Size, 951 yıllık Anadolu tarihini gözünüzün önünde canlandıracak 1 saat 45 dakikalık bir seyahat önerim var.
İstanbul’dan Van, Siirt veya Ağrı’ya uçakla gidin, 2 saat civarı bir kara yolculuğuyla Ahlat’a varacaksınız.
Ahlat, Türkler’in Anadolu’ya giriş kapısı.
1071’de Selçuklu Sultanı Alparslan’ın, hemen yakındaki Malazgirt’te Roma ordusunu yenerek ilk yerleşimi kurduğu kent.
Selçuklu döneminde kısa sürede 300 bine kadar çıktığı tahmin edilen nüfusuyla, zamanın en büyük kentlerinden biriydi.
O günlerin izini, üzerlerinde (miladi) 1100-1300’lü tarihlerin kazılı olduğu mezar taşlarında görebileceğiniz Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı’nı ziyaret edin.
Süphan dağının mirası eşsiz Ahlat Taşı’na kazınmış süsleme ve yazı biçimleriyle hayranlık uyandıran mezar taşları, UNESCO Dünya Kültür Mirası geçici listesinde.
Mezarlık, Kültür Bakanlığı tarafından yapılan kazı ve iyileştirme çalışmalarında, bugüne kadar 8 binin üzerinde mezar ortaya çıkarıldı. Kazılar devam ediyor.
Mezar taşları, sadece altında yatan kişiler hakkında bilgi vermiyor. Tasarımları, süsleme ve yazı ustalıkları da ilk dönem selçuklu medeniyetinin yükseliş ve gerilemesine de işaret ediyor. Zira ilk yılların mezar taşları daha basit süslemelere sahipken, 1300’lere doğru en yüksek tasarım ve bezemelere ulaşmış, ardından yine sadeleşmeye başlamış.
Mezar taşlarında Arap alfabesiyle yazılmış Selçuklu Türkçesi, bazı örneklerinde günümüz hat sanatı ustalarına taş çıkaracak niteliğe sahip. Türk-İslam sanatının süsleme örnekleri de öyle…
Ortaya çıkarılan alan yerli ve yabancı turistlerin de ziyaretine açık. Mezarlık alanı içindeki yürüyüş yollarının da beton veya parke değil ‘ahşaptan’ yapıldığını not edeyim.
Mezarlığı ziyaret ederken, neden Ahlat’a “Anadolu’nun tapusu” denildiğini daha iyi anlıyorsunuz.
Ama birkaç saat sonra uçakla İstanbul’a döndüğünüzde havadan şehri izlerken, bugünkü İstanbul’a gelinen yolu daha iyi kavrıyorsunuz.
Türkiye Ahlat’ı, Selçuklu tarihini malesef yakın zamanda ‘yeniden’ keşfetti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel deyimle Van Denizi kıyısında bir Cumhurbaşkanlığı Köşkü inşa ettirdi. Okçular Vakfı, Malazgirt’te, savaşın yapıldığı bölgede Selçuklu Obası ve Etnospor alanı hazırladı. Ahlat’ta Gençlik Merkezi ve Misafir Evi henüz tamamlandı.
Bu gelişmeler, Anadolu Türk tarihinin başladığı yerin, Çanakkale gibi tarihi anmaların yapılacağı, gençlerin, öğrencilerin hem tarihi hem de Van Denizi çevresindeki doğal ve kültürel zenginliği tanıyabileceği bir turizm merkezine dönüşeceğinin işareti.
TURİZM ÖNERİSİ: SELÇUKLU YOLU
Selçuklu tarihi Ahlat’tan başlıyor, ancak elbette Ahlat’tan ibaret değil. Gözümde, Ahlat’tan başlayan ve Selçukluların Batı’ya ilerlediği yolu izleyen, Konya’ya, Karadeniz, Akdeniz ve Ege’ye ulaşan bir ‘harita’ canlandı. Böyle bir tarih-turizm yol haritası tarihimizi ve kimliğimizi daha iyi kavramada önemli bir anahtar olabilir.
Bilecik-Söğüt’ten başlayacak ve Yemen’den Afrika kıyılarına, Avrupa’ya uzanan bir Osmanlı Yol Haritası da buna eşlik edebilir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerine önerim olsun…
OKÇULUK SADECE BİR SPOR DEĞİL
Malazgirt’te Selçuklu Obası ve Okçuluk Merkezi yapılmasına önayak olan Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, okçuluk sporu ile gençlere tarihi tanıma ve yaşama fırsatı oluşturdu.
Selçuklu Mezarlığı’nı ziyarette yerel gazetecilerle sohbet ederken de, mezar taşlarına kazınan kültürün, tarihin bilinmesinin önemine işaret etti.
Okçuluk veya daha geniş ifadeyle etnospor dalları, sadece geçmişi yaşatmıyor, geleceğin küresel boyuttaki Türkiyesi’nin tarih ve kültür bilincinin güçlenmesine de büyük katkı sunacak.
AHLAT CUMHURBAŞKANLIĞI KÖŞKÜ
Bugüne kadar hakkında ne yazılmış diye hatırlamak için baktım.
Neler yazılmamış ki!
Külliye’nin pirinç kapılı asansörüne ‘altın’ diyen muhabirin BBC’de çalışabildiğini düşününce, Türkiye’de bu kadar yalan haber üretilmesine şaşırmıyoruz artık.
Sadede gelelim.
Van Denizi kıyısında yapılan Ahlat Cumhurbaşkanlığı Köşkü, Türkler’in Anadolu’ya giriş kapısını devlet adına ’yeniden’ tescil eden bir yapı.
İnşaatı tamamlanmış, çevre düzenlemesi de…
1071’in yıldönümünde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmen açılacak.
Yukarıdan aşağıya, misafir daireleri, toplantı odaları, seyir terasları, müze ve kokteyl alanı, en altta da İstanbul yalılarından bildiğimiz bir ‘iç iskelesi’ bulunuyor.
Müze, tarihteki Türk devletlerini temsilen 16 odayla çevrili, 16 ışıklı avizeyle aydınlatılan en büyük bölümü, binanın.
Tasarımı Selçuklu mimarisine uygun, hem dış görünümü hem de iç düzenlemeleri sade ve gösterişsiz…
Geldiğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da konaklayacağı daire de öyle.
Mutfak ve banyo ile oturma ve yatak odalarındaki tüm mobilya ve eşya ‘yerli’ ve orta sınıfa hitap eden markalardan seçilmiş.
Muhtemelen çoğunuzun evinde kullanılan markaların, yine çoğunuzun evinde bulunan ürünlerinden…
Köşk, sadece Cumhurbaşkanı gelip kalsın diye inşa edilmedi.
Yıl içinde birçok uluslararası liderler buluşmasına da ev sahipliği yapmak üzere tasarlandı.
Ayrıca Ahlat’ta yapılacak bütün tarihi anma organizasyonlarının da bir parçası olarak hizmet verecek.
Binanın henüz bir ‘resmi adı’ yok.
Ancak muhtemelen herkesin aklından Cumhurbaşkanlığı Alparslan Köşkü adı geçiyor…