refahını garanti altına almak hedefiyle güvenlik güçlerinin teçhizatlarının yerli ve milli imkanlarla sağlanması ve ekonomiye katma değer oluşturulması için öncü rol üstlendiğini söyleyen Oktay, yalnızca 2018'den bu yana yurt dışından almak yerine yerli imkanlarla üretilen savunma ürünleri sayesinde, 20 milyar doların üzerinde tutarın Türkiye'de kaldığını, döviz harcamasının önüne geçildiğini ifade etti.

Milli imkanlarla geliştirilen taarruz helikopteri ATAK'ın, geliştirilmiş FAZ-2 versiyonunun teslimatlarının sürdüğünü dile getiren Oktay, "GÖKBEY helikopterlerimizin prototipleri üretiliyor ve test ediliyor. OMTAS tanksavar silahı ile donatılmış olan KAPLAN gibi kara araçlarımız ve sayamadığım pek çok sistem gerekli testlerin ardından hizmete alınıyor." diye konuştu.

Yeni tip denizaltıların inşasının devam ettiğini, test ve eğitim gemisi hizmete alınırken insansız hava aracı konuşlandırılacak şekilde uyarlanan ANADOLU gemisinin tamamlanma aşamasında olduğunu bildiren Oktay, "Türkiye'nin, dünyada ABD, Rusya ve Çin gibi 5'inci nesil ve ötesi bir muharip uçağı üretebilecek altyapı ve teknolojiye sahip sınırlı sayıdaki ülkeler arasında yer alacağı, yurt içi imkan ve kabiliyetler ile tasarlanan ve geliştirilen 5'inci nesil insansız savaş uçağımız 'MİUS' ve insanlı 'Milli Muharip Savaş Uçağı' projelerimizin çalışmaları da tüm hızıyla devam ediyor." bilgisini paylaştı.

Savunma sanayisinde kazanılan kabiliyetlerin, enerjiden ulaştırmaya, sağlıktan bilişim sistemlerine kadar pek çok alana yayılmayı da sürdüreceğini belirten Oktay, şöyle konuştu:

"Ordumuzun ve diğer güvenlik birimlerimizin silah, teçhizat ve benzeri ihtiyaçlarının yerli ve milli imkanlarla karşılanmasının terörle mücadeleye katkıları da son derece kıymetlidir. Tüm dünyanın 'Nasıl oldu bu ilerleme?' diyerek takdirle ve gıptayla izlediği, bölgemizde denklemleri, dünyada savunma konseptlerini değiştiren insansız araçlarımız, yazılımından motoruna Türk mühendislerinin ürünü olan yeni nesil savunma ürünlerimiz ve milli gemi-denizaltı projelerimizle havada, karada ve mavi vatanda, ülkemizin hak ve menfaatlerini korumaya, teröre Türkiye'nin demir yumruğunu indirmeye, terörle kesintisiz mücadele etmeye devam edeceğiz."

"DEMOKRATİK BİR MİLLİ GÜVENLİK SİYASETİ BELGESİ VAR"

Oktay, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin, güvenlik konseptinin her boyutunda yurt içinde ve yurt dışında meydana gelen gelişmeleri takip ve analiz ettiğini, NATO kapsamında görev alanı ile ilgili çalışmaları yürüttüğünü ve Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi'ni hazırladığını anlattı.

CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılıç'ın, "Milli Güvenlik Siyaset Belgesi yıllardır neden yok?" sorusuna cevap veren Oktay, "İlk olarak 1963'te hazırlanan Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi, 1963'ten bu yana 8 kez güncellenmiş ve en son 30 Eylül 2019 tarihli Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı'nda görüşülerek uygun bulundu. Belge, milli güvenliğe yönelik devlet politikaları ile temel hassasiyetleri içerir. 30 Eylül 2019 tarihli Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı'nda Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi ile ilgili olarak milletimizle paylaşılan bir basın bildirisi bile mevcut. Onu bari inkar etmeseydiniz keşke." ifadelerini kullandı.

Söz konusu basın bildirisindeki "Ülkemizde, bölgemizde ve dünyada meydana gelen gelişmelerin milli güvenliğimize yönelik tesirlerinin tüm yönleriyle değerlendirilmesi suretiyle hazırlanan Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi görüşülmüş ve uygun bulunmuştur." ibaresini hatırlatan Oktay, "Arzu ettiğiniz vesayetçi ve antidemokratik metinler demokratik Türkiye'de artık yok. Özleminiz bu ise hayal kırıklığına uğramış olabilirsiniz. Çünkü demokratik bir Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi var." dedi.

"YABANCI DOSTLARINIZDAN UYARI MI ALDINIZ?"

Milli Güvenlik Kurulu bildirisinde, "ekonomik tehditlere" ilişkin ifadelerin yer almasının bazı milletvekilleri tarafından TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinden itibaren eleştirildiğine değinen Oktay, şöyle devam etti:

"25 Kasım 2021'de gerçekleşen MGK toplantısı basın açıklamasına, 'ülkemizin karşılaştığı ve karşılaşabileceği ekonomik sınamalar ile tehditlerin değerlendirildiği' ve 'Cumhuriyetimizin 100'üncü yılına her alanda olduğu gibi iktisadi olarak da güçlü şekilde ulaşma kararlılığı' yansımıştır. Bu, güvenlik konseptini tam da olması gerektiği gibi ekonomik, siyasi, toplumsal ve çevresel boyutlarıyla ele aldığımızın bir göstergesidir. Ekonomi, hem güvenlik politikalarının nihai amaçlarından biri hem de güvenlik politikalarının tartışılmaz bir enstrümanıdır. ABD-Çin jeopolitik rekabeti büyük oranda ekonomi güvenliği üzerinden sürdürülmüyor mu? Son zamanlardaki bütün dünyadaki tedirginlik arz güvenliği ile ilgili değil midir? Demokratik ülkeler başta olmak üzere ülkelerin arz güvenliğini garanti altına alma amaçlı her türlü güvenlik tedbirine başvurmakta olduğunu hep birlikte yakından takip etmiyor muyuz? Bağımlı ve tehditlere duyarlı bir ekonomi ile tam anlamda ayakları yere sağlam basan güvenlik politikalarını hayata geçirmek mümkün değildir.

Topyekun bağımsız ekonomi politikamızın MGK bildirisinde yer alması son derece doğal ve olması gereken bir durum. Ekonomi güvenliğimize dört elle sarıldığımızın kanıtı olan bu duruşumuz, ekonomiye yönelik arz güvenliği dahil, manipülatif ataklardan siber finans saldırılarına kadar hepimizin, tüm milletimizin hakkını hukukunu koruma irademizi gösteriyor. Böyle bir durumdan rahatsız olanlar, ekonomiye yönelik tehditlere karşı önlem almayalım mı isterdi? Bundan bile nem kaptığınıza göre, yine milletimizden bir şeyler mi gizliyorsunuz? Gizli otel koridorlarında buluşmalarınıza alışkın olduğumuz yabancı dostlarınızdan uyarı mı aldınız? MGK bildirisinde daha önce vurgulanan iklim değişikliği tehdidi ve ekonomi güvenliği gibi başka konular da güvenlik siyasetinin tüm boyutları ve milletimizin çıkarları göz önünde bulundurularak, güvenlik gündemimize alınabilecektir. Biz Cumhurbaşkanımız liderliğinde milli güvenlik politikamızı milletimizin önceliklerini ve geleceğini düşünerek belirlemeye devam edeceğiz."

"MİT, İSTİHBARAT DÜNYASININ SAYILI TEŞKİLATLARI ARASINDA YER ALDI"

Fuat Oktay, Milli İstihbarat Teşkilatının (MİT) da aynı anlayış ve kararlılıkla PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ/PDY, DEAŞ başta olmak üzere tüm terör örgütlerine ve terör tehditlerine karşı fedakarca çalıştığını vurguladı.

Dünya ölçeğinde bir servis olma vizyonuna sahip MİT'in, özellikle son yıllardaki başarılı operasyonları ile istihbarat dünyasının sayılı teşkilatları arasında yer aldığını anlatan Oktay, "Yurt içinde ve yurt dışında art arda başarılı operasyonlara imza atan MİT'in, önümüzdeki dönemde dijital istihbarat kabiliyetlerini daha da geliştirerek başarılarını taçlandıracağına inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Dış politikaya da değinen Oktay, şunları kaydetti:

"Biz mavi vatanda egemenlik haklarımızı savunup, deniz yetki alanlarımızı netleştirmeye çalışırken 'Libya'da ne işiniz var?' diye sorgulayanlar, bugün bizim Doğu Akdeniz politikalarımızı sorgulayamazlar. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı dahil 'terörü bulunduğu yerde vuracağız' politikalarımızdan hareketle, Suriye ve Irak sınırındaki terör kamplarına yaptığımız operasyonlara da destek vermeyenler, Suriye'de terörle ve terör devleti kurulmasını engellemeye yönelik mücadele kararlılığımızı sorgulayamazlar. 30 yıldır çözülemeyen Karabağ'daki Ermenistan işgalini 44 günde bitiren Can Azerbaycan'a desteğimizi tüm dünya ve her bir vatandaşımız görürken siz, bizim Azerbaycan politikamıza dil uzatamazsınız.

Türkiye'nin Filistin davasına ve Bosna'ya verdiği desteği görmek istiyorsanız, Filistinlilere ve Bosnalılara sorun, size cevap verirler. Bölgesinde ve tüm dünyada ses getiren Türkiye'nin dış politikası biliyoruz birilerini rahatsız ediyordur. İYİ Parti olarak sizi rahatsız ettiğini bilmiyorduk. Rahatsız da olsanız dış politikadaki kararlı duruşumuz devam edecektir. Türkiye, Doğu Akdeniz'de egemen hak ve yetkileri çerçevesinde kıta sahanlığında istediği alanda istediği zaman çalışma yapar. Doğu Akdeniz'de ülkemizin ve KKTC'nin meşru hak ve menfaatlerine zarar verecek hiçbir adımı karşılıksız bırakmayız."

"OCAK AYINDA 15 BİN ÖĞRETMEN ATAMASI GERÇEKLEŞTİRİLECEK"

Ataması yapılmayan öğretmenlere yönelik eleştirileri hatırlatan Oktay, "713 bin 625 öğretmen atanmış durumda, yalnızca 2021'de yaklaşık olarak 20 bin öğretmen atamış durumdayız. Aynı şekilde önümüzdeki ocak ayında da 15 bin öğretmen ataması daha gerçekleştirilecek." diye konuştu.

Oktay, öğretmenleri mağdur etmemek için bütçe dahilinde tüm imkanların seferber edildiğini, bu yıl da öğretmen atamalarının azami kadro imkanlarına göre gerçekleştirileceğini sözlerine ekledi.

Tüm Güncel haberleri için tıklayın