Ünlü çiğ köfte firmasına ortaklık davası

İzmir'de yaşayan Mehmet Zeki Gülmez (39), ilk şubesini 2007 yılında açılan ve şu anda 4 bin şubesi bulunan ünlü çiğ köfte markasının sahibine, söz üzerinde kurdukları adi ortaklığın koşullarını yerine getirmediği iddiasıyla dava açtı. Marka ve marka altındaki tüm faaliyetlerin yüzde 25'inde hak sahibi olduğunu ileri süren Gülmez, ''İşçi olarak çalışmaya başladığım bir iş yerine ortak oldum ve bu markada benim de emeğim var. Hakkımı istiyorum'' dedi.

Mehmet Zeki Gülmez, 2005 yılında İstanbul'da 3 çiğ köfteci dükkanı bulunan S.A.'nın yanında işçi olarak çalışmaya başladı. Gülmez'in çalıştığı Ümraniye'deki çiğ köfteci başta olmak üzere, şubelerin kazancı artmaya başlayınca S.A., Gülmez'i yeni şubeler açması için görevlendirdi. Gülmez, kurduğu ekiple birlikte yeni dükkanlar açarak şube sayısını 7'ye çıkardı. 2007 yılına ise S.A., iddiaya göre Gülmez ve bir çalışanına söz üzerinden adi ortaklık teklif etti. S.A.'nın sahip olduğu mevcut şubeleri kapsamayan adi ortaklık anlaşmasında, yeni bir marka oluşturulması karar verildi. Söz üzerinden yapılan ve kağıt üzerinde herhangi bir belgesi bulunmayan adi ortaklıkta, marka ve marka altındaki tüm faaliyetlerin yüzde 50 hissesi S.A.'ya, geri kalan yüzde 50 ise Gülmez ve diğer arkadaşına pay edildi. Bunun üzerine İzmir'e gelen Gülmez, bugün yaklaşık 4 bin bayisi olan çiğ köfte markasının ilk şubesini Yeşilyurt Ordu Caddesi'nde açtı. Bir yılda Gülmez ve ekibi, İzmir'de şube sayısını 11'e çıkarırken, ilk 3 senede de marka adına 470 bayilik verildi. 2010 yılında ise Gülmez'in iddiasına göre, S.A. işlerin büyümesi üzerine kendisini şubelerden uzaklaştırmak istedi. Yaptıkları adi ortaklığa göre markanın yüzde 25'inin kendisine ait olduğunu savunan Gülmez, ortaklık, tasfiye ve kar payı konusunda S.A. ile anlaşamadı. Bunun üzerine Gülmez, marka ve marka altındaki tüm faaliyetlerin yüzde 25'inin kendisine ait olduğu iddiasıyla İstanbul Gaziosmanpaşa 3'üncü Asliye Mahkemesi'nde S.A. hakkında dava açtı.

İLK ŞUBE İZMİR'DE AÇILDI

Günümüzde yaklaşık 4 bin şubesi bulunan çiğ köfte firmasının büyümesi ve markalaşmasında büyük emeğinin olduğunu belirten Gülmez, "2005 yılında S.A.'nın çiğ köfteci dükkanında işçi olarak işe başladım. Yanına girdiğimde üç şubesi vardı ve işleri iyi gitmiyordu. Ben ve arkadaşlarım fazla mesai yaparak, çeşitli aktivelerle kısa sürede işleri büyüttük. İşler büyüyünce S.A., 3 şube daha açtı. Açılan şubelerle hep ben ilgilendim. Satışlarımız çok iyi gidince S.A., 2007 yılında bana ve bir arkadaşımıza yeni yaratılacak bir marka için sözlü olarak adi ortaklık teklif etti. Arkadaşımla bana yüzde 25'er hisse verilirken, yüzde 50 hisse S.A.'ya aitti. Yeni bir marka oluşturduk ve İzmir'in Yeşilyurt semtinde ilk şubemizi açtık. Bir sene gibi kısa bir sürede de İzmir'de 11 şubeye ulaştık. 11 şubeden sonra bayilik vermeye başladık. 2-3 sene içinde de 470 bayilik verdik" dedi.

'DEVRE DIŞI BIRAKILDIM'

Açılan şubelerden sonra işlerin büyümesi ve markalaşma süreciyle birlikte S.A.'nın, kendisini uzaklaştırmaya başladığını iddia eden Gülmez, şöyle devam etti:

"2010 yılında S.A., bizi dükkanlardan uzaklaştırmaya başladı. Yetkilerimizi elimizden almaya çalıştı. Bizleri devre dışı bırakmak istedi ve dükkanlara sokmadı. Kendisiyle konuştuğumuzda hakkımızı vereceğimizi söyledi. Ancak adi ortaklıktan doğan haklarımızı vermedi. Ben de hakkımı aramak için mahkemeye başvurdum. Tüm delil ve kanıtları mahkemeye sundum. Sadece emeğimin karşılığını istiyorum. Bu marka zincirinin en büyük emektarı benim. Bu markayı kendi kurmuş gibi anlatılması, benim çok zoruma gidiyor. Sonuna kadar hakkımı arayacağım. Adi ortaklıkla sahip olduğum yüzde 25 hakkımı almak için mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim."

Gülmez, S.A.’nın, firmanın yüzde 25 ortağı olduğunu söylediği diğer arkadaşı ile 5 şube karşılığında anlaştığını öne sürdü.

ADİ ORTAKLIK NEDİR?

En basit şirket modeli olarak gösterilen adi ortaklıkta şirketlerin tüzel kişilikleri bulunmazken, kendilerine ait mal varlıkları üzerinde ortakların elbirliği mülkiyeti vardır. Adi ortaklıkta, yazılı olarak düzenlenmesinin yanı sıra taraflar, sözlü olarak anlaşarak da şirket kurabilir. Bu yapıdaki şirketlerde ortak, diğer ortakların isteği dışında paylarını devredemezken, başka bir şahıs da şirkete ortak olamaz. Adi şirketlerde; para, sınai haklar, şahsi emek, ticari itibar, taşınır ve taşınmaz mallar da sermaye olarak kullanılabilir.

(DHA)