Veterinerlik fakültesini bastılar!

İstanbul’da geçen hafta hayvan özgürlüğü aktivistleri ve öğrenciler, İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde “Et Muayenesi” dersine baskın yaparak eğitim için koyunların kesilmesini engelledi.

Baskın anı aktivistler tarafından görüntülenirken, olay hakkında basın açıklaması yapan Yeryüzüne Özgürlük Derneği üyesi Neşe Akbaş, "21. yüzyılda hayvan deneyleri hala oldukça meşru. Kapalı kapılar ardında görünürlüğü engellenen bu deneyler, kamuoyu nezdinde tartışılamamaktadır” dedi.

İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde yaşanan hayvan kesme skandalı gündeme damga gibi vurdu. Fakülte öğrencilerine eğitim adı altında verilen “Et muayenesi” dersinde kesilmek istenen koyunlar, hayvan özgürlüğü aktivistleri ve öğrenciler tarafından derse baskın yapılarak engellendi. Yapılan baskın, dersi basan aktivistler ve öğrenciler tarafından cep telefonuyla kayıt altına alınırken, dersten sorumlu akademisyenler, öğrenciler ile dersi basan aktivistler arasında arbede yaşandı.

Yaşanan arbede sonucunda dersi görmek isteyen öğrenciler, “Eğitim haklarının gasp edildiğini” savunarak dersi basan aktivistlere tepki gösterdi. Aktivistler ve öğrenciler ise koyunların kesilmesinin “cinayet” olduğunu savunarak koyunların yanına yattı. Yaşanan büyük çaplı tartışma sonucunda dersi basan aktivistler ve öğrenciler tarafından koyunların kesilmesini engellendi. Olay sonrası hayvan özgürlüğü aktivistleri, öğrencilere "Eğitimde vicdanî ret hakkı" tanınmasını talep etmek ve hayvanların yaşam hakkını gasp eden eğitim sistemini teşhir etmek için bir kampanya başlattı.

Baskın anına ilişkin görüntülerin sosyal medyada yayınlanmasının ardından harekete geçen hayvan hakları özgürlüğü savunucuları, İnsan Hakları Derneği (İHD) Yönetim Kurulu üyesi Hulusi Zeybel, Yeryüzüne Özgürlük Derneği üyeleri Neşe Akbaş, Fatma Biltekin, Burak Özgüner ve Dicle Ürünay ile İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Hülya Yalçın İHD İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi.

Toplantıda basın açıklamasını okuyan Yeryüzüne Özgürlük Derneği üyesi Neşe Akbaş, “Geçtiğimiz hafta İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde “Et Muayenesi” dersinde, koyunlar kesilmek üzereyken hayvan özgürlüğü aktivistleri ve öğrencileri, söz konusu dersi bloke etmeye, hayvanların kemsini engellemeye ve hayvanları kurtarmaya çalışmıştır. Eylem sırasında kesimhaneye gelen dekan ve öğretim görevlileri eylemin neden yapıldığını anlamaya çalışmak bir yana, dersteki öğrencileri yaptıkları açıklamada ve eylem sonrasında bir haber kanalına verdikleri demeçte, “Bu uygulamalar dünyanın her yerinden böyle” diyerek konu ile ilgili hiçbir bilgiye sahip olmadıklarının ortaya çıkmasını sağlamışlardır. Bu akademisyenlerin bilmedikleri; alternatif yöntemlerin varlığı, dünyanın birçok ülkesinde ve üniversitelerde eğitimde vicdani ret hakkının yasalarla ve yönetmeliklerle güvence altına alınmış olduğudur. Veteriner hekimlik gibi uzmanlık ve güncel bilginin takibinin zorunlu olduğu bir alanda, eğitim veren bir profesörün dünyadaki bu konudaki gelişmelerden bihaber olması da kabul edilemez. Hayvanların hastalıklarını tedavi etmenin yanı sıra yaşatma gibi bir sorumluluğu olan fakültede verilen eğitim, ne yazık ki yaşatmakla değil öldürmekle sağlanmaktadır. Tıpkı bu güncel örneğimizde olduğu gibi sadece eğitim adı altında binlerce hayvan kesilip biçilmekte; anestezi kullanılarak ya da kullanılmayarak yapılan deneylerin sonrasında üzerinde deney yapılan hayvanlar, hayatta kalmış olsalar dahi istinasız olarak öldürülmektedir. Etik ve evrensel değerler açısından her gün geliştiği iddia edilen insanlığın geldiği 21. Yüzyılda hayvan deneyleri hala oldukça meşru ve bir zemine oturtulmakta ancak bu kadar meşru olduğu iddia edilen ve kapalı kapılar ardında, yüksek güvenlik önlemleri altında ve büyük bir gizlilikle yürütülerek görünürlüğü engellenen bu deneyler, kamuoyu nezdinde tartışılamamaktadır” dedi.

Olay hakkında hukuki olarak açıklamalarda bulunan İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Hülya Yalçın ise, “Hayvan deneyleri yasal olarak çok yaygın yapılmaktadır. 5199 sayılı Koruma Kanunu kapsamında hayvan deneylerinde başvuru alanımız neredeyse yok denecek kadar kısır bir alandır. Çünkü kanuna göre kurallara uyulmadığı, hayvanlara acı verildiğini kanıtlayarak bir sonuca varmamız lazım. Bunun içinde hayvan deneylerinin yapıldığı yerlere nüfuz edebilmemiz lazım, bu da imkansızdır. İdari başvurularımızda bile aldığımız cevap bilimsel, teknik sır, devlet sırrı gibi korunmaları yönündedir. Biraz baskı yaptığımız ve sosyal yükselme olduğu zaman ise kendi aralarında etik kurullar kuruyorlar” diye konuştu.

Yapılan açıklamanın ardından Yeryüzüne Özgürlük Derneği üyelerinden Burak Özgüner ve Dicle Ürünay öğrenci oldukları yıllarda konuyla ilgili yaşadıkları tecrübeleri anlattı. Özgüner hayvanların kesilmesiyle ilgili deneyimlerini anlattığı esnada Ürünay’ın gözlerinin dolması dikkat çekti.