FOTO GALERİ

Türkiye ilkleri başarıyor

Malezya Kara Kuvvetlerinin bel kemiğini oluşturan 8x8 tekerlekli zırhlı araçları yerel iş ortaklığıyla kullanıma sunan Türk savunma sanayisi, bunları kullanacak personelin eğitimine yönelik simülatörü de göreve hazır hale getirdi.

  • 1
  • 37
Türk savunma sanayisinin önde gelen kara aracı üreticilerinden FNSS Savunma Sistemleri AŞ, 2011 yılında imzalanan sözleşme doğrultusunda Malezya Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyacını karşılamak için DEFTECH ile kurduğu iş ortaklığıyla AV8 adı verilen 8x8 tekerlekli zırhlı muharebe aracını üretiyor.
  • 2
  • 37
Türkiye'nin kara sistemleri alanındaki en büyük ihracatlarından biri olan proje kapsamındaki teslimatlar tüm hızıyla sürerken, Malezya Silahlı Kuvvetleri için FNSS'nin Pars 8x8 aracı temel alınarak 12 değişik konfigürasyonda, toplamda 257 araç kullanıma sunulacak.
  • 3
  • 37
Askeri ve sivil alanda kullanılan platformlar için simülatörler geliştiren, bu alanda Türkiye'ye liderlik eden HAVELSAN da söz konusu araçlar için simülatörler üretme sorumluluğunu üstlendi. Çalışmalarında sona gelen şirket, yakın zamanda simülatörleri Malezya'ya gönderecek. HAVELSAN Eğitim ve Simülasyon Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Akif Nacar, AA muhabirine, simülatör teknolojilerindeki çalışmaları ve AV8 Projesi'ni anlattı.
  • 4
  • 37
TSK'nın ihtiyaçlarından ihracata

Şirketin, 20 yıllık bir dönemde simülatör alanında dünya şirketleri arasına girecek başarıyı elde ettiğini belirten Nacar, bu başarı yakalanırken denizaltı, helikopter, yolcu uçağı, savaş uçağı, paraşüt ve kara aracı gibi çok çeşitli alanlarda simülatörler üretildiğini söyledi. Nacar, "Üretilen simülatörler Türk Silahlı Kuvvetlerinin hizmetine veriliyordu ve Türkiye içindeki ihtiyacı karşılamaya yönelikti. Son yıllarda simülatör ihraç eder duruma geldik." dedi. AV8 Projesi ile ilk kez bir kara aracı simülatörü ürettiklerine dikkati çeken Nacar, "Türkiye'deki yerli platform üreticilerinden FNSS tarafından geliştirilen 8x8 zırhlı aracın simülatörünü Malezya'ya göndermek üzere ürettik. Simülatör tamamlandığında Malezya'da konumlandırılacak ve askeri eğitim tesislerinde görev yapacak." diye konuştu.
  • 5
  • 37
Sürücü ve operatör aynı anda taktik ortamda

Simülatörün iki eğiticiden oluştuğunu anlatan Nacar, şöyle konuştu: "Bunlardan birinde ileri sürüş teknikleri uygulanıyor. Çünkü araç 8x8 olduğundan her tekerin farklı süspansiyon sistemi ve devrilmeye karşı çeşitli önleme mekanizmaları var. Bunlara yönelik ileri derecede sürücü eğitimleri gerekiyor. Bunun için ayrı, büyük bir kabinimiz var. Görsel sisteminin dış dünyayı daha iyi açılardan gösterebildiği bir kabin. Bir de araçta bulunan silah, sensör ve kulenin komuta edilebilmesi için kullanılan daha küçük bir başka simülatör kabini mevcut. Bu iki kabin aracılığıyla eş zamanlı olarak aynı görev icra edilebiliyor. Örneğin, birinde operatör otururken, diğerinde sürücü aynı görüntüyü, ekranı, taktik ortamı kullanarak eğitimleri gerçekleştirilebiliyor."
  • 6
  • 37
Yerli platformların simülatörleri de görevde

Simülatör üzerinde müşteri ve araç üreticisinin talepleri doğrultusunda yaklaşık 3 yıllık bir çalışma yürüttüklerini ifade eden Nacar, sistemin gelecek aylarda Malezya'da kullanıma girmesini ümit ettiklerini dile getirdi.
  • 7
  • 37
Nacar, şirketin hedeflerine ilişkin şunları kaydetti:

"Bütün yerli platformların simülatör üreticisi olmak istiyoruz. Türkiye'de simülatör alanında bunu üretebilecek kapasitede büyük bir firma bulunmuyor, özellikle uçuş simülatörleri alanında. Dolayısıyla çeşitli platformlar için Türkiye'de simülatörler üretip, platformlar yabancı müşterilere satıldığında da bunları ihraç etme yoluna gitmek istiyoruz. Örneğin Atak helikopterinin, insansız hava aracı Anka'nın simülatörlerini burada geliştirdik ve müşterilerine teslim ettik. Bunlar başarıyla gerçekleştirdiğimiz yerli platform simülatörleri oldu."
  • 8
  • 37
Makine Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) Kırıkkale Silah Fabrikasında yerli ve milli imkanlarla üretilen Milli Piyade Tüfeği MPT-76, asker ve polisin gücüne güç katmaya devam ediyor.
  • 9
  • 37
Türk mühendis ve işçisinin birlikte gerçekleştirdiği ilk proje olan "Milli Piyade Tüfeği Projesi"nin hazırlık çalışmaları 2014'te tamamlandı. Testlerin ardından silahın seri üretimine 2016 yılında başlandı.
  • 10
  • 37
NATO standartları kapsamında soğuk, sıcak, kum, yağmur, çamur gibi ağırlaştırılmış ortamlarda 42 testi hatasız geçen MPT-76, eksi 40 ve 65 derecede, basınçlı su tehdidi altında ve balçıkta bile sorunsuz olarak çalışarak başarısını kanıtladı.
  • 11
  • 37
Türkiye'nin gururu haline gelen ve "G-3 gibi etkili, kalaşnikof gibi güvenilir, M-16 gibi pratik" olarak tanımlanan tüfeğin testleri sırasında 1 milyon 100 bin civarında mermi kullanıldı.
  • 12
  • 37
Dakikada 700 mermi atabilen, 4 kilo 180 gram ağırlığında gövde yapısına ve 7,62 milimetre namluya sahip MPT-76, 600 metreye kadar etkili bir menzile ve 12 bin atıma kadar namlu ömrüne sahip.
  • 13
  • 37
Teleskopik dipçiğe sahip silahın namlu boyu 406 milimetre. Silahın çatal ayağı aynı zamanda el tutamağı vazifesi de görüyor, üzerindeki pikatini raya gece görüş dürbünü gibi her türlü cihaz takılabiliyor. Silah aksesuarları ile 413 parçadan oluşuyor.
  • 14
  • 37
Testleri başarıyla tamamlaması ve 2016 yılında seri üretimine geçilmesinin ardından bugüne kadar MKEK Silah Fabrikasında üretilen 25 bin civarında MPT-76, başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere Emniyet Genel Müdürlüğüne ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki birliklere ulaştırıldı, aynı zamanda Pakistan, Afganistan ve bazı Avrupa ülkelerine de test amaçlı sınırlı sayıda gönderildi.
  • 15
  • 37
2019 için 30 bin talep MKEK Silah Fabrikası Müdürü Mehmet Ocakcıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, MPT-76'nın Türk insanın yaptığı ilk milli silah ve 42 NATO standardı testlerinden geçen tek silah olduğunu söyledi.
  • 16
  • 37
Silahın teknik özelliklerinden bahseden Ocakcıoğlu, "Proje çalışmalarına 2013 yılında başladığımız tüfekten 25 bin civarında üreterek güvenlik güçlerimize sevkıyatını yaptık. Tüfeğimiz, hem sağ hem de sol el kullanabilecek şekilde iki taraflı olarak tasarlanmıştır. Tüfeğin üst ve alt gövdesi özel alaşımlı alüminyumdan yapılmıştır. Daha önce yapılan G-3'lerin gövdesi sacdan yapılmıştı. Alüminyumdan olması silahın ağırlığını düşürdü. Bunu diğer tüfeklerden ayıran en önemli özellik ise mesafe. G-3'ün etkili menzili 400 metredir, bunun 600 metredir. MPT-76'yı kullanan askerimiz, polisimiz kendini 200 metre daha güvende tutar." diye konuştu.
  • 17
  • 37
"Bu tüfeğimiz, hepimizin gurur kaynağı olmuştur" Test çalışmalarının başarıyla sonuçlanması ve olumlu geri bildirimler sonucunda 2016 yılında MPT-76'nın seri üretimine geçildiğini hatırlatan Ocakcıoğlu, şu bilgileri verdi:
  • 18
  • 37
"Şu ana kadar 25 bine yakın silahımız teslim edilmiş durumda. 2019 yılı için de 35 bin 125 kesinleşmiş siparişimiz var.
  • 19
  • 37
MPT-76'yı başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere Emniyet Genel Müdürlüğüne ve Kıbrıs'a gönderdik.
  • 20
  • 37
Biz silahla ilgili çok güzel geri dönüşümler aldık. Şu ana kadar sıkıntılı bir geri dönüşüm olmadı. Bu tüfeğimiz, hepimizin gurur kaynağı olmuştur.
  • 21
  • 37
Silah fabrikası çalışanları olarak bundan sonra da elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Bizim öncelikli hedefimiz, kendi güvenlik güçlerimizin ihtiyacını karşılamak olduğu için yurt dışından gelen taleplere çok sıcak bakmadık ancak fabrikamızda üretilen yerli silahlar MPT-76, MPT-55 ve Bora-12 keskin nişancı tüfeğinden test için bazı ülkelere sınırlı sayıda gönderdik.
  • 22
  • 37
Test edildikten sonra beğenilirse kendi ihtiyacımızı tamamladıktan sonra ihraç edebiliriz."
  • 23
  • 37
  • 24
  • 37
  • 25
  • 37
  • 26
  • 37
  • 27
  • 37
  • 28
  • 37
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) unsurlarının nehir ve akarsuları güvenle aşmasını sağlayan ve "transformer" benzetmesi yapılan Samur, Türk savunma sanayisinin ilk özgün tasarım ve geliştirme projesi olarak başarıyla görev yapıyor. Projeyi gerçekleştiren ve bu alanda sayılı firma arasına giren FNSS, gelecek dönemde ihracat hedefliyor.
  • 29
  • 37
TSK envanterinde bulunan köprücülük teçhizatının çok ağır ve hantal malzemelerden oluşması eğitimler, malzemenin nakliyesi ve kurulumunda zorluklara yol açıyordu. Ayrıca bu durum çok fazla personel gereksinimi yaratıyordu. Söz konusu nedenlerle modern orduların envanterinde bulunan yeni nesil köprülerin bir an önce silahlı kuvvetlere kazandırılmasına yönelik çalışmalara başlandı.
  • 30
  • 37
Yürütülen çalışmalar sonunda ortaya Türk savunma sanayisinin kara araçları alanında ilk özgün tasarım ve geliştirme projesi olan "Samur" çıktı. Samur Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü, TSK'nın taktik harekat ihtiyaçlarına uygun olarak muharebe sahasında sulu açıklıklardan süratle ve emniyetle geçişi sağlayacak bir nakliye takımı ve köprü sistemi olarak tasarlandı. Samur'un, suda hafif, karada dayanıklı olması için özel malzemeler seçildi ve özel teknikler uygulandı. Samur, binlerce parçadan oluşan karmaşık bir sistem olmasına rağmen, arayüzü sayesinde kolayca kullanılabiliyor. Suda ise bir "joystick" ile idare edilebiliyor ve 360 derece her yöne hareket ettiriliyor. Milli imkanlarla tasarlanan "Samur"ların 12'sinin bir araya gelmesiyle yaklaşık 25 dakikada 150 metre uzunluğunda bir köprü oluşturuluyor ve araçların kıyılar arası geçişine olanak sağlanıyor.
  • 31
  • 37
Sınıfındaki en hızlı hücum köprülerinden biri olan Samur sisteminde, 5-6 dakika gibi kısa sürede araçlar ayrılıp kendi başlarına karşı kıyıya çıkabiliyor. Başlangıçtan itibaren tümüyle Türk mühendisler tarafından TSK'nın ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda üretilen Samur, silah ve yedek parça tedariki bakımından dışa bağımlılığı azaltması yanında ekonomiye fayda sağladı.
  • 32
  • 37
Barajda test edildi

Samur'un üretiminin ardından test için uygun ortam bulunmakta güçlük çekildi. Test için gerekli hızlarda akan bir nehir bulunamayınca yapay olarak uygun test ortamının sağlanması için arayışlara girildi. Sonunda Kesikköprü Barajı'nda savakların açılarak ihtiyaç duyulan akıntı hızının sağlanabileceği değerlendirildi ve ücret ödenerek test gerçekleştirildi. Türk savunma sanayisi açısından birçok ilki barındıran Samur'un ortaya çıkış süreci FNSS tarafından belgesele dönüştürüldü. Belgeselde projede görev alan isimler bu süreçte yaşadıklarını ve deneyimlerini anlattı.
  • 33
  • 37
Hazır alımdan yerli üretime

FNSS Genel Müdürü Nail Kurt, Samur'un heyecan verici ve önemli sorumluluk içeren bir proje olduğunu söyledi. Bu ihtiyacın başlangıçta hazır alımla yurt dışından karşılanmasının planlandığını belirten Kurt, şöyle konuştu: "Dünyada bunu üreten bir tek Almanlar var. Bir Alman firması hem tasarımını hem üretimini üstlenmişti. Bu sistemin içeride yapılıp yapılamayacağı incelendi. Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) bizimle de istişare halindeydi. Bir telefon geldi, "Böyle bir şey yapabilir misiniz?" diye. 2 günlük çalışma sonucunda "Evet" yanıtını verdim. İki aylık süreçte detaylı fizibilite çalışması hazırlandı ve o rapor SSB'yi ikna etti. Ondan sonra yurt dışı alımı durduruldu ve ihaleye çıkıldı. İhaleye iki firma katıldık. FNSS beklendiği gibi bu ihaleyi kazandı. Yurt dışından hazır alıma oranla yaklaşık yüzde 30 tasarruf sağlanmış oldu."
  • 34
  • 37
"Almanlar desteğe yanaşmadı"

İhaleyi aldıktan sonra benzer platformları yapan Alman firmasının yöneticisiyle aralarında geçen diyaloğu da anlatan Kurt, şunları kaydetti: "Avrupa'da bir iş seyahatine çıkıyordum. Bir telefon geldi. Almanya'da bu işi yapan firmanın genel müdürü benimle görüşmek istediğini söylüyordu. Bir fırsat yaratıp Münih Havalimanı'nda kendisiyle buluştuk. Merhabalaştıktan sonra ilk sözü 'Siz ne yapıyorsunuz?' oldu. Şaşırtıcı bir soruydu. Enteresan bir konuşma geçti aramızda, 'Kaç yılda bitecek bu proje?' dedi. 'Yaklaşık 6 yıl.' dedim. '6 yılda tasarımı ve 52 aracın üretimini yapacağınızı mı düşünüyorsunuz?' dedi, 'Evet' yanıtını verdim. '6 yılda bir tane bile araç yapamazsınız.
  • 35
  • 37
iz 40 yıldır bu işi yapıyoruz, nelere mal olduğunu, nasıl bir tecrübe, bilgi birikimi gerektirdiğini biliyorum, hiçbir şey yapamazsınız.' dedi. 'Peki bunları söylemek için mi çağırdın beni?' dedim. 'Hayır, bunları tabii ki söyleyeceğim ama bir önerim var.' dedi. 'Nedir?' diye sordum. 'Bizden alın bunları, verin Türkiye'ye.' dedi. 'Kahve, çay için teşekkür ederim ama bu bir opsiyon değil, bu bir özgün tasarım projesi. Bunun altına elimizi koyduk ve başaracağız. Destek vermek isterseniz konuşabiliriz.' dedim. Tabii ki Almanlar desteğe yanaşmadılar. 'Tamamen hazır alın'a getiriyorlardı. Bu bizim için bir opsiyon değildi. Tabii ki reddettik."
  • 36
  • 37
Bu diyaloğun 2 hafta rüyalarına girdiğini dile getiren Kurt, "Bu zorlu projeden yüzümüzün akıyla çıktık. Bütün bu başlangıç korkularını, zorluklarını bir bir yenerek gerçekten Türk savunma sanayisinde, kara sistemlerinde örnek teşkil eden ve bilahare özgün tasarımların da fazlasıyla önünü açan çok önemli bir projeydi, layıkıyla yerine getirdik." dedi.
  • 37
  • 37
FNSS, Samur'un ortaya koyduğu performansla bu araç sınıfında dünyadaki sayılı firma arasına girdi. Şirket, söz konusu platformla Türkiye'deki başarısını uluslararası alana taşımayı ve ihracatı hedefliyor.