Sokakta fesleğen satarken, Türkiye'yi süsleyen adam oldu

İZMİR'in Bayındır İlçesi'nin çiçekçiliğin başkenti haline gelmesinde en önemli paya sahip üreticilerden 66 yaşındaki Sabri Koçaroğlu'nu bu günlere getiren mücadelesi, filmlere konu olacak başarıyla dolu

1

50 yıl önce sokaklarda fesleğen satan ilkokul mezunu Sabri Koçaroğlu'nun hayatı, Yunanistan Selanik'ten göç edip ilçeye yerleşen Zeynep Çakır'la tanışmasıyla değişti. Koçaroğlu, sokak satıcılığından tezgahtarlığa, kamyonet kasasında pazarlarda çiçek satışlarına uzanan meslek yaşamında, bugün 200 dekarlık modern seralarda 600 çeşit çiçek yetiştirilen imparatorluk kurdu. Sabri Koçaroğlu, "Bizim birinci hedefimiz dürüstlüktür, sonrasında hep daha iyisini üretmek gelir. Hayatımı Zeynep teyze değiştirdi, belediyeyle adına park açıp heykelini dikeceğiz" dedi.

Bayındır'da çiftçilik yapan ancak arazileri olmayan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Sabri Koçaroğlu, ilkokuldan sonra maddi imkansızlık nedeniyle eğitimini sürdüremedi. Küçük Sabri, ailesinin geçimine katkıda bunmak için, taşıyabileceği kasalar içerisinde sokak aralarında fesleğen satmaya başladı. Günde bir kasa fesleğeni kısa sürede edindiği müşterileri sayesinde kolayca satmaya başlayan Koçaroğlu, 1966 yılında güçlükle satın aldığı 4 tekerlekli tezgah üzerine bu kez 4 kasa fesleğen koyup satmaya başladı. 

ZEYNEP TEYZE HAYATINI DEĞİŞTİRDİ
Kendi ifadesiyle, '4 kasayla birlikte işleri de 4 kat artan' Sabri Koçaroğlu'nun hayatı, Yunanistan'ın Selanik kentinden göç edip ilçeye yerleşen Zeynep Çakır'la pazarda tanışmasıyla değişti. Kendisi de çiçek yetiştiren Zeynep Çakır, Koçaroğlu'na "Bu çiçekleri al sat, parasını sonra ödersin" dedi. Maddi imkansızlıklar yüzünden fazla sayıda çiçek satın alamayan Koçaroğlu, bu teklifi kabul edince işleri de açıldı. Satın aldığı kamyonet kasasında çiçekleri İzmir'e götürüp toptan satışa başladı. Ardından hem kamyonetini büyüttü, hem de işlerini. Bu kez birçok kente, yetiştirdiği çiçekleri götürüp sattı. Eşinin ve iki oğlunun da kendisine destek vermesiyle Sabri Koçaroğlu, Bayındır'ın çiçekçiliğin başkenti olmasında önemli bir paya sahip işletmesini kurdu. Koçaroğlu, bugün ilçenin farklı alanlarında toplam 200 dekar arazi üzerinde, modern ve teknolojik donanımlara sahip seralarda, 600 çeşit çiçeğin üretimini yapmaya başladı. 
TÜRKİYE'Yİ SÜSLEDİ
Kendi ürettiklerinin yanı sıra ithal ettiği çiçekleri de pazarlayan ve Türkiye'nin her kentine çiçek satışı yapan Sabri Koçaroğlu, buralarda inşaatları yeni tamamlanan lüks sitelerden turistik bölgelerdeki 5 yıldızlı tesislere, kentlerin büyük meydanlarına kadar her noktanın güzelleşmesini, süslenmesini sağladı. İki oğluyla omuz omuza veren artık işleri onlara devretmeye hazırlanan Sabri Koçaroğlu, bugünlere gelmesini sağlayan 2013 yılında vefat eden Zeynep Çakır'a da vefa örneği gösterdi. Bayındır Belediye Başkanı Ufuk Sesli ile birlikte hazırladıkları projeyle, Zeynep Teyze adına park kurmayı ve heykelini yapmaya karar verdi.
DÜRÜSTLÜK İLK ŞART
Gençlik yıllarında zor şartlar yaşamasına rağmen hayal kurmayı hiç bırakmadığını belirten Sabri Koçaroğlu şunları anlattı:
"Hep hayal kurarak yaşadım ve kurduğum hayallerin neredeyse tamamına ulaştım. Benim için dürüstlük çok önemli. İlk şart dürüstlüktür, sonrasında hep daha iyisini üretmek gelir. Ailem çiftçilik yapardı, ama kendi toprağımız bile yoktu. Hayatımı üçe ayırmıştım. Baharda çiçek satardım. Yazın otellerde çalışırdım. Kışın da fırıncılık yapardım. Sonra hepsini bıraktım tek iş olarak çiçekçilik yaptım. Benim için bu iş bir ilimdir araştırdığın, merak ettiğin, en önemlisi hayal ettiğin sürece ilerleyerek devam eder gider."
'MERDİVENİN HER BASAMAĞINDA 5 YIL BEKLEDİM' 
İşlerini düşünerek büyüttüğünü vurgulayan Sabri Koçaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben merdivenin her basamağında 5 yıl bekledim. Düşünüp planladım sonra yapmaya karar verdim. Geldiğim nokta şimdilik iyi. Daha büyümek gibi bir düşüncem yok. Ama çocuklarla oturup konuşacağız. Onlar işi benden öğrendi. Her yıl yeni ürünler ortaya çıktığında, taleplerin farklılaştığı bir sektörde her isteğe cevap verebilmek kolay değildir. Onun için araştırmak, görmek, merak etmek çok önemlidir. İki oğlum çok başarılı, birisi pazarlamada, diğeri yabancı ülkelerde araştırma yapıp ürün geliştirmede iyi. Bizim sloganımız var. 'Her fidan bir nefestir, onun için bir fidan da siz dikin' diye. İnsanların bu sözle yeşili sevmesini istiyoruz."